"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 15/11/2022 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalı ...Ş. vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ...Ş. çalışanı ...'nın, diğer davalı ... Ltd. Şti. adına şirketin bilgisi ve talimatı dışında 17/10/2016 tarihinde 1.500.000 TL tutarında sahte kredi açıp söz konu parayı zimmetine geçirdiğini, daha sonra kredinin davalı ... Ltd. Şti. nin davalı banka nezdinde bulunan hesabındaki mevduattan yine şirketin bilgisi dışında kapatıldığını, davalı şirketin hesabından verdiği EFT talimatını yerine getiremeyeceğini anlayan ...'nın, bu kez banka çalışanı olan kardeşi ...'den yardım talebinde bulunduğunu, bunun üzerine ...'in banka müşterisi ... Ltd. Şti. ne ait hesaptan zimmetine geçirdiği 1.500.000 TL'yi davalı şirketin hesabına EFT ile gönderdiğini, müşterilerinin hesabından usulsüz olarak gönderilen 1.500.000 TL'nin ise banka tarafından müşterilerine iade edilip ibraname alındığını; banka tarafından gönderilen para ile EFT talimatı gerçekleştirilmiş olan davalı şirket ile müşterisinin zararını gidermekle yükümlü olan davalı bankanın pasifinin azalması suretiyle sebepsiz zenginleştiklerini ileri sürerek; 1.500.000 TL'nin EFT talimatının gerçekleştirildiği tarih olan 30/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... Ltd. Şti.; davacı ve davalı banka çalışanlarının gerçekleştirmiş oldukları eylemlerden habersiz olduğunu, talebi doğrultusunda yapılan EFT işlemlerinin de hesabında bulunan para ile yapıldığını, dolayısıyla sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemeyeceğini, tarafına husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı İNG Bank A.Ş.; davacı bankanın çalışanı olan ...'in eylemlerinden ötürü sorumluluğuna gidilemeyeceğini, tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, bahse konu şahıs hakkında başlatılan soruşturmanın sonucunun beklenilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; adam çalıştıran sıfatı ile davacı bankanın, çalışanı ...'in zimmetine geçirdiği paradan kaynaklı müşterisi ... Ltd. Şti.nin zararını gidermekle mükellef olup, bahse konu şirkete yapmış olduğu 1.500.000 TL tutarında ödeme ile yükümlüğünü yerine getirdiği, bu sebeple davalıların sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemeyeceği, sorumluluklarına gidilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacı ve davalı banka çalışanları tarafından davalı ... Ltd. Şti. nin hesabında gerçekleştirilen suistimale konu işlemler nedeniyle davalı şirketin malvarlığında herhangi bir artış olmadığı, sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilemeyeceği; öte yandan davalı ... Ltd. Şti. nin hesabındaki açığın, davacı banka çalışanı ...'in banka müşterisi adına sahte kredi açıp zimmetine geçirdiği 1.500.000 TL ile kapatıldığı, akabinde davacı bankanın çalışanının haksız eyleminden kaynaklı müşterisinin zararını giderdiği, dolayısıyla davalı banka müşterisi davalı şirketin zararının da davacı banka tarafından giderildiği, her ne kadar iyiniyetli davalı banka pasifinin azalması suretiyle sebepsiz zenginleşmiş ise de, dava ve geri isteme tarihi itibariyle davaya konu 1.500.000 TL'nin davalının elinden çıktığı, bu nedenle geri istenemeyeceği gerekçesiyle; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Borcun kaynaklarından biri olarak öngörülen sebepsiz zenginleşme, Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 77 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Haklı bir neden olmaksızın başkasının malvarlığından ya da emeğinden zenginleşen kimse bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür (TBK m. 77).
Buna göre borcun kaynağı olarak öngörülen sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli haklı bir sebebe dayalı olmaması gerekmektedir.
Sebepsiz zenginleşme davası kişisel nitelikte bir davadır. Yalnız zenginleşen borçlu ve mirasçıları aleyhine açılabilir. Bu itibarla, borçlu, karışma veya birleşme gibi bir sebeple mülkiyetini sebepsiz kazandığı bir şeyi, üçüncü bir kişiye devretmiş ise, alacaklı hak sahibi üçüncü kişiye, kişisel nitelikte olduğu için, sebepsiz zenginleşme davasını açamaz. Burada zenginleşen, şeyin mülkiyetini kazandığı için, üçüncü kişinin iyi veya kötü niyetli olması da sonucu değiştirmez. (Eren, Fikret; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2020, s. 952)
Eş söyleyişle, sebepsiz zenginleşmede " dolaysızlık şartı " aranmaktadır. Fakirleşme ile zenginleşme arasındaki ilişkinin dolaysız olması gerekir. Dolaysızlık şartı, sebepsiz zenginleşmenin önce birinin mal varlığında gerçekleşip sonra başkasının mal varlığına aktarılması durumunda iade talebine izin vermez.
Somut olayda; davalı banka çalışanı ... tarafından banka müşterisi olan davalı şirket adına sahte kredi açılıp kredi tutarı olan 1.500.000 TL'nin zimmetine geçirildiği, işbu kredinin yine banka müşterisi davalı şirketin davalı banka nezdinde bulunan hesabındaki mevduattan kapatıldığı, davalı şirketin hesabından verdiği, EFT talimatını yerine getiremeyeceğini anlayan ...'nın, davacı banka çalışanı olan kardeşi ...'den yardım istediği, bu kez ...'in davacı banka müşterisi dava dışı şirket adına açmış olduğu sahte kredi ile kredi bedeli olan 1.500.000 TL'yi zimmetine geçirip, işbu parayı davalı şirketin hesabına gönderdiği, akabinde davacı bankanın, çalışanının haksız fiili sonucu müşterisinin zararını giderip 1.500.000 TL'yi müşterisine iade ettiği; eldeki davanın ise davalıların sebepsiz zenginleştiğinden bahisle alacak istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, bölge adliye mahkemesince; sebepsiz zenginleşme davasının kişisel nitelikte bir dava olduğu, dolaysızlık şartının aranacağı, davaya konu olayda fakirleşen davacı banka aleyhine zenginleşenin zimmetine para geçiren aynı bankanın çalışanı olan dava dışı ... olduğu, bu sebeple davaya konu edilen paranın davalılardan istenemeyeceği gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru bulunan bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, HMK'nın 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 15/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.