Logo

3. Hukuk Dairesi2022/4968 E. 2023/360 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kurum tarafından davacı eczaneye kesilen cezai şartın protokole aykırı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma ilamında, davacı eczanenin protokol hükümlerine göre ilaçları teslim alan kişilerin kimlik bilgilerini kontrol etme yükümlülüğünü yerine getirmediği, reçetelerin sahte olduğunun sabit olduğu ve bu nedenle uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu belirtildiğinden, yerel mahkemenin bozmaya uyarak verdiği ret kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/212 E., 2021/543 K.

HÜKÜM/KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... ... geldiler. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... Eczanesinin sahibi olduğunu, kuruma fatura edilen 2008 yılına ait iki adet reçete ile ilgili olarak 2012 protokolünün 5.3.2. maddesi gereğince reçete arkasındaki imzanın hasta veya hasta yakınına ait olmaması nedeniyle 1. kez uyarılmasına, 5.3.5. maddesi gereğince hasta veya yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetenin kuruma fatura edildiği iddiası ile 1. kez uyarılmasına ve 10.729,30 TL cezai şartın tahsiline karar verildiğini, eczacı olarak hastalara kimlik sorma ya da kimlik bilgilerini kontrol etme gibi bir hakkının bulunmadığını, söz konusu reçetelere ilişkin olarak herhangi bir usulsüz işlemi olmadığını, davalı kurumun zararının da söz konusu olmadığını ileri sürerek davalı kurumun 15.09.2014 günlü kararının hukuka ve protokole aykırılığının tespiti ile hükümsüzlüğüne ve muarazının men'ine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, yapılan araştırmalarda, reçete sahiplerinin Medula sisteminde yer alan tarihlerde muayene olmadıkları, adlarına düzenlenen rapor ve reçetelerden haberdar olmadıkları gibi ilaçları da eczaneden alıp kullanmadıklarını beyan etmeleri üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, davacı eczane tarafından 2 adet sahte reçetenin kuruma fatura edilmesi nedeniyle cezanın uygulandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.10.2015 tarihli ve 2014/519 E., 2015/408 K. sayılı kararı ile; davacı eczacının reçetede adı yazılı hekimler tarafından verilmediği anlaşılan reçetelerin sahte olduğunu bilecek durumda olmadığı, ceza mahkemesi kararı ile veya başka türlü yazılı delille veya ikrar sureti ile davacının sahtecilik fiiline iştirak ettiği veya bile bile ilaç temin ettiği veya ilaç temin etmeden ilaç verilmiş gibi tahakkuk evrakı hazırladığının anlaşılamadığı, şüphenin davacı lehine yorumlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 16.04.2019 tarihli ve 2016/8299 E., 2019/4992 K. sayılı ilamıyla; ".... davacı eczanenin ibraz edilen reçetelerin arkasına ilaçları teslim alan kişilerin kimlik bilgilerini yazması gerektiği, davacının kendisinin de taraf olarak imzaladığı protokol hükümlerine göre kendisine yüklenen kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmediği, şayet ilaçları teslim etmek için reçeteyi ibraz eden kişilerden kimlik bilgilerini sormuş olsa idi bu kişilerin ilaçları teslim almaya yetkili olmadıklarının anlaşılacağı, bu haliyle davaya ve davalının işlemine konu reçetelerin sahteliği sabit olup, bilirkişi raporu ile belirlenen iğfal kabiliyeti hususunun ceza yargılaması yönünden sonuç doğuracağı, davacının kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı, davacı eczanenin eylemi sabit olup, yapılan işlemin protokole uygun olduğu dolayısıyla uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu tereddüte ya da duraksamaya mahal bırakmayacak şekilde sabittir... Davacının bu şekilde sözleşmenin 5.3.2. ve 5.3.5 maddelerine aykırı davranması nedeniyle davacı hakkında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, kararda nasıl ve hangi yasal gerekçe ile davanın reddine karar verildiğinin belirtilmediğini, davacının bir eczacı olarak kimlik kontrolü yapmak hak ve yetkisinin olmadığı göz ardı edilerek hukuka aykırı hüküm kurulduğunu, dava konusu reçetelerin şeklen gerçek olduğunu ve davacının şüphelenmesine neden olacak reçeteler olmadığını, hastalara ait reçetelerin davacı tarafından tüm hasta ve reçetelere yapıldığı üzere, reçetelerin uygunluğu kontrol edilerek ve reçetelerdeki ilaçlar sisteme girilerek sistemden provizyon alınarak, reçeteleri getiren kişi/kişilerin de imzaları alınarak ve ayrıca ödemesi gereken ücretlerde tahsil edilerek teslim edildiğini, dava konusu reçetelere ilişkin reçete sahiplerinin tanık sıfatıyla dinlenilmediğini, 2016 ile 2020 protokollerinin de değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı kurum tarafından uygulanan cezai şartın protokole aykırı olduğu ileri sürülerek kararın iptali ve çekişmenin önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2.Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün bozma kararı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez (02.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararın; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verilmiş olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, dolayısıyla davacının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.