"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2191 E., 2022/1009 K.
DAVA TARİHİ : 07.12.2016
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2016/130 E., 2018/849 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davalılar vekili Avukat Alper Coşgan'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalılar ile yapılan 17.01.2006 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi gereğince dava dışı yükleniciye karşı tapu iptali ve tescil davası açmak üzere anlaştıklarını, 17.01.2006 tarihli sözleşmeye göre davalıların davanın bitiminde ve kesinleştiğinde güneye bakan, denizi gören dairenin o günkü bitmiş hali ile rayiç değeri üzerinden anahtar teslimi ....parasını ve ayrıca girişteki iki dükkan veya bedelinin ve tahsil edilecek kira paralarından hak edilecek paranın % 15 ücretin avukata ister para, ister daire olarak verileceğinin kabul edildiğini, Büyükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2006/58 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, kararın 29.12.2014 tarihinde kesinleştiğini, davalıların 07.11.2015 tarihinde tapularını aldıklarını, ancak davalılar tarafından 17.11.2015 tarihli azilname ile azledildiğini, davalılara karşı açılan Büyükçekmece 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/537 Esas sayılı davasını da avukat olarak takip ettiğini, bu davanın avukatlık ücretinin de ödenmediğini, davalıların 2 daire 2 dükkanın tapularını aldıkları 17.11.2015 tarihindeki rayiç bedelini yasal faizi ile ödemeleri gerektiğini, aksi düşünülürse tapularının iptaline karar verilen 48 bağımsız bölüm bedelinin Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesine göre % 20 bedelinin ödenmesi gerektiğini, davalılara ihtar göndererek ücretin ödenmesini istediğini, ancak ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin alacak ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 08.03.2018 tarihli dilekçe ile talebini 189.699,84 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; davacı avukatın yükleniciye karşı açtığı davada, davacı avukata 2 daire ile 2 dükkanı vekalet ücreti olarak vermek üzere anlaştıklarını, bu sözleşmenin Avukatlık Kanunu'na aykırı olduğundan geçersiz olduğunu, davacı avukatın yükleniciye karşı açılan davanın kazanıldığını bildirmediğini, bunu kendi imkanları ile öğrendiklerini, mahkemenin 48 dairenin değil, 25 dairenin tapularının iptaline karar verdiğini, karar alınamayan daireler için yeniden dava açılmasının davacı avukattan istendiğini, davacı avukatın bunu yapmadığını, davacı avukatın kendilerini ofisinden kovduğunu, bunun üzerine davacıyı azlettiklerini, Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2006/58 Esas sayılı davasında yanlış isteklerde bulunduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında avukatlık ücret sözleşmesinin yapıldığı, ancak ücret sözleşmesinin Avukatlık Kanunu 164 üncü madde hükmüne aykırı olarak, dava konusu para mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıdığı, avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirleneceğinin madde hükmünde yer aldığı, her ne kadar bilirkişi raporunda ilamın kesinleştiği tarihteki değer esas alınmamış ise de yasa hükmünün açık olduğu, kesinleştiği tarihteki değerinin 1.811.089,56 TL olarak belirlendiği ve bu miktarın esas alınması gerektiği, davalıların davacı avukatı 17.11.2015 tarihli azilname ile azlettikleri, davalı her ne kadar azilnamede herhangi bir sebep göstermemiş olsa da görülmekte olan davada da azlin haklı sebebe dayandığını iddia ve ispat edebileceği, bu anlamda davalıların azilnamede gösterdiği sebeplerle de bağlı olmadığı, esasen davalı yanın, davacının üstlendiği işi ihmal ettiğine dair bir iddia ve ispatta bulunmadığı, haksız olarak azledilen avukatın takip ettiği her dava ve takip için avukatlık ücretinin tamamına hak kazanacağı, davacının takip ettiği işleri icra ederken bir kusurunun bulunmadığı, buna göre müddeahbihin kesinleştiği tarihteki değerinin %15'i oranında 271.613,44 TL avukatlık ücretine hak kazandığı, ancak ıslahını 189.669,84 