Logo

3. Hukuk Dairesi2022/4864 E. 2022/6809 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel okulun, öğrenci velisine karşı açtığı eğitim-öğretim ücreti alacağına dayalı itirazın iptali davasında ispat yükünün kimde olduğu ve davacının alacağını ispat edip etmediği noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, çocuklarının burslu olduğunu iddia etmelerine rağmen bunu ispatlayamadıkları, davacının ise ticari defterlerinde eğitimin karşılığı olan hizmet bedelinin kaydının bulunduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı şirket vekili, davalıların müşterek çocuklarının şirketlerine ait okulda eğitim gördüğünü, cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere çocuğun okul taksitlerinin uzun zamandır ödenmediğini, bunun üzerine davalılara yönelik takip başlatıldığını, davalıların haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, kayıt esnasında okul ücretinin konuşulduğunu ve kendilerine burs imkanı sağlanacağı belirtilerek yapılacak ödemelerin bildirildiğini, bu ödemeler yapıldığından bakiye borçlarının kalmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığı, okul taksitlerinin herhangi bir ödeme planına bağlanmadığı ve davalıların temerrüde düşürülmediği gerekçesi ile davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 01/12/2020 tarih ve 2020/4486E ve 2020/7240K sayılı ilamıyla; “...Davalıların çocuğunun davacıya ait okulda eğitim gördüğü taraflar arasında çekişmesizdir. Davacının okulu özel bir okul olup davalının, çocuğu için okul giderini ödemesi zorunludur. Davalılar davacının ileri sürdüğü hukuki ilişkiye itiraz etmemekle birlikte, bir kısım eğitim ücretini ödediklerini, kalan kısmın da bursluluğa sayılması nedeniyle borçlu olmadıklarını savunmaları, borcun bulunmadığına yöneliktir. Hukuki ilişkinin takdir ve tayini Hakime aittir. Bilirkişinin hukuki ilişkinin yokluğu görüşüne dayanılarak karar verilemez. O halde mahkemece; taraflar arasında hukuki ilişki olduğu sabit olmakla, davacının ticari defter ve kayıtları, faturaları ile okul öğrenci kayıtları, bursluluk listesi, ödeme belgeleri incelenerek uyuşmazlığa konu 2012-2013 döneminde ilan edilen eğitim-öğretim giderleri bakımından konusunda uzman olan muhasebeci bilirkişiden yerinde inceleme yetkisi verilerek alacağa ilişkin rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi...” gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bu kez mahkemece bozmaya uyularak; davacının hizmete ilişkin

./..

sadece kendi nezdinde düzenlediği delil niteliği olmayan "Cari Hesap Ekstresi" ve öğrenci adına düzenlediği faturalara istinaden alacağı olduğu iddiasında bulunduğu, talep edilmesine karşın bursluluk listesini sunmadığı, TMK 6. maddesine göre iddia edenin iddiasını ispatla mükellef olduğu, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu ticari defterlerinin kapanış tasdikinin bulunmadığı; ticari defterlerin, davalarda taraf lehine delil olarak kabul edilebilmesi için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/2. Maddesine göre “kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulma, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olma” şartının yerine gelmesi gerektiği, usulüne uygun kapanış onayı bulunmayan ticari defterin davacı lehine delil vasfı taşımayacağı, davacının alacağının bulunduğunu ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; davalıların çocuklarına verilen özel okul hizmetinin bedelinin ödenmediği iddiası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.

Davalılar kayıt esnasında okul ücretinin konuşulduğunu ve bu doğrultuda bir kısım eğitim ücretini ödediklerini, kalan kısmın da bursluluğa sayılması nedeniyle bakiye borçlarının olmadığı savunmasında bulunmuşlardır. Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190).

Önceki bozma kararında belirtildiği gibi taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığı tartışmasızdır. Davalıların müşterek çocuklarının davacıya ait okulda eğitim gördüğü taraflar arasında çekişmesizdir. Davalılar bir kısım eğitim ücretini ödediklerini, kalan kısmın da bursluluğa sayılması nedeniyle borçlu olmadıklarını savunmuşlardır. Davacı şirketin ticari defter kayıtlarında; davalıların müşterek çocuklarının 2012-2013 öğretim yılında davacı şirket eğitim kurumunda eğitim gördüğü, okul ücretinin eğitim bedelinin 26.500,00TL ve yemek-beslenme ücretinin 5.000,00TL olmak üzere toplam 31.500,00TL olduğu, öğrencinin eğitim bedeli olarak toplam 10.700,00 TL ödendiği ve başka bir ödeme yapılmadığı görülmüştür.

Hal böyle olunca mahkemece; davacının ticari defterlerinde davalıların müşterek çocuklarının gördüğü eğitimin karşılığı olan hizmet bedelinin kaydının olduğu, ispat yükünün çocuklarının burslu olduğunu iddia eden davalılarda olduğu ve bu durumu ispat edemedikleri de gözetilerek, ödendiği ispat edilemeyen bakiye okul ücreti bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ispat yükü ters çevrilerek yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.