"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/768 E., 2022/135 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28/02/2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekilleri Avukat ... ile Avukat ... geldiler. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, davalı avukatın, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasında kendisini vekil olarak temsil ettiğini, davalının gerekli özeni göstermediği için dosyanın üç kez işlemden kaldırılması sonucu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalının ihmali sebebiyle anılan davanın 10 yıllık sürenin geçmesi nedeniyle tekrar açılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek; uğradığı zarara karşılık şimdilik 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 01.02.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 220.718 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/66 E. sayılı dosyasında ilk olarak dosyanın dava dışı avukat tarafından müracaata bırakılıp yenilendiğini, daha sonra 1997 yılında davacı asilin müracaata bıraktığını, kendisinin 2000 yılında dosyaya vekil olarak girdiğini, dosyada delillerin toplanmasını sağladığını, son müracaata kalan duruşmada ise o gün iş mahkemesinde duruşmaları olduğunu, davacıya gitmesini söylediğini, o zamana kadar davacının masraf vermediğini, masraf verdiği takdirde duruşmaya yetkili avukat göndereceğini ya da mazeret bildireceğini söylediğini, ancak davacının masraf yatırmadığını, buna rağmen faks çekerek mazeret bildirdiğini, fakat faksın yerine ulaşmadığını, davacının başka dosyalarında davalının vekil olarak dosyalarını takip ettiğini, yine ücret almadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemece davanın yetksizlik reddine ilişkin verilen karara yönelik süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince davalının Antalya barosuna kayıtlı avukat olması nedeniyle davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açıldığının kabulü gerektiği, bu nedenle mahkemenin yetkili olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece, son iki işlemden kaldırma davalı avukat tarafından yapılmış ise de davacının da davaları takip yetkisi olduğunu, yine takip edilen davanın davacı lehine hüküm verileceğine dair delil ve belge bulunmadığını ve emsal karar ibraz edilmediğini ileri sürülerek davanın reddine ilişkin verilen karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince; davayı takip yetkisi verilen davalı avukatın davayı takip etmeyerek açılmamış sayılmasına neden olmasının, almış olduğu işte BK.nun 390 ve Avukatlık Yasasının 34 üncü maddeleri gereği gerekli özeni göstermediği ve kusurlu olduğunu gösterdiği, bu durumda davalı avukatın kusuru nedeniyle doğmuş bir davacı zararı varsa bu zarardan sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda davalı avukatın kusuru nedeniyle doğmuş bir davacı zararı varsa bu zarardan sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, öyle olunca davalı avukatın görevini gerekli ihtimamı ve özeni göstermeyerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle davacı yönünden bir hak kaybı ve zarar doğup doğmadığı hususunda davacıdan açıklama istenilip delilleri toplanarak, şayet dava işlemden kaldırılmasa idi davacı lehine sonuçlanıp sonuçlanmayacağı değerlendirilerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece, verilen davanın kısmen kabulüne, 150.000 TL'nin davalıdan tahsiline ilişkin karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince; davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, HUMK’nun 83 üncü maddesi ve 04.02.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacının ıslahtan önceki talepleri dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, davacının temyiz itirazları yönünden; davalı avukatın müvekkili davacıya verdiği zararın tamamından sorumlu tutulması
gerekirken mahkemece yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile kusur indirimi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Dördüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline ilişkin karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece; 28.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2 nci maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek, usulü kazanılmış hakkın istisnası niteliğindeki yasa değişikliği uyarınca karar verilmesi gerektiğinden davacının 01.02.2011 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının, davalının vekili olarak kendisini Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/66 E. sayılı dosyasında açmış olduğu tapu iptal tescil davasında temsil ettiği, dosyanın üç kez müracaata kaldığı ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu nedenle davacının tekrar dava açmak için yasal sürelerinin de dolduğu bu hali ile davalının ihmali ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından kaynaklı zararı oluştuğu, davacının uğramış olduğu zararın tazminini talep etmekte menfaati bulunduğu, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/66 E. sayılı dosyasında 17.11.1999 tarihinde yapılan keşifte davacının dayanağı murislerin hissedar olduğu tapu kayıtlarının dava konusu parsellere uyduğunun belirlenmesi ve davacının kök murisinin yapmış olduğu işlemler ile davacının ketmi verese tutulması nedeniyle davacının hak kaybının söz konusu olduğu, davaya konu olan taşınmazdaki davacının hissesinin değerinin 01.07.2003 tarihinde 220.718 TL olacağının bilirkişilerce tespit edildiğini, dava dilekçesinde davacı tarafça 10.000 TL'lik kısım yönünden tazminat davası açılmış ise de bozma ilamından sonra esasa yönelik inceleme yapıldığından bozma ilamı doğrultusunda davacı vekilinin ıslah dilekçesine itibar edildiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, vekilin ihmali ile muvekkili davacının uğradığı zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğini, takip edilen davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olduğundan zamanaşımı veya herhangi bir hak düşürücü süreye tabi olmadığını, davacının talep edebileceği tazminat miktarının yeni açılacak davada yapacağı yargılama giderleri ile sınırlı olduğunu, davanın 3 kez müracaata kaldığını, 2 tanesinin kendisinden önce olduğunu, bunlardan bir tanesinin de davacı tarafından bırakıldığını, bu nedenle kusurunun 1/3 olduğunu, davacının yaptığı ıslahın zaman aşımına uğradığını, davacı miras hakkını veraset belgesi ile ispatlayamayacağını, takip edilen davanın davacı lehine sonuçlanması mümkün olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının tarafı olduğu dosyanın davalı avukat tarafından takip edildiği sırada
dosyanın müracaata bırakılması üzerine açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri (818 sayılı Borçlar Kanunu 386 ve devamı).
2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 34 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararın bozulması 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları, bozma ilamı ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan mahkeme kararının ONANMASINA,
8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.