Logo

3. Hukuk Dairesi2022/4201 E. 2023/1084 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalıların murisinin de aralarında bulunduğu şirket ortakları tarafından ortaklığın sonlandırılması ve malların paylaşılmasına yönelik imzalanan protokole göre davacıya verileceği kararlaştırılan ancak üçüncü kişiye satılan taşınmazların bedeli ve protokole konu taşınmazlar üzerindeki şerhlerin kaldırılması istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Protokole konu edimlerin birçoğunun ifa edilmiş olması ve davacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğunun kabulü gerekmesi, taşınmaz satışının geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği ve davacının hak iddiasının yerinde olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki yargılama giderlerine ilişkin hesaplama hataları düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1934 E., 2022/955 K.

DAVA TARİHİ : 30.05.2018

KARAR : Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/250 E., 2021/179 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.04.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı asıl ... ve davalılar vekili Avukat ... ile Avukat ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; iş ortakları olan amcaları ....ve... ile imzaladığı protokolle hissedar oldukları şirketlerdeki ortaklıklarını sona erdirdiklerini, birbirlerini ibra ettiklerini, protokol hükümlerinin çoğunun uygulandığını, ancak ...in vefatı sonrası mirasçıları olan davalılar tarafından protokol hükümlerine uyulmadığını, kendisine devri kararlaştırılan gayrimenkullerin bir kısmının üçüncü kişilere satıldığını, protokol öncesi açılan davalar sonucu taşınmazlar üzerine konulan şerhlerin de kaldırılmadığını ileri sürerek; protokol ile kendisine devredileceği kararlaştırılan ancak üçüncü kişilere satıldığı anlaşılan ilgili taşınmazların rayiç değerinden şimdilik 100.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, ilgili parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan şerhlerin kaldırılmasını talep etmiş; 07.04.2021 tarihli dilekçesi ile tazminat talebini 1.479.381,80 TL olarak belirlemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; davacının, davaya konu taşınmazların bir kısmına dava dışı ... mirasçıları ile birlikte hissedar olduğunu, dolayısıyla davacının tek başına eldeki davayı açamayacağını, murisleri ...in hayatta iken tüm gayrimenkul kazanımlarını davacının murisi olan ağabeyi ...ile birlikte yaptığını, mirasbırakanlarına ait taşınmazların bir kısmının amcaları Abdurrahman Sever adına tapuya kayıtlı görünmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil istemiyle açılan davada, söz konusu taşınmazların 1/2'sinin mirasbırakanları adına kayıt ve tesciline, bir kısmının ise yine mirasbırakanlarına ait olduğunun tespitine karar verildiğini, kesinleşmiş mahkeme kararı varken davaya konu protokole geçerlilik tanınamayacağını, mülkiyet iddiasında bulunulamayacağını, protokole konu şirketlerdeki hisse devirlerinin zaten protokol öncesi 2014 yılında yapıldığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 03.01.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak, taşınmaz satışının resmi şekle tabi olduğu, resmi şekil şartına uyulmadan yapılan taşınmaz satış sözleşmelerinin geçersiz sayılacağı, ancak taraflardan birinin edimini ifa etmesi halinde diğer tarafın şekil eksikliğini ileri sürmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği, her ne kadar davalıların mirasbırakanı... tarafından tapu iptal ve tescil istemiyle açılan dava kabul ile sonuçlanmış ise de, sonrasında davacı ve davalıların mirasbırakanı ....'in de aralarında bulunduğu şirket ortakları tarafından imzalanan davaya konu protokol ile hissedar oldukları şirketlerdeki ortaklıkların sonlandırıldığı, hisse devirlerinin yapıldığı, yine tarafların ortak oldukları gayrimenkullerdeki ortaklık durumunun tasfiye edildiği, hak sahipliğinden kaynaklı taşınmazlar üzerinde yapılan tasarruf işleminin geçerli olduğu, kısacası mahkeme kararının protokol ile bertaraf edildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden; taraflarca protokolde belirtilen bir kısım edimlerin yerine getirildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle protokole geçerlilik tanınacağı, protokol ile davacıya bırakılacağı kararlaştırılan davaya konu 732 ve 1443 parsel sayılı taşınmaz hisselerinin davalılar tarafından 3. kişiye satıldığı, işbu taşınmaz hisselerinin