"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; avukat olduğunu, davalı tarafından 02/04/2008 tarihinde vekil tayin edilmesi üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesinde 2008/198 Esas sayılı davayı açarak takip ettiğini, davalı ile yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığını, sözlü olarak 10.000 TL ile birlikte dava konusu taşınmazın davanın kesinleştiği tarihteki piyasa rayiç değerinin %10'u oranında ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığını, takip edilen davanın kabulüne dair verilen kararın kesinleştiğini, dosyaya yatan 5.000 TL teminatı vekalet ücretine mahsuben davalının bilgisi dahilinde tahsil ettiğini, ilam vekalet ücretini de icra takibi ile tahsil ettiğini, davalının ücret ödememek için 10/07/2013 tarihinde kendisini vekillikten azlettiğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazın kıymet takdirinin yapılarak, taşınmazın değerinin %10'unun kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 12.996,50 TL vekalet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 05/12/2018 tarihli ve 2016/2937 E.-2018/11714 K. sayılı ilamıyla; kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu, gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davanın kısmen kabulüyle 12.996,50 TL vekalet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalının temyizi üzerine, Dairemizin 20/09/2021 tarihli ve 2020/6469 E.- 2021/8670 K. sayılı kararıyla; davanın 10/06/2014 tarihinde açıldığı, uyuşmazlığın çözümünün tüketici mahkemelerinin görevi içerisinde bulunduğu, mahkemece o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
./..
-2-
Bozmaya uyan mahkemece tüketici mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile 12.996,50 TL vekalet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Avukatlık Kanunu'nın 164. Maddesinin ilgili bölümü şöyledir “...Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır. “
Somut olayda; davacı avukat ile davalı müvekkili arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığından davacı avukat için takdir edilecek akdi vekalet ücretinin takip edilen davanın harçlandırılmış dava değeri üzerinden hesaplanması gerekmektedir. (HGK'nın 25/03/2021 tarihli ve 2018/(13)3-940 E.2021/350 K. Sayılı ilamı da aynı yöndedir.) Bu durumda; davacının ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/198 E. 2009/470 K. sayılı dosyasında harçlandırılmış dava değeri olan 20.000 TL'nin %10 ile %20'si arasında bir ücrete hak kazanacağı, davacının söz konusu dava dosyasındaki vekalet ücretine ilişkin olarak 9.504,50 TL alacağını tahsil ettiğinin tarafların ve mahkemenin kabulünde olduğu, böylelikle davacının alması gereken vekalet ücreti alacağından fazlasını almış olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; bu davanın tümden reddi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/198 Esas -2009/470 Karar sayılı davasına konu taşınmazın değerinin tespit edilmesi bu değer üzerinden hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, hükmü temyiz eden davalı taraf harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harcının iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.