"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/96 E., 2022/261 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmasız, davalı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, 14.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat... geldiler. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin esası incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Türk Hava Yolları AO Roma (İtalya) Müdürü olarak görev yapmakta iken 09-12 Ocak 2014 tarihlerinde ...te bulunan davalı şirketin işlettiği ...Otel’e Genel Müdür ve Yönetim Kurulu’nun da katılımıyla gerçekleştirilen THY 2014 Zirvesi’ne görevli olarak katılmak üzere 09.01.2014 tarihinde giriş yaptığını, otelde konakladığı 10.01.2014 tarihinde, duş alıp kabinden çıkmak için sağ elini kabinin sürgülü kapısının tokmağına uzattığında kabin camının aniden büyük bir patlama ile paramparça olduğunu, patlayan camın vücudunun çeşitli yerlerine ve özellikle sağ el ve koluna isabet ederek ciddi şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, yaşanan olayla ilgili tedbirsizlik ve özen eksikliğinden kaynaklı davalı yanın sorumluluğunun mevcut
olduğunu, davalı tarafça işletilen otelde başına gelen ağır yaralanmayla sonuçlanan olay neticesinde olay tarihinden bugüne kadar yaptığı ve belirsiz bir süre boyunca da yapmak zorunda kalacağı harcamalara mahsuben, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi tazminat ile, 300.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 310.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararın hangi gerekçeye dayandığı ve ne tür bir durumdan kaynaklandığı dahi anlaşılamadığını, hukuki nitelendirmenin doğru yapılmadığını, işletmenin hizmet kalite standartları çerçevesinde, nomal cama göre ısıya ve darbeye 4-5 kat dayanıklı olan temper cam teknolojisini tercih ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile 14.377,49 TL maddi tazminat ile 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dahili davalı SGK'ya usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
2. İstinaf Nedenleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece maddi tazminatın belirlenmesi sırasında davacının yaptığı ulaşım masraflarının nazara alınmamasının hatalı olduğunu, ayrıca takdir edilen manevi tazminat miktarının da az olduğunu, hakkaniyete uygun daha yüksek tutarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, hüküm fıkrasında faize hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu,
SGK'nın usulüne uygun olarak davaya dahil ettirildiğini, bu davalı yönünden de davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kısmen redde ilişkin kararı ve SGK yönünden verdiği kararının kaldırılmasına, davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarının eksik ve yetersiz incelemeye dayalı maddi hatalar içeren raporlar olduğunu, raporlara yönelik itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, olayın oluşumunda davalı şirkete yöneltilebilecek kusur ve sorumluluğun bulunmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. SGK vekili istinaf dilekçesinde; SGK ile davacı arasında hizmet akdi bulunmadığını, SGK'nın davada taraf olmadığını ve husumet yöneltilemeyeceğini, davanın karara çıkartılırken SGK lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 05.06.2020 tarihli ve 2019/2084 E., 2020/604 K. sayılı kararıyla; davacı tarafça 10.000 TL maddi tazminat istenmiş olmasına ve davacının herhangi bir ıslahının bulunmamasına rağmen mahkemece talebi aşar şekilde 14.377,49 TL maddi tazminata hükmedilmesinin isabetli olmadığı, davacının olay sebebiyle yaşadığı korku ve panik hep birlikte gözetildiğinde oluşan manevi zararının giderilmesi amaçlı hakaniyetin gerektirdiği ve tarafların zenginleşmesine yol açmayacak ölçüde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacının yaralanmasının derecesi de gözetildiğinde davacı lehine 8.000 TL manevi tazminat taktir edilmesinin hakkaniyete daha uygun düşeceği belirtilerek; SGK'nın istinaf başvurusunun usulden reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 10.000 TL maddi tazminat ile 8.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairenin 09.11.2021 tarihli ve 2020/10826 E., 2021/11099 K. sayılı ilamla; SGK'nın temyiz isteminin reddine, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının başlangıçta fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000 TL üzerinden açtığı maddi tazminat talebini usulüne uygun şekilde artırdığı, yine davacının mahkemece hükmedilmeyen faize ilişkin de istinaf itirazının bulunduğu hususları gözetilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince 17.02.2022 tarihli ve 2022/96 E. 2022/261 K. sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin istinaf talebinin usulden reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, 14.377,49 TL maddi tazminat ile 8.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili, İstinaf mahkemesi tarafından maddi tazminat hesaplanırken müvekkilin tedavi olabilmek için harcadığı taksi ve yol ücretleri hesaba dahil edilmediğini, davalı tarafın olaydaki sorumluluğu ve tam kusurlu olduğu bilirkişi raporu ile sabit iken, THY gibi dünya çapındaki bir şirketin, Roma ve İtalya müdürlüğünü yapacak konuma yükselmiş ancak davalının sebep olduğu haksız fiil nedeniyle çalışma hayatını sonlandırmak zorunda kalan davacının yaşadığı durum karşılığında sadece 8.000 TL manevi tazminata hak kazanmasının hakkaniyetten uzak olduğunu, ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili, davacı yanın dava dilekçesinde 10.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş ve talebini de ıslah etmemiş olması sebebiyle bu tutarı aşar şekilde karar tesis edilmesinin kabul edilemeyeceğini, davacı yanın huzurdaki davayı kısmi dava olarak açtığını ve sözlü veya yazılı olarak ıslah talebinde bulunmadığını, davacı yanın 18.07.2019 tarihli istinaf dilekçesinde, hükümde belirtildiğinin aksine faize ilişkin olarak hiçbir talepte bulunmadığını, işletmenin üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, bu noktada kusurunun bulunduğu veya kusursuz sorumluluğu bulunduğu tespitinin son derece hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tüketicinin davalı şirketin işlettiği otelde konakladığı sırada yaralanması sonucu uğramış olduğu maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
1. Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 22.377,49 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Temyizen incelenen kararın; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu, kararın, Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma ilamı gereğince verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla kararın bozulmasını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen 17.02.2022 tarihli ve 2022/96 E., 2022/261 K. sayılı kararın ONANMASINA;
8.400 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin karşılıklı verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.