Logo

3. Hukuk Dairesi2022/5034 E. 2022/7135 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Elektrik akımına kapılma sonucu oluşan maddi ve manevi tazminat davalarında, davalının kusur oranı, tazminat miktarı ve usuli kazanılmış hak ihlali iddiaları üzerine yapılan temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalının kusur oranını hatalı hesaplayarak ve bozma ilamında belirtilen toplam tazminat miktarını aşarak hüküm kurması, manevi tazminatın düşük belirlenmesi ve eksik vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek hüküm, davacı ve davalı yararına kısmen bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen tazminat davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl ve birleşen 2015/598 E. sayılı davaların kısmen kabullerine, birleşen 2020/38 E. sayılı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; davacı ...'nın 06/01/2012 tarihinde inşaatta çalışırken elindeki metal borunun yüksek gerilim hattı üzerinde bulunan iletken tellere çarpması sonucu elektrik akımına kapıldığını, sağ bacağı ile sol kolunu kaybettiğini, uğradıkları maddi ve manevi zarardan davalı belediye ile davalı ... ...'ın sorumlu olduklarını ileri sürerek; şimdilik, davacılardan ... için 100.000 TL manevi ve 50 TL maddi, ... için 25.000 TL manevi ve 50 TL maddi, ... için 25.000 TL manevi ve 50 TL maddi, ... ve ... için 17.000'er TL manevi ve ... için 16.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmişler, 14/08/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı ... için maddi tazminat talebini 162.812.45 TL'ye artırmışlardır.

-2-

Mahkemece; davalı belediyeye yönelik dava yargı yolu bakımından reddedilmiş, davalı ... ... yönünden ise dava ayrılarak ayrı esasa kaydedilmiştir.

Birleştirilen 2015/598 Esas sayılı davada, davacı ...; asıl davada alınan bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen 179.045,46 TL maddi tazminatın davalı ... ...'tan tahsilini talep etmiştir.

Davalı ... ...; olayın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığını, inşaat sahibi ile davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile davacılar ..., ... ve ... için toplam 341.907,91 TL maddi tazminatın, davacılardan ... için 60.000 TL, ... ve ... için ayrı ayrı 10.000’er TL, ..., ... ve ... için ayrı ayrı 5.000 'er TL olmak üzere toplam için 95.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 07/05/2018 tarihli ve 2016/14499 Esas 2018/4698 Karar sayılı ilamla; bilirkişi raporları arasındaki kusura ilişkin çelişki giderilmesi için yeniden bilirkişi raporu alınması ve tazminat miktarlarının bu rapora göre yeniden belirlenmesi, ayrıca sadece davacı ... lehine sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davacılar ... ve ... yönünden de iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmadan sonra birleştirilen 2020/38 Esas sayılı davada davacı ...; asıl davada bozma sonrası alınan bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen 131.044,52 TL maddi tazminatın davalılar ... ... ve ...'den tahsilini talep etmiştir.

Mahkemece; bozma sonrası alınan kusur ve hesap raporu doğrultusunda, davacının iş göremezlikle ilgili maddi zararının toplam 472.952.43 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle; asıl davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulü ile 50 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... ...'dan alınarak davacı ... verilmesine, davacılar ... ve ... yönünden maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat isteminin ise bozma ilamı kapsamında olmaması nedeniyle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen 2015/598 Esas sayılı davanın kabulü ile 341.857,91 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... ...'tan tahsiline, birleşen 2020/38 esas sayılı davanın kabulü ile 131.044,52 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen karar, davalı ... ...’ın temyizi üzerine, "Dairece verilen 10/02/2021 tarihli ve 2020/10561 E. 2021/1182 K. sayılı ilamla; davalının sair temyiz itirazlarının reddedildikten sonra, asıl davada talep edilen manevi tazminatlar hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken bu taleplerle ilgili yeniden hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu, öte yandan toplam tazminat miktarı yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle mahkemece; uyulan bozma kararı doğrultusunda, bozma öncesi belirlenen toplam 359.903,07 TL tazminat miktarı üzerinden, belirlenen kusur oranları dikkate alınarak, birbirinden bağımsız olan asıl ve birleşen 2015/598 Esas sayılı davalarda talep edilen maddi tazminatlar hakkında ayrı ayrı karar verilmesi, bozma sonrası güncel verileri dikkate alarak tazminat miktarını artıran bilirkişi raporu sonucunda açılan ve işbu davalar ile birleştirilen 2020/38 Esas sayılı davanın reddine karar verilmesi gerekirken; gerek davalı yararına oluşmuş olan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek birleştirilen 2020/38 Esas sayılı davanın da kabulüne karar verilmiş olması, gerekse asıl davada ıslah edilen tazminat tutarının birleştirilen 2015/598 Esas sayılı davada hüküm alına alınmış olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu...’’ gerekçeleriyle bozulmuştur.

