"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/663 E., 2022/657 K.
DAVA TARİHİ : 22.10.2020
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/242 E., 2021/351 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından duruşmalı temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat.... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ile 17.08.2015 tarihli hibe sözleşmesi imzalandığını, davalının 07.11.2016 tarihinde nihai rapor ve eklerini sunarak projesini tamamladığını ve 5 yıllık izleme süresinin başladığını, ilgili tebliğin 47 nci maddesinde ''proje sahibinin, hibe sözleşmesi kapsamında sağladığı tesis, makine, ekipman, teçhizat ve diğer malzemelerin mülkiyetinin, yerini ve amacını proje yatırımının bitiminden itibaren beş yıl içinde değiştirilemez'' ibaresine istinaden müdürlükçe yapılan kontroller sırasında, davalıya ait olan işletmenin mülkiyetinin T.C. Ziraat Bankası adına geçtiğinin görüldüğünü, davalı şirketin işletmenin mülkiyetini Ziraat Bankasına devrederek, tebliğin 47 nci maddesine aykırı davrandığını ileri sürerek; hak ediş ile davalıya ödenen 1.165.645,38 TL'nin ödemenin yapıldığı tarih olan 02.12.2016 tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanununun 51 nci maddesine göre işleyecek faizi ile tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, yapılan işlemlerin satış değil, vefa olduğunu,vefa işleminin hukuki mahiyeti dikkate alındığında sözleşmeye, yasaya, tebliğe aykırı işleminin bulunmadığını, gerek doktirin, gerek yerleşmiş içtihatlar gereği, geri alım sözleşmesinin (vefa sözleşmesi) bir satış sözleşmesi olmadığını, tapudaki işlemin satış olarak gösterilmesinin vefa sözleşmesinin gereği olduğunu, satış manasına gelmediğini, davacı tarafın yapmış olduğu feshin haksız, kötüniyetli ve geçersiz olduğunu ileri sürerek; davanın tümümün reddine, mahkeme aksi kanaatte ise, hibenin tamamının talep edilmesinin hakkaniyete, sözleşmenin ve tebliğin amacına, TBK 295 nci madde ve ilgili mevzuat ve içtihatlara aykırı olduğundan, sadece elinde mevcut ise kalanın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 17.08.2015 tarihinde imzalanan Hibe Sözleşmesi'nin 9.5 bendinde "... Hibe sözleşmesi kapsamında sağlanmış tesis, makine, ekipman, teçhizat ve diğer malzemelerin mülkiyetinin, yerinin ve amacının proje yatırımın bitiminden sonraki beş yıl içerisinde değiştirildiğinin il müdürlüğü tarafından tespiti halinde, GTHB, KKYDP kaynakları kapsamında yatırımcıya yapılan ödemeleri bu sözleşmenin 20. maddesi hükümlerine göre geri alır." hükmü mevcut olup, projenin 07.11.2016 tarihinde tamamlandığı, tamamlanma tarihinden itibaren 5 yıllık izleme süresi içerisinde davalı tarafın taşınmazların mülkiyetini dava dışı bankaya devrettiğini, her ne kadar davalı tarafça bu devrin vefa sözleşmesi (geri alım) kapsamında olduğu, satış sözleşmesi olmadığı savunulmuş ise de, taşınmazların devrine ilişkin senet incelendiğinde, taşınmazların satış sözleşmesi ile devredildiği, kaldı ki yapılan devirlerin vefa sözleşmesi kapsamında olsa bile, taşınmazların mülkiyetinin devri yapılmış olduğundan, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.5 maddesine göre mülkiyetinin devri halinde de ödenen bedelin talep edilebileceği kararlaştırıldığından, davacının yapmış olduğu ödemeyi talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 1.165.645,38 TL'nin 29.08.