"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen asıl ve birleşen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... ve davalı ... Hiz. San. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1- Asıl ve birleşen davanın davalıları yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
6100 sayılı HMK’nın “Bozmaya uyma veya direnme” başlıklı 373. maddesinin birinci fıkrası; “Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.” hükmünü, aynı maddenin dördüncü fıkrası ise; “Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesi tarafından, Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi halinde davanın taraflarına, karara karşı sadece temyiz yoluna başvuru olanağı tanındığı anlaşılmaktadır.
Bu halde ise; ilk derece mahkemesince verilen kararın, HMK’nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararlar için öngörülen temyiz kesinlik sınırına tabi olacağı tartışmasızdır.
6763 sayılı kanun ile 6100 sayılı HMK'ya eklenen ek 1. madde uyarınca; aynı Kanunun 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 01.01.2022 tarihinden itibaren 107.090 TL’ye çıkartılmıştır.
Bozmaya uyularak verilen karar, karar tarihi itibariyle asıl ve birleşen davanın davalıları yönünden kesin niteliktedir. HMK'nın 366. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352. maddesi uyarınca, kesin olan karar hakkında Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2- Asıl ve birleşen davanın davacısı yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Dosyadaki yazılara, ilk derece mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın 6100 sayılı HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davanın davalılarının temyiz dilekçelerinin miktar itibariyle REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davanın davacısının temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan kararın ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 03/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.