../...

-3-

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulü ile 16.286,24 TL’nin olay tarihi olan 06/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, davacılar ... ve ...'in maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacılardan ... için 6.000 TL, ... ve ... için ayrı ayrı 1.000’er TL, ..., ... ve ... ... için ayrı ayrı 500'er TL olmak üzer toplam 9.500,00 TL’nin olay tarihi olan 06/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, birleşen 2015/598 esas sayılı davanın kısmen kabulü ile asıl davada hükme bağlanan kısmın mahsubu ile 19.704,06 TL’nin olay tarihi olan 06/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen 2020/38 esas sayılı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 inci) maddesine göre; birden fazla kişiler birlikte bir zarara neden olmuşlarsa, sorumluluk derecelerine bakılmaksızın ve eylemlerinin türü yönünden bir ayrım yapılmaksızın, zarar görene karşı, her biri ayrı ayrı zararın tamamından ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olurlar.

Aynı Kanun’un 51 inci (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 inci) maddesine göre; birden çok kimseler değişik nedenlerle aynı zarardan sorumlu olurlarsa, zarar görene karşı ortaklaşa zincirleme sorumlu olurlar.

Zarar gören, bu iki hükme dayanarak 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 142 nci (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 163 üncü) maddesine göre; zararının tümünü zincirleme sorumlulardan birine karşı açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsine karşı açacağı tek dava ile de isteyebilir. Borçlulardan birinin yaptığı ödeme, ödenen miktar oranında diğerini veya diğerlerini borçtan kurtarır ve daha sonra, ödeme yapanın diğerlerine karşı rücu hakkı doğabilir.

Somut olayda; Dairece verilen 10/02/2021 tarihli ve 2020/10561 E. 2021/1182 K. sayılı bozma ilamında, mahkemece hüküm altına alınması gerektiği belirtilen toplam tazminat miktarı olan 359.903,07 TL’den, söz konusu bozma ilamı ile kesinleşmiş olan 19/03/2019 tarihli kusur raporunda sadece davacılardan ...’ya izafe edilen %30 kusurun tenzili ile asıl ve birleşen 2015/598 E sayılı davada maddi tazminat talepleri yönünden hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davalı şirketin %10 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle bu kusur oranına isabet edecek şekilde belirlenen 35.990,30 TL üzerinden asıl ve birleşen 2015/598 E sayılı davada maddi tazminata hükmedilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3-Bundan ayrı, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47 nci (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56 ncı) maddesi hükmüne göre; hakimin, özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin

.../....

-4-

duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Somut olayda; olayın gelişim biçimi, olay tarihi, davacı ...’da meydana gelen yaralanma ve maluliyetin derecesi, bu yaralanma ve maluliyetin davacı ... ve diğer davacılarda yarattığı elem ve üzüntünün derecesi, tarafların kusur durumları ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde; tüm davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarları da düşük olup, tüm davacılar için daha üst düzeyde manevi tazminatlara hükmedilmelidir.

4- Öte yandan birleşen 2020/38 E. sayılı davanın değeri 131.044,52 TL olup, davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen yanılgılı değerlendirme ile davalı lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince hükmün ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacılar yararına, dördüncü bentte açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.