"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar ... Hastanesi A.Ş. ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı, 30.07.2008 tarihinde karın ve bel ağrısı şikayeti ile davalı ... Hastanesine giderek muayene olduğunu ve Dr. ...'in karaciğer sağ lob segment 5 düzeyinde 13 mm boyutunda hiperakojen yuvarlak konturlu lezyon (hemanjiom) sağ renal kortikal kist neticesini alarak ilaçla tedavi yolunu önermesi üzerine ilaçla tedavisinin başlandığını, ancak şikayetlerinin devam etmesi üzerine başka bir hastaneye gittiğini ve yapılan muayenesi sonucunda genel itibariyle tüm organlarının normal olduğu, patolojik hiçbir bulgunun bulunmadığının saptandığını, kısa sürede var olduğu iddia edilen kistin verilen tedavi yoluyla yok olmasının mümkün olmadığının sabit olduğunu, 09.11.2008 tarihli ... Hastanesi raporunda safra kesesi doğaldır ibaresinin de yer aldığını, ... Hastanesine gittiğinde 25.11.2008 tarihli Dr. ...'nun verdiği raporda bu seferde les yetmezliği, alkalen reflü gastrit, gastrit tanısı konulduğunu, 26.11.2008 tarihinde sebepsiz yere safra kesesinin alındığını, ancak daha önce yapılan muayenelerinde safra kesesinin sağlam olduğunun tespit edildiğini, değişik zamanlarda değişik tanılar konulduğunu, değişik tedavi yöntemleri uygulandığını, davalıların kusurlu ve hatalı işlemleri nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, 10.000,00-TL maddi, 25.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Birleşen davada ise, davalı ...'nun yanlış teşhis ve tedavi uyguladığını, davalının kusurlu ve hatalı işlemleri nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, 10.000,00-TL maddi, 25.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir .
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen dosya davalılarından ... Hastanesi A.Ş. ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur.
Mahkemece 14/05/2015 tarihinde verilen davanın kısmen kabulüne dair karar, asıl ve birleşen dosya davalılarından ... Hastanesi A.Ş. ve ... 'nun temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 15/10/2018 tarihli ve 2016/28620 E- 2018/9353 K. sayılı ilamı ile ‘’...Adli tıp raporu mevcut haliyle davalının itirazlarını karşılamadığı gibi taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine de elverişli değildir. O halde mahkemece, aralarında genel cerrahi, gastroenteroloji, gastroenteroloji cerrahi uzmanlarının da olduğu Üniversite Öğretim Üyelerinden oluşturulacak, akademik kariyere sahip bilirkişi kurulundan, davalı ...'nun itirazları da karşılanmak suretiyle olayda davalıya atfı kabil bir kusur bulunup bulunmadığı konusunda, nedenleri açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir....’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyma kararı verilmiş olmasına rağmen, bozma sonrası üniversiteden alınmış olan 19.09.2019 tarihli raporda genel cerrahi ve gastroenteroloji uzmanı olmak üzere iki uzman bilirkişiden açıklayıcı ve gerekçeli olmayan sadece bilimsel doğrulara uygun olduğunu bildirir şekilde rapor alındığı, alınan bu raporun dosyada mevcut raporla çelişkili olması üzerine çelişki giderilmek üzere ise Adli Tıp kurumu başkanlığı üçüncü üst kurulundan rapor alındığı, ve üçüncü üst kurulundan alınan bu raporun da hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bozma ilamında açıkça belirtildiği Üniversite Öğretim Üyelerinden olmak üzere genel cerrahi, gastroenteroloji, gastroenteroloji cerrahi uzmanlarından oluşturulacak akademik kariyere sahip bilirkişi kurulundan; tanısal amaçlı laparoskopinin uygun olup olmadığı, davacıdan alınan parçanın patolojiye gönderilip gönderilmediği ve olayda davalıya atfı kabil bir kusur bulunup bulunmadığı konusunda, nedenleri açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu yönler göz ardı ederek, Üniversite Öğretim Üyelerinden usulüne uygun oluşturulmayan ve itirazları karşılamayan rapor hükme esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre kararı temyiz eden davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle hükmün kararı temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.