Logo

3. Hukuk Dairesi2022/5487 E. 2022/6892 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle açılan davada, istinaf harcının yatırılmaması nedeniyle davalının istinaf isteminden vazgeçmiş sayılıp sayılmayacağı ve aleyhe hüküm yasağının ihlal edilip edilmediği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemesince, davalı tarafından istinaf harcının süresinde yatırılmamasına rağmen istinaf başvurusunun değerlendirilmesinin ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın kısmen kabulü ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin, davacı aleyhine hüküm teşkil ettiği ve usul hükümlerine aykırı olduğu gözetilerek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İSTANBUL ANADOLU 27. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı,08/10/2013 tanzim, 30/10/2013 vade tarihli ve 125.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklanan borcunu ödemeyen davalı hakkında kambiyo senedine dayalı icra takibi başlattığını, ancak davalının takip dayanağı bono metninde vade tarihi olarak yazıyla 01/10/2013 yazdığı halde rakamla 30/10/2013 yazdığını ileri sürerek şikayet yolu ile takibin iptalini istediğini, icra mahkemesince kambiyo senedi vasfında bononun olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiğini, dosyanın temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, kambiyo vasfında olmadığı belirlenen 125.000,00 TL bedelli bonoya ve davalının aynı borç için avukatı ...'a ödeme talimatını içeren yazısına dayanarak yeniden icra takibi başlattığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile davalı borçlunun icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek % 9 ve değişen oranlarda kanuni faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, asıl alacağın % 20'si oranındaki 25.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, davacı ve adli yardım talepli olarak davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/2412-2021/580 sayılı kararı ile davacının istinaf başvurusunun uyarınca esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü

./..

ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüyle 125.000,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin takip ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dairece 17/01/2022 tarih 2021/4175 -2022/6 sayılı ilamı ile ‘‘davalı, ilk derece mahkemesinin kararını 18/06/2018 tarihinde adli yardım talepli olarak istinaf etmiş, adli yardım talebi 20/11/2018 tarihinde bölge adliye mahkemesince itiraz yolu açık olmak üzere reddedilmiş, ret kararı ve 2.579,08 TL nispi istinaf harcının tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması aksi halde taktirde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağına ilişkin muhtıra davalı vekiline 04/01/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mahkemece, her ne kadar davalının istinaf başvurusuna ilişkin değerlendirme yapılarak karar verilmiş ise de, dosya kapsamından adli yardım talebinin reddine ilişkin karara itiraz edilmediği ve istinaf harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; bölge adliye mahkemesince; tebliğ edilen muhtıraya rağmen istinaf harcının yatırılmaması nedeniyle davalının istinaf isteminden vazgeçmiş sayılarak istinaf dilekçesinin reddine ilişkin karar verilmesi gerekirken, davalının istinaf istemine değer atfedilerek inceleme yapılması hatalıdır.

Bundan ayrı, bölge adliye mahkemesinin gerekçesinde davalının istinaf başvurusunun yerinde olmadığı belirtilmesine rağmen; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle, hüküm ile gerekçe çelişkisi yaratılmış olması da usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. ’’gerekçesiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 2018/2412-2021/580 sayılı kararı bozulmuştur.

Bozma ilamına uyan Bölge Adliye Mahkemesince;davalının istinaf başvurusu yönünden,uyulmasına karar verilen Yüksek Yargıtay Bozma İlamında açıklandığı üzere davalı tarafından Dairemizce muhtıra tebliğine rağmen istinaf harcının yasal süresi içerisinde yatırılmaması nedeniyle, davalının istinaf dilekçesinin reddine,davanın esası yönünden;davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğünün 2017/2010 Esas sayılı dosyasında yapılan takibin 125.000,00 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin 125.000,00 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava konusu uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden, ilamsız icra takibine konu 08/10/2013 tanzim tarihli senet hakkında İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğünün 2016/12368 takip sayılı dosyasıyla yapılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibi İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/541 Esas, 217/47 Karar sayılı kararı ile iptal edildikten sonra dava konusu İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğünün 2017/2010 sayılı icra takibi ilamsız olarak başlatıldığından, bu nedenlerle alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde hüküm, temyiz edenin aleyhine bozulamayacağı gibi, Yargıtayın temyiz eden tarafın lehine verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de temyiz eden tarafın bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Bu yasağa "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Aynı durum, bölge adliye mahkemesi kararları için de geçerlidir. Aksi halde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır.

Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamımıza uygun olarak davalı tarafın muhtıra tebliğine rağmen istinaf harcının yasal süresi içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle davalının istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş olmasına karşın ilk derece mahkemesinde davacının davası kabul edilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olduğu göz ardı edilmiş ve davacı aleyhine olacak şekilde davanın kısmen kabulü ile icra inkar tazminat talebinin reddine dair hüküm kurulmuştur.

./..

Hal böyle olunca, davacının ilk derecede verilen hükme oranla aleyhine olacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.

2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nin 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, Aynı Kanununun 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.