dava tarihi itibariyle toplam rayiç değerinin 1.411.106,785 TL olarak belirlendiği, öte yandan mahkemelerce taşınmazlar üzerine konulan takyidatların yine ilgili mahkeme tarafından kaldırılabileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 1.411.106,785 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan miras hisseleri oranında tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, taşınmazlar üzerindeki şerhlerin kaldırılmasına yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere, davaya konu 732 parsel sayılı taşınmazdaki davacı hissesinin 28225/2709504 oranında olup, taşınmazın toplam değerinin 7.150.000 TL olarak belirlendiğini, davacının hissesine tekabül edecek bedelin ise yine 74.481,80 TL olarak hesap edildiğini, buna rağmen Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yeniden miras payı oranında belirlemeye gidilerek 6.206,81 TL'ye hükmedildiğini, ilgili taşınmaz yönünden davacı lehine 74.481,80 TL'nin hüküm altına alınması gerektiğini, davaya konu gayrimenkullerdeki şerhlerin kaldırılması gerekirken aksi yönde karar verilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davaya konu protokolde belirtilen tüm gayrimenkul devirlerinin, şirket hisse devirlerini içeren işlemlerin, davacı yanca satılan gayrimenkullere yönelik ibralaşmaların, protokol maddelerinin başlıklarından da anlaşılacağı üzere protokol tarihinden önceki yıllarda yapıldığını, ancak protokol ile kayıt altına alındığını, dolayısıyla protokol uyarınca bir kısım edimlerin yerine getirilmiş olduğundan bahsedilemeyeceğini, protokolün taşınmazlar üzerinde hak bahşetmeyeceğini, nitekim taşınmazların devrini içeren sözleşmelerin resmi şekilde yapılmadıkça geçersiz olduğunu, davaya konu taşınmazdaki hisselerin kesinleşmiş mahkeme ilamı doğrultusunda üçüncü kişiye satıldığını, davacının eldeki davayı tek başına açamayacağını, aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, tüm mirasçıların davaya dahil edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda hesaplamanın hatalı yapıldığını, davacıya ait payın hatalı belirlendiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davaya konu 732 ve 1443 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki hak iddiasını, dava dışı Abdurrahman Sever'in mirasçısı olarak değil, davalıların mirasbırakanı ... ile olan ortaklıklarının tasfiyesine dair protokole dayandırdığı, davacının davaya konu 732 ve 1443 parsel sayılı taşınmazlardaki hissesinin davalılar tarafından üçüncü kişiye satıldığı, devir öncesi 732 parseldeki hissesinin tapu kaydına göre 28225/2709504 oranında olduğu, hükme esas alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporunda, davacının 732 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin karşılığının 74.481,80 TL olarak belirlendiği, buna rağmen İlk Derece Mahkemesince 6.206,81 TL'ye hükmedilmesinin hatalı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, hesaplamalarda hukuka aykırılık bulunmadığı, davalıların mirasbırakanı tarafından protokol hükümlerinin yerine getirilmediği, taşınmazlar üzerine hangi mahkeme tarafından takyidat konuldu ise, yine o mahkeme tarafından takyidatların kaldırılması hususunun değerlendirilebileceği gerekçesiyle; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında; davanı kısmen kabulü ile davacının davaya konu 732 ve 1443 parsel sayılı taşınmazlardaki hissesi karşılığı olarak belirlenen toplam 1.479.381,80 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan miras hisseleri oranında tahsiline, taşınmazlar üzerindeki şerhlerin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı ile davalıların murisinin de aralarında bulunduğu şirket ortakları tarafından ortaklığın sonlandırılması ve malların paylaşılmasına yönelik imzalanan 23.06.2015 tarihli protokol uyarınca davacıya verileceği kararlaştırılan ancak 3. kişiye satılan taşınmazların bedeli ile protokole konu taşınmazlar üzerindeki şerhlerin kaldırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Tapulu taşınmazlarda mülkiyetin devrini öngören her türlü sözleşmenin resmî şekilde yapılması zorunludur. Bu bir geçerlilik koşuludur [4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 706; BK m. 213; TBK m. 237; Noterlik Kanunu m. 60/3; Tapu Kanunu m. 26]. Resmî biçimde yapılmayan taşınmaz satış sözleşmeleri hukuken geçersiz olup geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz; taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler.

