"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 01/11/2022 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldi. Hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 15/03/2010-14/04/2020 dönemi kira alacağının tahsili için davalı hakkında takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına, lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; kiralananı alt kiracıya kiraladığını, salgın hastalık nedeniyle kiraları toplayamadığını, aynı döneme ilişkin menfi tespit davası açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın ... Alışveriş Merkezi Adi Ortaklığının tüm ortakları tarafında açılmadığı, dava açmayan ortakların davaya dahilinin sağlanması gerektiği düşünülebilir ise de itirazın iptali davasının icra takibi ile organik bağı bulunduğundan, icra takibindeki eksikliğin itirazın iptali davasında tamamlanması mümkün olmadığı gerekçesiyle; usulüne uygun icra takibi bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; adi ortaklıkta icra takibinin tüm ortaklar tarafından birlikte açılması gerektiği, davada eksikliğin sonradan tamamlanması mümkünse de, icra takibindeki taraf teşkili eksikliğinin itirazı iptali aşamasında tamamlanması mümkün olmadığı, davacı tarafından usule uygun geçerli bir icra takibi yapılmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Hukuki dinlenilme hakkı Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur.
Bu hak ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” şeklinde düzenlenmekle birlikte bu ifadeleri de kapsayan çok daha geniş bir anlama sahiptir.
Kamu düzeni ile ilgili olan hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi usulüne uygun tebliğ ile mümkündür. Aksi takdirde tarafların hukuki dinlenilme ve bu kapsamda adil yargılanma hakları ihlal edilmiş olacaktır.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince, davanın öncelikle aynı mahkemede görülmekte olan 2020/355 Esas sayılı dava ile birleştirildiği, daha sonra söz konusu davada verilen 25/11/2021 tarihi ara karar ile işbu davanın tefrikine karar verildiği, akabinde mahkemenin 2021/1035 Esas sayısına kaydedilen davada, dosya üzerinden inceleme yapılarak davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; ilk derece mahkemesince; taraflara tefrik kararı, tefrik tensip tutanağı ile birlikte duruşma gün ve saatinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek savunma imkanı tanınıp, taraf iddia ve savunmaları ile delilleri değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; tarafların hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.