Logo

3. Hukuk Dairesi2022/5315 E. 2022/8123 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesine ek protokol ile kiracıya yüklenen aidat borcunun ödenmemesi nedeniyle açılan alacak davasında, protokolleri imzalayan kiracı çalışanlarının temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı ve talep edilen giderlerin dava tarihi itibarıyla hüküm altına alınıp alınamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Protokolde imza atan kiracı çalışanlarının temsil yetkisinin tespiti, yetkinin varlığı halinde dahi davalı tarafından kısmen ifa edilen protokole yapılan itirazın kötüniyet teşkil edip etmediğinin, yetkinin yokluğu halinde ise 04.04.2012 tarihli kira sözleşmesindeki kiracı yükümlülüklerine göre giderlerin talep edilip edilemeyeceğinin, ayrıca talep edilen giderlerin dava tarihi itibarıyla doğup doğmadığının ve hüküm altına alınabilir nitelikte olup olmadığının tespiti ve davalının itirazlarını karşılayan ek bir bilirkişi raporu alınması gerektiği hususları gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 36. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne yönelik verilen kararın, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile 04/04/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesini imzaladığını, kiraya verdiği taşınmazın bulunduğu binada kat mülkiyeti bulunmadığı gibi kat irtifakına da geçilmediğini, davalının hissesine düşen ortak giderlerin ödemesini yapmamakta direndiğini, ortak giderlere katılım paylarının düzenlenmesi ve gününde ödenmesinin temini için 19/12/2013 tarihinde davalı ile mutabakata vararak, davalının kiralananda faaliyet gösteren her iki birimi olan Beylikdüzü Kargo Dağıtım Müdürlüğü ve Beylikdüzü Posta Dağıtım Merkez Müdürlüğü ile ayrı ayrı protokoller imzaladığını, davalıya gönderdiği Bakırköy 40. Noterliğinin 18/05/2016 tarihli ve 13745 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, 04/04/2012 başlangıç tarihli kira kontratı ile 19/12/2013 tarihli protokol hükümleri gereği birikmiş bulunan 104.825,59 TL aidatın ödenmesi gerektiğini bildirdiğini ancak davalı tarafın söz konusu ödemelerin yapılmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 20.000 TL alacağın 18/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 31/01/2019 havale tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 124.852,59 TL ‘ye yükseltmiştir.

Davalı; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafça Beylikdüzü Posta ve Kargo merkezi Müdürlükleri ile imzalanan protokoller gereğince dava konusu tutarın ödemesinin gerektiği iddia edilmiş ise de, anılan protokollerde imzası bulunan kişilerin belirtilen miktarda borcu kabul etmeye yetkileri bulunmadığı gibi kendilerine bu konuda herhangi bir yetkilendirme yapılmadığını, bu nedenlerle söz konusu protokollerin hukuki geçerliliğinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile 20.000 TL’nin 23/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 104.852,59 TL’nin ıslah tarihi olan 31/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının faiz türü ve başlangıç tarihine yönelik olan istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne, 124,825,59 TL’nin, 104.825,59 TL’lik kısmına temerrüt tarihi olan 23/05/2016 tarihinden itibaren, bakiye 20.000 TL kısmına ise ıslah tarihi olan 31/01/2019 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı ile davalı arasında imzalanan 04/04/2012 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinin 18. maddesinde; kiralama süresince kalorifer tesisatı ile asansörün bakım ve onarım işletme giderlerinin kiracıya ait olmakla birlikte gayrimenkulün bakım ve onarım giderleri gibi sigorta primi, yönetici aylığı gibi giderler ile ortak işletme giderlerine malikin katılmakla yükümlü olduğunun düzenlendiği, sonrasında Beylikdüzü Kargo Dağıtım Müdürlüğü adına Feyzi Tosun ve Beylikdüzü Posta Dağıtım Merkezi Müdürlüğü adına Özdoğan Akkuş ile davacı arasında 19/12/2013 tarihinde kira sözleşmesine ilişkin hükümlerle çelişecek ve sözleşmenin ilgili maddesini tadil edecek şekilde, aylık aidat tutarının 825' er TL ve 04/2013-21/12/2013 tarihleri arası aidatların 7.425' er TL olduğu, kiracı tarafından ödenecek aidat detaylarının asansör bakım onarım giderleri, merdiven boşlukları aydınlatma gideri, ortak kullanım alan temizlik giderleri, gündüz 2 personel, gece bekçileri 2 personel olmak üzere toplam 4 personel olarak belirlendiği ve bu aidatların değişen kalemlere istinaden artırılabileceği veya azaltılabileceğine ilişkin iki ayrı protokol imzalandığı anlaşılmaktadır.

Derece mahkemelerince, her ne kadar 19/12/2013 tarihli protokoller esas alınarak karar verilmiş ise de, davalı tarafın bahsi geçen protokollerde imzası bulunan çalışanlarının, temsil ettikleri şirketi sorumluluk altına sokacak şekilde sözleşme imzalama yetkisi olmadığı savunulduğuna göre; öncelikle protokollerde imzası bulunan davalı kiracı çalışanlarının sözleşme imzalama yetkisi bulunup bulunmadığının, davalı şirketin iç işleyişine ilişkin mevzuat hükümleri değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekmektedir. Protokollerin, imzalanması sonrasında davalı tarafından ifasının belli bir süre yerine getirilip getirilmediği, bir süre davalının protokol kapsamında edimini ifa etmiş ise sonradan protokolu davalı adına imzalayanların temsil yetkisinin bulunmadığına ilişkin itirazın TMK m. 2-4 uyarınca hakkın kötüye kullanılmasını teşkil edeceğinden itibar edilmemesi, edim ifasının yapılmadığı, davalı kiracı çalışanlarının yetkisinin olmadığı halde imzalandığının anlaşılması halinde davalı kiracıyı bağlamayacağı, bu durumda ancak 04/04/2012 tarihli kira sözleşmesinde kiracının yükümlülüğünde bulunduğu

kararlaştırılan gider kalemlerine ilişkin kiraya veren tarafından yapılan ödemelerin talep edilebileceği nazara alınarak karar verilmesi, protokollerin geçerli olduğunun anlaşılması halinde ise bu durumda protokol hükümlerinde ve dava dilekçesinde aidat detayı olarak 2 gündüz, 2 gece bekçisi olacak şekilde toplam 4 personelden bahsedilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda güvenlik (bekçi giderleri) başlıklı kısımda aynı tarihlere ilişkin olarak çalışan 5 kişinin bordrosunun hesaplandığı, ayrıca dava tarihinden sonrasına ait olan Ekim/2016 maaşlarının da hesaplamaya katıldığı, yine dosyada bulunan faturaların bir kısmının dava tarihinden sonraki dönemlere ait harcamalara ilişkin olduğu, davalının alınmış olan bu bilirkişi raporuna itiraz ettiği gözetilerek davalının itirazlarını karşılar ve Yargıtay denetimine elverişli şekilde ek rapor alınması, dava tarihi itibariyle talep edilebilir masraflar tespit edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme neticesinde yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın aynı Kanun'un 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 24/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.