2. Bununla birlikte, taraflar arasında yapılan bir sözleşmedeki edimlerin büyük bölümü taraflarca karşı çıkılmaksızın yerine getirilmiş ise, sözleşmenin geçersiz olduğu ileri sürülerek, sözleşmedeki diğer edimlerin ifasından kaçınılamaz. Bu davranış, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edecektir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.04.2019 tarihli ve 2017/4105 E., 2019/2882 sayılı ilamı ).

3. Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323 üncü maddesinde, başvurma, karar ve ilam harçları yargılama giderleri arasında sayılmış; "Yargılama giderlerinden sorumluluk" başlığı altında düzenlenen 326 ncı maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; "Yargılama giderlerine hükmedilmesi" başlıklı 332 nci maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedileceği, yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği, hüküm altına alınmıştır.

4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na (492 sayılı Kanun) bağlı (I) sayılı tarifenin, "Yargı Harçları" başlığı altında düzenlenen "Karar ve ilam harcı" başlıklı III. kısmının birinci fıkrasının (a) bendinde, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağı belirtilmiş; (e) bendinde ise, "...Yukarıdaki nispetler Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Yargıtayın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları için de aynen uygulanır..." hükmüne yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, uyuşmazlığın, davacı ile davalıların murisinin şirket ortağı sıfatıyla imzalamış oldukları 23.06.2015 tarihli protokolden kaynaklanıyor olmasına, işbu protokole dayanarak hak iddiasında bulunan davacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğunun kabulü gerekeceğine, protokol ile kararlaştırılan karşılıklı edimlerin bir çoğunun ifa edilmiş olmasına, bu nedenle geçersizliğinin ileri sürülemeyecek olmasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında tesis edilen hükümde; davacı tarafça yatırılan peşin harç ile ıslah harcı toplamı hatalı belirlendiği gibi yargılama giderleri kapsamında sayılan işbu harçlar ile dava açılırken yatırılan başvurma harcının, 6100 sayılı Kanun'un 332 nci maddesi uyarınca, yargılama gideri olarak aleyhine hüküm verilen davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi; yine istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi nedeniyle davalı aleyhine hükmedilecek nispi karar ve ilam harcının, İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan tazminat miktarı üzerinden hesap edilmesi gerekirken, davacının istinaf başvurusunun kabulü sonrası artırılan toplam tazminat miktarı üzerinden hesap edilerek belirlenmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.

3. Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Bölge Adliye Mahkemesinin hüküm fıkrasının ;

a) (2) numaralı bendinde yer alan "2- Alınması gereken 101.056,57 TL harçtan peşin ve ıslah edilen kısım için yatırılan toplam 25.394,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 75.662,52 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına," ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine "2- Alınması gereken 101.056,57 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 1.707,75 TL peşin harç ve 23.627,00 TL ıslah harcı toplamı olan 25.334,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 75.721,82 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına," ;

b) (4) numaralı bendinde yer alan "4- Davacı tarafından yapılan 2.118,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine "4- Yargılama sırasında davacı tarafından yapılan 2.118,60 TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 1.707,75 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı ve 23.627,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 27.489,25 TL'nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,";

c) Hüküm fıkrasının "İstinaf incelemesi ile ilgili olarak" başlıklı kısmının ikinci bendinde yer alan "Davalılardan alınması gereken 101.056,57 TL istinaf karar harcından peşin alınan 24.098,17 TL'nin mahsubu ile bakiye 76.958,40 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine" ifadesinin çıkartılarak yerine, "Davalılardan alınması gereken 96.392,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 24.098,17 TL'nin mahsubu ile bakiye 72.294,53 TL'nin davalılardan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına," ;

İfadelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,

8.400,00'er TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan taraflara verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.