TL üzerinden yaptığı gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı, kısa kararda ihtardan itibaren işleyecek faize hükmedilmişken gerekçeli kararda dava tarihinden itibaren faize hükmedildiğini, ıslah sonrası harcın yatırıldığını, açtıkları davanın kabulüne karar verildiğini, ancak harcın iadesine karar verilmediğini, davalılar ile imzalanan avukatlık ücret sözleşmesine göre ücretin tayin edilmesi gerektiğini, sözleşmeye göre ücret tayin edilmediği durumda dava konusunun kesinleşme tarihindeki değerinin tespit edilerek belirlenen değerin % 20'sinin avukatlık ücreti olarak tayin edilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
Davalılar, mahkeme tarafından harcı yatırılmış dava değeri değil günümüze uyarlanmış değer üzerinden hesaplama yapıldığını, ilk derece mahkemesince %10 üzerinde bir değere hükmedilmesi için gerekçe gösterilmesi gerektiğini, mahkemenin herhangi bir gerekçe göstermeden %15 oranına hükmettiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı avukatın üstlendiği dava kesinleştikten sonra azilname düzenlendiği, bu nedenle davacı avukatın sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep etme hakkına sahip olduğu, sözleşmenin ücrete ilişkin hükümlerinin dava konusuna katılma niteliğinde olduğundan Avukatlık Kanununun 164 üncü maddesi gereğince geçersiz olduğu, taraflar arasındaki Avukatlık Sözleşmesinin geçersiz olduğundan dava değerinin % 10'u ile % 20'si arasında bir miktarın davacının sarf ettiği emek ve mesaiye göre takdir edilmesi gerektiği, dava değeri tespit edilirken göz önüne alınması gereken hususun kesinleşen mahkeme kararındaki harçlandırılmış değer olduğu, Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davalı sayısının fazla olması, davanın Yargıtay incelemesinden geçip kesinleştiği aşamaya kadar davacı tarafından takip edilmiş olması nedeniyle dava değerinin %15'i oranında bir vekalet ücretinin taktir edilmesinin hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 142.274,88 TL vekalet ücreti alacağının 100.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 07/12/2016 tarihinden itibaren, 42.274,88 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 14.11.2018 (ıslah harcı tarihi) tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinin Avukatlık Kanunu 163/2’ye aykırı olduğunu, sözleşmenin geçersiz kısmı varsa geçerli kısmının kabul edilmesi gerektiğini, gönderilen ihtarda da bedelin açık ve net olarak belirtilmemiş olduğu ifade edilmiş ise de ihtarın sözleşmeye göre çekildiğini, ihtarda da açık seçik her şeyin anlatıldığını, buna göre ihtar tarihinden itibaren kanuni faizin verilmesi gerektiğini, 2 daire ve 2 dükkanın kararın kesinleştiği tarihteki rayiç değeri hesaplanarak bunun % 20’sinin ücret olarak takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını itemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, avukatlık ücret sözleşmesine konu vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun Avukatlık Ücreti başlıklı 164 üncü maddesi şöyledir:
"Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder.
Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.
İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.
Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez."
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda; taraflar arasında düzenlenen Avukatlık Ücret Sözleşmesinin ücrete ilişkin kısmının Avukatlık Kanununun 164/3 üncü maddesine göre dava sonucuna katılma koşulunu içermesi nedeni ile geçersiz olduğu, bu nedenle ücretin davacı avukat tarafından takip edilen dava dosyasındaki harçlandırılmış değer üzerinden Avukatlık Kanununun 164/4 üncü maddesine göre belirlenmesinin yerinde olduğu, davacı avukat tarafından gönderilen 15.01.2016 tarihli ihtarda talep edilen ücret miktarının açık ve net olarak belirtilmediği hususları dikkate alındığında, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince verilen 28/04/2022 tarihli ve 2019/2191 E., 2022/1009 K. sayılı kararın ONANMASINA;
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.