"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/402 E., 2022/695 K.
ASIL VE BİRLEŞEN 2017/732 E. SAYILI DAVADA
DAVA TARİHİ : 28.09.2017 - 19.07.2017
KARAR : Asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü
SAYISI : 2017/759 E., 2021/1099 K.
Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen itirazın iptali ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düsünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar asıl davada; özel otomobil servisi olarak çalıştıklarını, olay günü davalıya ait dondurma firmasında patlama meydana gelerek yangın çıktığını, yan tarafında bulunan işyerinde ağır hasar oluştuğunu, zararlarınız tespiti için delil tespiti yapıldığını, verilen raporda 406.104,37 TL hasar belirlendiğini, bu miktar üzerinden icra takibi başlatıldığını, işyerinde hasar gören 3 araç için haricen 105.500 TL ödeme yapıldığı bilgisi alındığını, haksız şekilde takibe itiraz edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla, itirazın iptaline, bakiye 300.604,37 TL üzerinden takibin devamına, lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacılar birleşen davada ise; dava konusu olaya dondurma imalathanesi içerisinde bulunan davalı ... şirketine ait sanayi tüplerinin sebebiyet verdiğini, davalı şirketin ve sigorta şirketinin de zarardan sorumlu olduklarını, işyerinin çalışamaz duruma geldiğini, içerisindeki araçların ciddi hasarları bulunduğunu, davacı şirket yetkilisi Melek'in olay nedeniyle olumsuz etkilendiğini, işyerine ilişkin kötü reklam oluştuğunu ileri sürerek; fazlaya dair hakların saklı kalmak kaydıyla; bilirkişi raporu ile tespit edilecek miktardan şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; dava konusu patlamanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, sigorta şirketi tarafından yaptırılan tespitte patlamanın LPG tüplerinden sızan gazın neden olduğunun bildirildiğini, kaza sonrası çekilen fotoğraflarda da tüplerin üzerinde yarıklar olduğunu, valflerin yerinde olmadığının görüldüğünü, savcılık soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, tazmini talep edilen taşınmazların tamamının davacıya ait olmadığını, 3 araç zararının kardeşi tarafından temlik alındığını, davacının olay tarihinden sonra çalışmaya devam ettiğini, manevi tazminat talep edilemeyeceğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ...; bilirkişi incelemesi yapılmasını, kusur durumunun tespit edilmesini, olaya ilişkin belge ve tutanakların celbedilmesini, illiyet bağının ispatlanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ...; tüpgaz zorunlu sorumluluk sigorta poliçesi bulunduğunu, 3. kişi maddi zararlar için 220.500 TL limit ile teminat altına alındığını, olay yerinde tüpün sigortalı şirkete ait olduğuna, tüpe bağlı sebepten gerçekleştiğine ilişkin somut delil bulunmadığını, sorumluluklarına gidilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ...'in asıl davaya konu icra takibinde alacaklı olarak yer almadığından taraf ehliyeti bulunmadığı, birleşen davada ise husumet ehliyeti olmadığı, manevi tazminat şartlarının gerçekleşmediği, ceza mahkemesindeki kusur raporunun bağlayıcı olmadığı, işyeri hasarlarına ilişkin 20 ve 22 numaralı taşınmaz maliklerinden alacağın temlik alındığından ilgili yerlere ilişkin talepte bulunabileceği, dosyadaki belgelerden davacı şirket tarafından tamir edildiği belirlenen ... ve ... plakalı araçlar ile davacı şirket tarafından satın alınan... plakalı araçla ilgili davalı .... tarafından bir kısım ödemelerin yapıldığı, yine şirket tarafından araç sahiplerinden davacı tarafından temliknamelerin alındığı tespit edilmekle bu araçlar yönünden talep hakkı olduğu, davalı ... ve İpragaz'ın haksız fiil hükümlerine göre, sigorta şirketinin ise Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta poliçe genel şartları ve poliçe hükümleri gereği sorumluklarının bulunduğu, dava konusu yangının davalı ...'un işlettiği dondurma imalathanesi vasfındaki 18 nolu iş yerinin üst katında bulunan LPG tüplerinden sızan gazın ortamda birikmesi ve herhangi bir elektriksel arkla teması sonucu meydana gelen patlama sonucu gerçekleştiği, patlamada davacı şirketin kusurunun bulunmadığı, 25.12.2020 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; davalı ...''un %75, davalı ...