"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl dava ve birleşen 2014/96 Esas sayılı dava yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/99 ve 2021/68 Esas sayılı davalar yönünden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-birleşen dosya davalısı ... asıl davada; davalının muhasebecisi olduğunu, davalıyı ... 3. Noterliğinin 23.02.2007 tarihli vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, davalının bilgisi dışında ... Vergi Dairesinden 28.03.2007 tarihinde 21.000 TL, 15.04.2008 tarihinde 7.937,46 TL, 21.04.2009 tarihinde 14.350 TL, 16.06.2010 tarihinde 20.401,90 TL olmak üzere toplam 63.689,36 TL vergi iadesini alarak uhdesine geçirdiğini, davalı aleyhine alacağını tahsil etmek amacıyla takip başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, davalının uhdesinde bulunan paradan 7.561,60 TL’yi yeminli mali müşavirine ödediğini sonradan öğrendiğini ileri sürerek, ödenen miktar mahsup edildiğinde kalan 56.172,76 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına ve davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiş; birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/99 Esas sayılı davasında; davalının uhdesinde bulunan alacağın vergi dairesinden tahsil ettiği tarihlerden itibaren işlemiş faiz alacağı olan 52.570,48 TL’nin davalı taraftan tahsilini talep etmiş; Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/68 Esas sayılı davasında, asıl alacağın davalı tarafından 14.01.2021 tarihinde ödendiğini, birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/99 Esas sayılı davasının dava tarihi olan 16.05.2019 ile ödemenin yapıldığı 14.01.2021 tarihi arasında işlemiş faiz alacağı olan 8.411,87 TL’nin tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
-2-
Davalı-birleşen dosya davalısı ...; asıl davaya cevabında davanın reddini dilemiş, birleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/196 Esas sayılı davasında; ... ile aralarında 10.01.2009 tarihli muhasebe ücret sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye göre 7.700,00 TL ödenmesi gerektiğini, alacağın tahsili için başlattığı takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek; asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden oluşan toplam 9.465,22 TL üzerinden takibin devamına ve alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl dava ve birleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/196 Esas sayılı dava yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan yeninden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/99 Esas sayılı davası yönünden, davanın kısmen kabulü ile 29.211,33 TL’nin davalı taraftan tahsiline, birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/68 Esas sayılı davası yönünden, davanın kısmen kabulü ile 8.365,88 TL faiz alacağının davalı taraftan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-birleşen davanın davacısı ...’nın tüm, davacı-birleşen davanın davalısı ...’in ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Birleşen ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/68 Esas sayılı dosyası yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Davacı ..., asıl dava konusu olan alacağının davalı ... tarafından 14.01.2021 tarihinde ödendiğini, buna göre faiz alacağı için açtığı birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/99 Esas sayılı davasının dava tarihi olan 16.05.2019 ile ödemenin yapıldığı 14.01.2021 tarihi arasında işlemiş faiz alacağı olan 8.411,87 TL’nin tahsili amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
İcra ve İflas Kanunu'nun 67/1. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenleme gereğince takip talebine itiraz edilen alacaklının bir sene içinde açacağı itirazın iptali davası ile takibe yönelik itirazın iptalini sağlaması mümkündür. Yine Yargıtay içtihatlarında da kabul edildiği üzere, bu yola başvurmayan alacaklının, ister 1 yıllık süre içinde, isterse daha sonra bir alacak (tahsil) davası açarak alacağına kavuşması da mümkündür. Gerçekten de, alacaklının, başlatmış olduğu icra takibine yapılan itiraz üzerine, itirazın iptali davası açma olanağı var iken, tercihini bu yönde kullanmayıp, itiraza uğrayan takip konusu alacağını bir alacak (tahsil) davası ile talep etmesini engelleyen bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. İcra takibine vaki itirazın iptali davası ile bir alacağın tahsili amacıyla açılan alacak (tahsil) davası, nitelikleri ve sonuçları itibariyle farklı birer dava türleri olup, itirazın iptali davası, tamamen icra takibine bağlı olarak sonuçlandırılması ve buna dayalı olarak icra inkar ve kötü niyet tazminatı ile tarafların sorumlu tutulabilmeleri sonucu doğuran bir dava, alacak (tahsil) davası ise sadece alacaklının genel hükümlere göre alacağını bir ilama bağlatarak ve o ilam çerçevesinde alacağına kavuşma imkanını sağlayan bir dava çeşididir.
-3-
Somut olayda; davacı, alacağının tahsili için daha önce icra takibi başlatmış olup, eldeki davada da, takibe yapılan itirazın iptalini, alacağın %20’si oranında inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Mahkeme kararının gerekçe bölümünde de, açılan davanın itirazın iptali davası olduğu açıkça belirtilmiştir. Davada, alacağın tahsiline ilişkin bir istem bulunmadığından, itirazın iptali olarak açılan iş bu davanın, alacak (tahsil) davası olarak nitelendirilmesi ve yargılamanın buna göre sonuçlandırılması mümkün değildir. Nitekim hakim, 6100 sayılı HMK’nın 26/1. maddesi gereği taleple bağlı olup, talepten fazlasına ya da talepten başka bir şeye hükmedemez. O halde mahkemece, davanın İcra İflas Kanununun 67/2. maddesi gereğince açılan itirazın iptali davası olduğu dikkate alınarak, bu talebe göre yargılama yapılıp, karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar göz ardı edilmek suretiyle, kararın hüküm kısmında, alacağın tahsiline hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davanın davacısı ...'nın tüm, davacı-birleşen dava davalısı ...’in sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dava davalısı ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı-birleşen dava davalısı ...’in lehine BOZULMASINA, 2.086,55 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı/bir. davada davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı/bir. davada davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.