"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1665 E., 2021/2780 K.
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/120 E., 2020/289 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde davalı vekili Av. ..... ile davalı İNG Bank Genel Müdürlüğü vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelen taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davalı bankadan 20.03.2009 tarihinde 290.000 TL 120 ay vadeli, yıllık akdi faiz oranı %17,76 olan konut kredisi kullandığını, Rekabet Kurumu tarafından 12 bankanın 08/03/2013 tarihinde konut kredilerinde birlikte fiyat belirlemek amacıyla kartel oluşturduğunun tespit edildiğini, tespit sonucu verilen para cezasının Danıştay tarafından onandığını, davalı bankanın da söz konusu 12 banka içinde olduğunu, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 57. ve 58. maddeleri gereği kartel faizi nedeniyle meydana gelen zararın 3 katının ödenmesini talep ettiğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı bankaca kullandırılan konut kredisinde kartel faizi uygulanmak suretiyle neden olunan zararın 3 katı tutarındaki 2.500 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesi istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının zarara uğradığını ortaya koyan hiçbir dayanak bulunmadığını, Rekabet Kurulu Kararında 12 bankanın farklı konulardaki eylemleri iddiasıyla ceza aldığını, kararda bankanın kredi hizmetleriyle ilgili bir tespitin bulunmadığını, sadece mevduat hizmetleri ve konut kredisi refinansman SMS’lerine ilişkin değerlendirmeler bulunduğunu, davacının tazminat talebiyle ilgili olarak dava konusu olayda haksız fiilden doğan sorumluluk şartlarından olan hukuka aykırılık zarar, illiyet bağı ve kusur unsurlarının bulunmadığını, davacının 12 banka haricinde bir bankadan da kredi kullanabileceğini, bu seçimin davacının muhtariyetinde olduğunu, davacının alacak talebinin TBK 72. Madde kapsamında zamanaşımına tabi olduğunu, söz konusu zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Rekabet Kurulu kararında “rekabet” adıyla anılan 5 adet bankanın aralarında anlaşarak Tüketici, İhtiyaç, Taşıt ve Konut Kredilerinin faiz oranlannda suni artışlar yaptıklarının tespit edildiği, ancak davalı ING Bank A.S.’nin bu bankalar arasında bulunmadığı, bu nedenle davalı ING Bank A.S.’nin Konut Kredisi faiz oranlatma ilişkin rekabeti ihlâl edici anlaşmaya taraf olmadığı, dolayısıyla kullandırdığı Konut Kredisi faiz oranlarında suni artış yaptığı yönünde bir tespit bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafın davalı bankadan kullandığı dava konusu Konut Kredisi nedeniyle herhangi bir zarannın oluşmadığı gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; hukuki dinlenilme haklarının kısıtlandığını, davalı bankanın da Rekabet Kurulu'nun soruşturması kapsamındaki 12 banka içinde olduğunu, itirazlarını karşılar mahiyette rapor alınması gerektiğini, TBK 88 ve 120. Maddeleri gereği uygulanan faiz oranının fahiş olduğunu belirterek verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı banka ile ilgili olarak, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31.05.2021 tarihli ve 2019/2708 Esas, 2021/1108 Karar sayılı kararında; soruşturmaya taraf olan 12 bankanın tek bir çerçeve anlaşma veya ortak plan dahilinde belirli bir koordinasyon içerisinde hareket ettiğinin ortaya konulamadığı açık olan uyuşmazlıkta, ilgili bankalar hakkında ihlale dahil oldukları her bir hizmet yönünde ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiğinin belirtilmesine ve mahkemece, hükme esas alınan denetime elverişli bilirkişi raporunda bu konuda değerlendirme yapılmış bulunmasına göre, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf talebinin esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2019/2708 Esas ve 2021/1108 K.sayılı dosyanın eldeki dava bakımından bekletici sorun olarak kabul edilmesi gerektiğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, yeniden bilirkişi raporu alınması taleplerinin dikkate alınmadığını, mahkemece de tespit edileceği üzere Rekabet Kurulu'nun davaya dayanak teşkil eden kararında, davalı ING BANK A.Ş. aralarında anlaşarak Tüketici, İhtiyaç, Taşıt ve Konut Kredilerinin faiz oranlarında suni artışlar yaptıkları tespit edilen ve “rekabet” adıyla anılan bankalardan sayıldığını, buna rağmen Rekabet Kurulu Kararı'nın sadece tüketici kredileri ile ilgili kısmının incelenerek kalan kısmının ise detaylı olarak incelenmediğini, ING Bank'ın diğer bankalarla uyumlu eylem içerisinde bulunarak konut kredisi faizi oranlarında suni artış yaparak bunun sonucunda fazla olarak konut kredisi faizi tahsil ettiğini, 6098 sayılı TBK m.88'deki faiz oranlarına ilişkin düzenlemenin konut dahil tüketici kredisözleşmelerinde uygulanması gerektiğini, Yargıtay'ın 13.HD. 22.11.2012 tarihli 2012/17865 E. 2012/26319 K. sayılı kararında da tüketici olan veya olmayan ayrımına dahi girilmeksizin, akdi ve temerrüt faiz oranlarıyla ilgili olarak 6098 sayılı TBK'nın 88 ve 120. maddelerinin ticari ve ticari olmayan tüm ilişkilerde uygulanması gerektiğine ilişkin kararı olduğunu ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı bankadan kullandığı konut kredisinde kartel faizi uygulanarak zarara uğratılması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4054 sayılı Kanunun 57. maddesinde "Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur. "
58. maddesinde "Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün kârlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır. Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hâkim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan kârların üç katı oranında tazminata hükmedebilir. " şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararının iptaline ilişkin Ankara 2. İdare Mahkemesince açılan davada davanın reddine karar verilmiş, karar düzeltme aşamasında Danıştay 13. Dairesinin 21/05/2019 tarih ve 2016/4017 E. ve 2019/1779 K. sayılı kararı ile bozulması üzerine Ankara 2. İdare Mahkemesinin 19/07/2019 tarih ve 2019/1108 E. ve K.2019/1463 K. sayılı "Israr-Ret" kararı verilmiş ve bu kez Danıştay İdari Dava Daireleri 31/05/2021 tarih ve E.2019/2656, K.2021/1104 sayılı kararı ile bozulmuş ve yeniden yapılan yargılama neticesinde Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2022/920 E. Ve 2022/855 K. ve 26.04.2022 tarihinde idari işlemin iptaline karar verilmiştir.
3.Degerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlıgı halinde mümkündür.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde , davalı bankanın 20.03.2009 tarihinde kullandırmış olduğu konut kredisinde kartel faizi uygulamak suretiyle neden olduğu zararın tahsilini istemiş ve 4054 sayılı Yasanın 57. maddesi delaletiyle 58. ve 6102 sayılı TTK.'nın 8/3 maddesi delaletiyle 6098 sayılı TBK.'nın 88. maddeleri gereğince fazlaya ilişkin hak ve talepleri bu aşamada saklı tutmuş olup, dosya kapsamında alınan bilirkişi kurulu raporuna itirazda da fazlaya ilişkin saklı tuttuğu talebi ile ilgili bir hesaplama yapılmasını talep etmediğinden bu talep yönünden bir inceleme yapılmamıştır.
3. Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında; hukuki iliskinin ve bu iliski nedeniyle ortaya
çıkan uyusmazlıga uygulanması gereken hukuk kurallarının dogru sekilde belirlendigi, davacı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürdüğu sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadıgı anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın Ilk Derece Mahkemesine, kararın bir örneginin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
8.400 TL Yargıtay vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.