Ş. ve dava dışı dağıtıcısının müştereken ve müteselsilen %25 oranında kusurlu bulunduğu, hasar ve zararın poliçe kapsamında yer aldığı, araçlar yönünden 40.266,93 TL, 20 numaralı iş yeri yönünden 25.450 TL, 22 numaralı iş yeri yönünden 3.800 TL,, iş gücü kaybı için 37.327,50 TL, sıhhi tesisat için 1.239,53 TL, mekanik tesisat ve diğer hasarların 5.550,00 TL + 3.230,00 TL olmak üzere toplam 116.813,96 TL hasar oluştuğu, talep haksız fiile dayandığından ve yargılamayı gerektirdiğinden likit bir alacak bulunmamakla icra inkar tazminat talebinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle; asıl davada, davacı ... tarafından açılan davanın usulden reddine, davacı şirket yönünden 116.813,96 TL asıl alacak, 876,10 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.690,06 TL hakkında itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihi sonrası % 9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, icra inkar tazminat talebinin reddine, birleşen davada; davacı ...'in tazminat taleplerinin reddine, davacı şirket tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile 116.813,96 TL'nin davalı ...Ş. den dava tarihinden, İpragaz A.Ş.'den olay tarihinden işleyecek ticari faiz ile birlikte (Davalı ...Ş. nin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin ve davalı ...'a yöneltilen taleplerin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; davacı ... icra takibinde yer almasa da birleşen tazminat davasında taraf olduğunu, aleyhe yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini, zarar gören 55 KG 728 plakalı aracın sahibinin baskısı sonucu 30.000 TL'ye alındığını, bu miktara hükmedilmesi gerekirken ikinci el fiyatından hurda bedeli düşülerek 20.000 TL'ye hükmedilmesinin doğru olmadığını, tespit edilen araç değerlerinden yüksek miktarda hurda bedeli ve ödenmeyen miktarın düşüldüğünü, icra inkar tazminatına hükmedilmesini, raporlarda 138.112,50 TL inşaat zararı belirlendiğini, zararının tam olarak karşılanmadığını, raporlarda çelişki bulunduğunu, birleşen davada aleyhe hükmedilen yargılama giderlerini ve vekalet ücretini kabul etmediklerini, kusur ve ihmallerinin olmadığını, ticari faiz talep etmelerine rağmen yasal faiz uygulandığını, olay nedeniyle davacı şirketin ve temsilcinin olumsuz etkilenmeleri nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili; işyerine davalı ... tarafından tüplü sanayi sistemi kurulduğunu, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, itirazlarının karşılanmadığını, ceza yargılamasının ve kusur raporunun beklenilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Davalı ... vekili; 25.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda patlama ve yangın arasında ilişki tespit edilmediğini, tüplerin teste tabi tutulduğunu, kusursuz sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, tüp teslim ve değişimlerinin bayi tarafından yapıldığını, denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediği hususunun açıklığa kavuşturulmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını istemiştir.
4. Davalı ... vekili; ödemeler nedeniyle bakiye teminatın 29.439,80 TL olduğunu, limit ve zarar gören birden fazla bulunmasına rağmen proporsiyon hesabının gözetilmediğini, toplam 220.500 TL teminatın aşılmaması gerektiğini, davacının hak sahibi olmadığı kalemler yönünden hüküm kurulduğunu, 16, 20 ve 22 numaralı binalar için talepte bulunamayacağını, araçlar yönünden hak sahiplerinin talepte bulunabileceğini, temliknamelerin incelenmesini, araç kayıtlarının tespit edilmesini, aleyhe ticari faize hükmedilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararı ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla, hakkaniyet ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
4. Davalı ... vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen davaya konu uyuşmazlık; patlama ve yangın nedeniyle oluşan zararın tahsiline ilişkin itirazın iptali ve tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesinde; " Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler." hükmü yer almaktadır.
2. Aynı Kanun'un ‘’Tehlike sorumluluğu ve denkleştirme ‘’ kenar başlıklı 71 inci maddesi şöyledir:
"Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.
Bir işletmenin, mahiyeti veya faaliyette kullanılan malzeme, araçlar ya da güçler göz önünde tutulduğunda, bu işlerde uzman bir kişiden beklenen tüm özenin gösterilmesi durumunda bile sıkça veya ağır zararlar doğurmaya elverişli olduğu sonucuna varılırsa, bunun önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletme olduğu kabul edilir. Özellikle, herhangi bir kanunda benzeri tehlikeler arzeden işletmeler için özel bir tehlike sorumluluğu öngörülmüşse, bu işletme de önemli ölçüde tehlike arzeden işletme sayılır.
