Logo

3. Hukuk Dairesi2022/3253 E. 2023/607 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Konut satış sözleşmesine konu taşınmazların geç tesliminden kaynaklanan gecikme tazminatı ile davacının haksız dava açmasından kaynaklandığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kurallarını doğru şekilde belirlediği ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2542 E., 2021/2046 K.

KARAR : Asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2018/184 E., 2019/280 K.

Taraflar arasındaki asıl davada alacak, karşı davada tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde davacı/karşı davalı vekili Av. ....... ile davalı/karşı davacı ... İzo Çatı İnş. Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Av.......geldiler. Başka gelen olmadı, sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1-Asıl davada davacı; davacı şirket ile düzenlenen 03.06.2011 tarihli, "Konut Tahsis Sözleşmesi" başlıklı iki adet sözleşme gereğince: Bursa İli, Nilüfer İlçesi, Balat Mahallesi, Balat Life E Blok, 5 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin satışının taahhüt edildiğini, tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalının sözleşmede taahhüt edilen 01.07.2013 tarihinde daireleri teslim etmediğini, Bursa 1. Tüketici Mahkemesinin 2015/512 Esas, 2015/982 Karar dosyasında verilen karar ile taşınmazların adına tescil edildiğini, dairelerin anahtarlarının ise 24.08.2016 tarihinde teslim edildiğini ileri sürerek, 01.07.2013-24.08.2016 tarihleri arasındaki süre içinde geç teslim nedeni ile oluşan müspet zararın tespit edilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000 TL'nin 01.07.2013 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiş, 08.08.2017 tarihli dilekçesi ile talebini 157.932 TL olarak ıslah etmiştir.