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; vefa sözleşmesi ile satış sözleşmesinin birbirinden farklı olduğunu, taşınmazların devrinin yapılmadığını, tapudaki işlemin şeklen "satış" olarak gösterilmesinin vefa sözleşmesinin gereği olduğunu, satış manasına gelmediğini, sadece tapudaki şekli işlemin karara esas alındığını, üçüncü şahıs Ziraat Bankasının dahi dosyaya vermiş olduğu cevabında, işlemin "vefa" olduğunu açıkça beyan etiğini, davacının bağıştan dönme/sözleşmeyi feshetme haklı sebebi mevcut olmadığını, kabul etmemekle birlikte bir an için aksi düşünülse dahi, bağışın/sözleşmenin amacı da dikkate alınarak, hibe alanın sadece bağıştan dönme/sözleşmenin feshi anında elinde kalanı iade ile mükellef olduğunu, tebliğin ilgili maddesi incelendiğinde sözleşmeye her aykırılıkta mutlaka hibenin tamamının geri alınacağının ifade edilmediğini, 5 yıllık izleme sürecinin 07.11.2021 tarihinde sona erdiğini, dava tarihi itibari ile, 4 yıl boyunca ve halen sözleşmeye aykırı hiçbir fiilinin tespit edilmediğinin sabit olduğunu, 4 yıl boyunca aldığı hibeyi hibe şartlarına uygun olarak değerlendirdiğini, 4 yıl boyunca ve halen hibe amacına uygun kullanıldığını, davacı tarafından yapılmış olan feshin geçersiz olduğunu ileri sürerek; yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 17.08.2015 tarihli hibe sözleşmesi uyarınca davacı tarafından davalı şirkete tesis, makine, ekipman, teçhizat ve malzeme sağlandığı, sözleşme ile hibe sözleşmesi kapsamında davacı tarafından sağlanan tesis, makine, ekipman, teçhizat ve diğer malzemelerin mülkiyetinin, yerinin ve amacının proje yatırımının bitiminden itibaren beş yıl içinde değiştirilemeyeceğinin hüküm altına alınmasına karşın, davacı tarafından yapılan kontroller sırasında, davalıya ait olan işletmenin mülkiyetinin Ziraat Bankası'na devredildiği, bu durumun sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davalının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen hibe sözleşmesi kapsamında davalıya ödenen hibenin sözleşmeye aykırılık nedeniyle iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğnamenin (2015/16 numaralı) 47 nci maddesinde "(1) Proje sahibi, hibe sözleşmesi kapsamında sağlanmış tesis, makine, ekipman, teçhizat ve diğer malzemelerin mülkiyetini, yerini ve amacını proje yatırımının bitiminden itibaren beş yıl içinde değiştiremez.
(2) Hibe sözleşmesi kapsamında sağlanmış tesis, makine, ekipman ve malzemelerin mülkiyetinin, yerinin ve amacının proje yatırımının bitiminden sonraki beş yıl içerisinde değiştirildiğinin il müdürlüğü tarafından tespiti halinde, ödenen hibe tutarı 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre hesaplanarak, gecikme zammı ile birlikte yatırımcıdan tahsil edilir." düzenlemesi yer almaktadır.
3. Değerlendirme
2015/16 numaralı tebliğin 47 nci maddesi ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.5 inci maddesinde; hibe sözleşmesi kapsamında sağlanmış tesis, makine, ekipman, teçhizat ve diğer malzemelerin mülkiyetinin, yerinin ve amacının proje yatırımının bitiminden sonraki beş yıl içerisinde değiştirildiğinin il müdürlüğü tarafından tespiti halinde, GTHB, KKYDP kaynakları kapsamında yatırımcıya yapılan ödemelerin bu sözleşmenin 20 nci maddesi hükümlerine göre geri alınacağı kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamından davalı tarafça hibe sözleşmesinin 17.08.2015 tarihinde imzalandığı, projenin 07.11.2016 tarihinde tamamlandığı, sözleşmeye konu yerin mülkiyetinin ise
16.03.2018 tarihinde devredildiği anlaşılmakta olup, davalı açıkça 2015/16 numaralı tebliğ ile sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı, ayrıca devir işleminin vefa sözleşmesine istinaden yapıldığı kabul edilse dahi sonuç itibariyle taşınmazların devrinin dava dışı banka adına yapıldığı anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar usul ve kanuna uygun olup, davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen 22/03/2022 tarihli ve 2022/663 E., 2022/657 K. sayılı kararın ONANMASINA;
8.400 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.