Belirli bir tehlike hâli için öngörülen özel sorumluluk hükümleri saklıdır.
Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin bu tür faaliyetine hukuk düzenince izin verilmiş olsa bile, zarar görenler, bu işletmenin faaliyetinin sebep olduğu zararlarının uygun bir bedelle denkleştirilmesini isteyebilirler."
3. Sorumluluk sigortaları, zarar sigortası-meblağ sigortası ayrımında zarar sigortası kapsamında yer almaktadır. Bu nedenle rizikonun gerçekleşmesi halinde bu rizikodan zarar gören üçüncü kişilerin gördükleri gerçek zararlar sigorta limiti dahilinde karşılanır. Zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının sigorta sözleşmesinde öngörülen teminat tutarından fazla bulunması halinde zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, teminat tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.11.2009 tarihli ve 2008/7427 E., 2009/12112 K. sayılı ilamı da aynı yöndedir.)
4. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti ise dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.
5. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir ve bu durumda dava ret veya kabul ile sonuçlanır. Başka bir anlatımla dava şartların işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyetteyken, bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Sıfat, ileri sürülme zamanı yasa ile
kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (KURU, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.I., İstanbul 2001, s. 1157 vd.).
3. Değerlendirme
1. Davacılar yönünden; davacı ...'in asıl davadaki itirazın iptali talebine dayanak gösterilen icra takibinde alacaklı sıfatı bulunmadığı, birleşen davada; manevi tazminat koşullarının oluşmadığı, davacı şirket haricinde maddi zararının ispatlanmadığı, İlk Derece Mahkemesince zarar miktar miktarının belirlenmesine yönelik tespitlerin usul ve yasaya uygun olduğu, icra takip talebinde yasal faiz istenildiği, alacağın yargılamayı gerektirdiği, aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı görülmekle temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Davalılar Yusuf ve İpragaz yönünden; hükme esas alınan 25.12.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; usulüne uygun LPG tüpü depolama ve bağlantı hususlarına uygun olarak tüpleri kullanmayan, ortamda yeterli havalandırma olmadığı halde tüpleri bu alanda kullanan ve herhangi bir gaz kaçağı durumunda bunu tespit eden ve alarm veren cihazları sağlamayan davalı ... ile usulüne uygun tesisat ve depolama alanının olmamasına rağmen tüp tedariği yapmaya devam eden, kanunun kendisine yüklediği teknik açıdan eğitim, bilgilendirme ve kalite artışı yönündeki hususlarda yeterli özeni göstermeyen davalı ... şirketinin kusurlu olduğu tespit edilmekle, temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3. Davalı ... yönünden; zorunlu sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında, tüketiciye intikal eden tüplerin infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu kusurlu olsun yada olmasın verecekleri maddi zararlar teminat altına alınmıştır. Buna göre; davalı ... oluşan zararı limit dahilinde karşılamak durumdadır. Birleşen dava için verilen ıslah dilekçesinde ticari faiz talep edildiğinden, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Davalı ... vekili, müvekkilinin sorumluluğunun limitle sınırlı olduğunu, olayda birden çok kişi zarar gördüğünden poliçe limitinin başvuruda bulunan zarar görenler arasında proporsiyon hesabı yapılarak paylaştırılması gerektiğini, zarar görenlere yapılan ödemelere ilişkin belgeleri dosyaya sunmuştur.
5. Buna göre, İlk Derece Mahkemesince, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca, dava konusu poliçenin niteliği, davalı ... şirketinin savunmaları, ve dosyaya ibraz edilen ödeme belgeleri ile birlikte garame hesabı yapılarak davalı ... şirketine başvuruda bulunan zarar görenler arasında paylaştırılması gerekirken, yazılı gerekçe ile proporsiyon hesabı yapılmadan poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk hükümleri uyarınca hüküm altına alınan tutarın davalı ... şirketinden tahsiline kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar ve davalı ...'un asıl ve birleşen, davalı ... şirketinin birleşen davaya yönelik tüm, davalı ... şirketinin birleşen davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi Kararının birleşen dosya davalısı Sigorta şirketi yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden birleşen davada davalı ...Ş.'ye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.