2- Karşı davada davacı; davalının tapu iptali davasını herhangi bir husumet olmamasına rağmen arsa sahiplerine de yönelttiğini, bu dava nedeniyle arsa sahipleri ile firma arasında %30 pay karşılığı olmak üzere aynı yerde yapılması düşünülen başka bir parsele ilişkin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin dava nedeniyle askıya alındığını ve firmanın arsa sahiplerine isabet edecek payın %37-38 olarak artırması ile sözleşmenin imzalandığını, firmanın 500.000 TL zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500.000 TL'nin sözleşme tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalı vekili; dairelerin teslim tarihinin 30.06.2013 olmasına rağmen davalının her bir daire için 50.000 TL nakit ödeme edimini yerine getirmeksizin ve dairelerin teslim tarihinden 6 ay önce 21.12.2012 tarihinde kötü niyetli olarak Bursa 1. Tüketici Mahkemesinin 2012/6164 esas sayılı davasını ikame ettiğini, her iki daire için ödenen bedel dışında 50.000 'şer TL toplamı 100.000 TL daha ödenmesi gerektiğini ancak ödenmediğini, teslime ilişkin talebinde olmadığını, daire başına düşen 50.000 TL nakit ödeme ediminin Bursa 1. Tüketici Mahkemesinin 2012/6164 esas, 2014/297 karar sayılı (yeni esas 2015/512-982 E/K) dosyasında verilen ara kararı gereği 2014 yılının Şubat ayında mahkeme veznesinde depo edildiğini, bu tutarın da mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra çekilebildiğini, davalının hükmün kesinleştiği tarih olan 15.06.2016 tarihi itibari ile talepte bulunabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Karşı davada davalı vekili; davacının iddialarının somut bir delile dayanmadığını, kesinleşmiş mahkeme kararı olduğunu, başka bir parsele ilişkin imzalanmış kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan zararın kendisinden istendiğini, sözleşme ile hiçbir ilgisi olmamasına rağmen kusur atfedilmesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece; davacının konut tahsis sözleşmesine dayanarak geç teslimden kaynaklanan gecikme tazminatı alacağının tahsili için dava açtığı, davacı-karşı davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirdiği, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2009/584-13061 E.K., 2008/11255-2387 E.K. ve 2009/6919-12703 E.K. sayılı içtihatlarda göz önüne alındığında davacı-karşı davalının konutun geç teslimi nedeniyle kira kaybını isteyebileceği, sözleşmeye göre davalı-karşı davacı şirketin teslim etmesi gereken 01.07.2013 tarihi ile teslim ettiği 24.08.2016 tarihi arasındaki 3 yıl, 1 ay, 24 günlük gecikme olduğu, gecikme süresine ilişkin kira bedeli olan 135.870 TL'yi ödemesi gerektiği anlaşıldığından, davacı-karşı davalı tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, Davalı-karşı davacı tarafından açılan dava yönünden, Bursa 5. Noterliğinin 18.03.2014 tarihli, 2014 yevmiye numaralı, "Düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi"nde arsa maliklerine %38,1, yükleniciye %61,9 oranındaki paylaşım oranının uygun paylaşım oranı olduğu kanaatine varıldığından davalı-karşı davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Davalı-karşı davacı istinaf yoluna başvurmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi raporunda hatalı ve eksik değerlendirme yapıldığını, istinaf kararı gereğince asıl incelenmesi gereken davacının eylemi sebebiyle davalının uğradığı kaybın miktarı hususunun değerlendirilmediğini, %38’lik paya esas alınan taşınmaz üzerine Endülüs Park adına bir AVM olduğunu dava konusu taşınmazdan farklı bir konumda, Mudanya Yolu üzerinde yer aldığından dava bakımından emsal teşkil etmesinin mümkün olmadığını, kaldırma kararı doğrultusunda yeterli araştırma ve hesaplama yapılmadığı gibi emsal nitelikteki herhangi bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinin değerlendirilmediğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ilgili %38 oranın uygun paylaşım oranı olduğuna dair yorumun objektif bir değerlendirmeye dayanmadığını, tapu iptali ve tescil davası sebebiyle arsa sahiplerinin güveninin sarsıldığını, bu süreç uzadığı için de davalının arsa sahiplerine %8 fazla pay vermek zorunda kaldığını, bu hususun arsa sahiplerinin tanık olarak dinlenmesi ile de ortaya çıkabileceğini, davacının daha önce şirket ortağı olan ...’nun oğlu olduğunu, babası adına vekaleten işlemleri davacının yaptığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesi görüşmelerinde müteahhiti temsilen kendileriyle görüşen ve aynı zamanda sözleşmenin kefili olan şahsın, kendileri aleyhine dava açıp, taşınmazlarına haksız yere tedbir koydurmasını iyiniyetli bir davranış olarak değerlendirmeyen arsa sahiplerinin, uzunca bir müddet diğer parselle ilgili sözleşmeyi imzalamaktan imtina ettiklerini, davalının arsa sahiplerine isabet eden paylarını %30'dan %38’e çıkarmak suretiyle ve 2014 yılında ikna edebildiğini, davacının hem dava açıp tedbir koydurarak tapu teslimini fiilen imkansız hale getirdiğini, hem de sürecin uzamasına sebebiyet vererek ödemekle yükümlü olduğu bedelleri geciktirdiğini, kalan satış bedelinin 15.5.2016 tarihinde ödenmesi nedeniyle kiranın en erken bu tarihten itibaren başlaması gerektiğini, bilirkişi raporunda emsal olabilecek hiçbir örneğe yer verilmediğini, dava konusu taşınmaz konut bölgesinde yer alırken işyerlerinin emsal olarak gösterilmesinin anlaşılamadığını, bilirkişi raporunda bunların emsal olarak alınamayacağı açıkça belirtilmesine rağmen herhangi bir somut veriye yer verilmediğini, taşınmazların bulunduğu muhitte yer alan dairelerin Ağustos/2017 itibariyle aylık kira bedelinin 1.200-TL civarında olduğunu hesaplamaya konu 2013 yılı için 1.800 - 2.000 TL kira bedeli takdir edilmesinin hatalı olduğunu belirterek dava ve karşı dava yönünden verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bilirkişi raporundaki Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararı ile, açıklamaların dosya kapsamına uygun olması, geçmiş dönem kira bedellerine ilişkin emsal örnek bulunmasının zorluğu, aynı zorluğun davalı yönünden emsal kat karşılığı inşaat sözleşmesi için de geçerli olması gözetildiğinde bilirkişi raporundaki açıklamalar yeterli görülmüş olup davalının aksine itirazları yerinde olmadığından davalı-karşı davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Karşı dava yönünden temyiz itirazları; yeterli araştırma ve hesaplama yapılmadan karar verildiğini, emsal nitelikteki herhangi bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinin değerlendirilmediğini, bilirkişilerin Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ile ilgili %38 oranın “uygun paylaşım oranı” olduğuna dair yorumunun objektif bir değerlendirmeye dayanmadığını, davacı haksız davayı ikame etmemiş olsaydı firmanın ikinci kat karşılığı inşaat sözleşmesini de önceki sözleşmedeki gibi %30’luk oran üzerinden yapacağını, Tapu İptali ve Tescili davası sebebiyle arsa sahiplerinin güveni sarsılmış olması ve bu süreç uzadığı için de arsa sahiplerine %8 fazla pay vermek zorunda kaldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2-Asıl dava yönünden temyiz itirazları; davacının sözleşmede belirlenen süre dolmadan ve satış bedeli bakiyesini ödemeden 21.12.2012 dava açtığını, taşınmazlarına haksız yere tedbir koydurmasını iyiniyetli bir davranış olarak değerlendirmeyen arsa sahiplerinin uzunca bir müddet diğer parselle ilgili sözleşmeyi imzalamaktan imtina ettiğini, hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda, dava tarihi 24.10.2016 tarihi itibari ile aylık kiranın 2.000TL olacağı belirtilmişse de emsal olabilecek hiçbir örneğe yer verilmediğini, taşınmazların bulunduğu muhitte yer alan dairelerin Ağustos/2017 itibariyle aylık kira bedeli 1.200 TL civarında olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada konut satış sözleşmesine konu taşınmazların geç teslim edilmesi nedeniyle gecikme tazminatı; karşı davada ise davacının haksız eylemi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 125 inci madde "Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. "

3.Degerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu iliski nedeniyle ortaya çıkan uyusmazlıga uygulanması gereken hukuk kurallarının dogru sekilde belirlendigi, davacı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürdüğu sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadıgı anlasılmıstır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın Ilk Derece Mahkemesine, kararın bir örneginin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

8.400 TL Yargıtay vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınıp davacı-karşı davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.