"İçtihat Metni"
... 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği karar ile davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile kardeş olduğunu, davalının, muris ...’dan aldığı ... Noterliği’nin 03/11/2011 tarih ve 12181 yevmiye numaralı vekaletnamesi uyarınca, murise ait ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 16 parseldeki 1/3 payını 10/11/2011 tarihinde 666,67 TL’ye, yine murise ait olan ... İli, ... İlçesi, Yörükyenicesi Köyü, 183 ada, 7 parsel sayılı taşınmazı 5.000,00 TL bedelle dava dışı kişilere sattığını ancak davalının vekaleten yaptığı bu satışların piyasa rayiç değerlerinden çok düşük olduğunu ve satış bedellerinin de murisin terekesinden çıkmadığını belirterek; şimdilik 10.000,00 TL’nın satış tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, vekaleten satış yapıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, murisin ihtiyacı olması nedeniyle isteği ve talebi doğrultusunda satış yapılarak satış bedelinin tamamının murise teslim edildiğini, zamanaşımı sürelerinin dolduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesince, ‘---Satış bedelleri ile taşınmaz hissesinin gerçek değeri arasında misli aşan fark bulunduğu, tanıklar davalının murisin taşınmazlarını satarak kendisine ve çocuklarına ev aldığını beyan ettiği, murisin vefatında satış bedellerinin terekede mevcut olduğunun iddia ve ispat edilemediği, davalının vekalet görevini kötüye kullandığı---’ gerekçesiyle ‘1-... ili, ... İlçesi, ... Köyü, 16 nolu parsel yönünden davanın KABULÜNE, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL alacağın 10/11/2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-... ili,
-2-
... İlçesi, Yörükyenice Köyü, 183 ada, 7 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın KABULÜNE, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL alacağın 28/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine..’ karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince ‘-Davalı vekilinin dava konusunun miras uyuşmazlığından kaynaklandığı, bu nedenle davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği hususundaki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.---Tapuda harç ve masrafların daha az ödenmesi maksadıyla satış bedellerinin genellikle düşük gösterildiği bilinen bir husustur. Öyle olunca hesap verme borcu kapsamında taşınmazın rayiç değerinin davacı murisine ödendiğinin ispatı vekil olan davalıya aittir. Alınan bilirkişi raporlarıyla taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile rayiç değerleri arasında misliyle fark bulunduğu anlaşılmaktadır. Vekalete binaen satış yapan davalı satış bedelini murise ödediğini, tereke için harcama yapıldığını, davacının miras payını vekil edene ödediğini, usulüne uygun delillerle ispatlayamadığından mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedellerinin talep edilebileceğinin kabul edildiği, ancak gerekçeli kararda davacının davalıdan ... Mahallesi, 16 parsel, 1/3 hissesi için dava tarihindeki değeri dikkate alınarak miras hissesi olan 1/2 pay karşılığı 26.432,16 TL talep edilebileceği belirtilmiş olup, belirtilen bu miktar taşınmazın satış tarihindeki davacının hissesine düşen miktardır. Anılan taşınmaz yönünden dava tarihi itibariyle davacının miras hissesi oranında talep edebileceği miktar 47.696,33 TL olup gerekçeli kararda çelişki yaratılması nedeniyle davacı vekilinin istinaf talebinin kamu düzeni yönünden yerinde olduğu görülmüştür. ---dava konusu 16 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibariyle davacının miras payı karşılığının 47.696,33 TL olmasına rağmen, mahkemece dava tarihi itibariyle davacının miras payı karşılığının 26.432,16 TL olarak belirtilerek gerekçeli kararda çelişki oluşturulması nedeniyle mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek ve kazanılmış haklarda gözetilerek yeniden hüküm kurulmasına--’ dair gerekçe ile ‘... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/2018 tarih 2016/1282-2018/1149 sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda yazılı nedenlerle ESASTAN REDDİNE, 2-... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/2018 tarih 2016/1282-2018/1149 sayılı kararı hakkındaki davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KARARIN DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA, a)... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 16 nolu parsel yönünden davanın KABULÜNE, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00.-TL alacağın 10/11/2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b)... İli, ... İlçesi, Yörükyenice Köyü, 183 ada, 7 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın KABULÜNE, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL alacağın 28/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine’ karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının, davadaki alacak isteminin, vekalet görevinin kötüye kullanılması, özellikle de, vekilin özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranılması hukuksal nedenine dayandırıldığı açıktır. Gerçekten de vekil, dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK'nın 506/2 maddesine göre, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. Eş söyleyişle, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa
./..
-3-
olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (TBK 508 md.) Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler evleviyetle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır.
Bu ilke ve kurallar altında somut olaya bakıldığında, davalının gerek hesap verme ve gerekse, özen ve sadakatle iş görme yükümlülüklerine aykırı davranıp davranmadığının saptanabilmesi için, satış işleminin yapıldığı tarihteki koşullar ve özellikle taşınmazın o tarihteki değeri gözönünde tutulmalıdır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların değerinin tespiti yönünden rapor alınmış olup dosyaya kazandırılan 14.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda, taşınmazların satım tarihi ve dava tarihindeki değerlerini ayrı ayrı belirlemiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporuna itibar ile bu taşınmazların dava tarihi itibariyle belirlenmiş olan değerleri üzerinden hüküm kurulmuş ise de; taşınmazın, davalı tarafından üçüncü kişiye satıldığı satış tarihi itibariyle gerçek rayiç değerinin esas alınarak hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. Yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de; murisin eşi Recep Akyol un da veraset ilamı dosyaya kazandırılmadan mirasçıların paylarının netleştirilmemiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.