Logo

3. Hukuk Dairesi2022/4906 E. 2022/6955 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sağlık hizmet sağlayıcısı ile SGK arasında, yapılan sağlık hizmetine ilişkin fatura kesintilerinin haklı olup olmadığına dair uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı SGK’nın bilirkişi raporuna yaptığı itirazların değerlendirilmemesi ve ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek, sağlık hizmetlerine ilişkin kesintilerin haklı olup olmadığının ayrıntılı olarak incelenmesi amacıyla bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki cezai işlemin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; Özel ... ... Hastanesi unvanıyla sağlık alanında ticari faaliyet gösterdiklerini, davalı kurum ile aralarında Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye istinaden 2013 yılı Nisan aylarına ilişkin olarak fatura düzenleyerek davalı kuruma ibraz ettiklerini, davalı kurumca farklı gerekçelerle hak edişlerinden 01.07.2013 tarih ve 35371153-02 sayılı komisyon kararı gereği toplamda 44.334,28 TL kesinti uygulanmasına karar verildiğini, bu işlemin haksız ve yersiz olduğunu, kesintiye konu her bir işlemin usule uygun olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek, 44.334,28 TL tutarındaki kesintinin iptaline ve borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile, davalı kurum tarafından davacı aleyhine 01.07.2013 tarih 35371153-02 sayılı komisyon kararı gereği yapılan toplam 43.293,43 TL kesinti işleminin iptaline, davacının dava konusu kesinti işlemi nedeniyle davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı eldeki dava ile davalı kurum ile aralarındaki sözleşme gereği kuruma gönderilen faturalara yönelik kesinti işleminin iptali ile kesinti tutarı kadar davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş; mahkemece davanın kabulü yönünde verilen karar, davalının temyizi üzerine, Dairemizin 25.06.2020 tarih, 2020/597 Esas, 2020/3468 Karar sayılı ilamı ile “... mahkemece gerekçe kısmı itibariyle hükme esas alınan ancak gerekçe kısmı itibariyle de davacı talebi ile faturalardaki kesinti gerekçeleri konusunda çelişkili bulunan rapora dayanılarak, karar verilmesi yerinde görülmemiştir. O halde, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi olgular çerçevesinde, davacının talebi, davalının inceleme raporu, sağlık hizmetleri satın alma sözleşmesi, konu ile ilgili genelgeler ve Sağlık Uygulama Tebliğ hükümleri birlikte değerlendirilerek, önceki bilirkişiler dışında seçilecek

./..

-2-

konusunda uzman bilirkişilerden, davacı şirkete ait faturalarda yapılan kesintilerin haklı olup olmadığı noktasında, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporları hükme esas alınarak, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

HMK'nın 266. maddesi hükmüne göre; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.

HMK'nın 267. maddesi hükmüne göre ise; mahkeme bilirkişi olarak yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir, ancak gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurul da görevlendirilebilir.

HMK’nın 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.

Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.

Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.

Somut uyuşmazlıkta; davacı davalı kurum tarafından hak edişlerinden yapılan kesintinin iptali ile davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından davalı kurumunca altı hastaya verilen sağlık hizmetine ilişkin çeşitli nedenlerle davacının hak edişinden kesinti yapılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, yapılan kesintinin mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olmadığı gerekçesiyle açılan davada, mahkemece, bozma ilamı sonrasında uyuşmazlık konusu teknik bilgiyi gerektirdiğinden, bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Hükme esas alınan 24.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda, kesintiye konu her işlem için ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, dava dışı Eslem İlçin’e uygulanan tedaviye göre yapılan kesintinin yerinde olduğu belirtilmiş, diğer beş hasta yönünden yapılan kesintinin yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Davalı bu rapora her bir hastaya yapılan işlem bakımından ayrı ayrı gerekçelerle süresinde verdiği dilekçe ile itiraz etmiş, ancak mahkemece bu itirazların yerinde olup olmadığına dair ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. O halde mahkemece, davalı tarafın itirazları da karşılanmak suretiyle her bir hasta yönünden davalı kurumca yapılan kesintinin yerinde olup olmadığına

../...

-3-

ilişkin tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, Yargıtay denetimine uygun ve hüküm kurmaya elverişli ek rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın HUMK'nın 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.