Logo

3. Hukuk Dairesi2022/5882 E. 2023/1961 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıdan satın alınan ayıplı tarım ilacı nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının kusurlu olduğu belirtilmekle birlikte, davacının da ilacı doğru dönemde kullanmamasından kaynaklı asli kusurunun bulunduğu gözetilerek müterafik kusur hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılmadan, tespit edilen zararın tamamından davalının sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/105 E., 2022/4 K.

DAVA TARİHİ : 17.04.2013

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki ayıplı tarım ilacından kaynaklı tazminat davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili ve feri müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle ve davalı vekili tarafından incelemenin duruşmalı yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat Necati Ayrancı ile davalı vekili Avukat Fatih Çelik'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için başka bir güne bırakılması uygun görülerek, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalının verim artırdığını söylerek sattığı Eftal Bluegıb 20 SL ismindeki ilacı patates ekili tarlalarında kullandığını, bu ilaçtan dolayı zarar oluştuğunu, zarar nedeni ile Gemerek Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/9 D.İş numaralı tespit dosyasından alınan raporda, hasat döneminde tekrar tespit yapılmasının sağlıklı olacağının belirtildiğini, 2012/16 D.İş dosyası ile hasat zamanında ikinci kez tespit yapıldığını, raporda gerçek zararın çok altında tespit yapıldığını, her ne kadar zarar düşük olarak belirlense de zararın ilaçtan kaynaklandığının tespit edildiğini beyan ederek; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000 TL'nin zararın gerçekleştiği 15.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 21.04.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle; fazlaya ve ek davaya ilişkin haklarını saklı tutarak, dava ve ıslah dilekçesindeki taleplerin kabulü ile 62.782,27 TL maddi tazminatın zararın gerçekleştiği (ürün satış dönemi ve paraya çevrilme dönemi olan) 15.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, Eftal Bluegib 20 SL ismindeki ilaçtan kaynaklı zararın tespit edilemediğini, dava konusu ilacın Türkiye'nin her tarafında patates üreticileri tarafından kullanıldığını, herhangi bir şikayet olmadığını, Gemerek ilçesinde ortalamanın üzerinde verim alındığını, ilacın bakanlık tarafından onaylı olduğunu, etiket üzerinde bulunan tavsiye ve dozlarda kullanılması gerektiğini, uygulama hatalarından kullanıcının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiş, 06.05.2013 havale tarihli dilekçesinde özetle; ilacın üretimini yapan Tarkim Bitki Koruma A.Ş.'ye açılan davanın bildirilmesi zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenle ilgili şirkete davanın ihbarını talep etmiştir.

2. Fer'i Müdahil Tarkim Bitki Koruma San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; ilacın tavsiye edilen şekil ve dozda uygulandığında Fitotoksit etki göstermeyeceğini, genellikle yetiştiricilerden kaynaklanan yanlış kullanıma dayalı olumsuzlukların yaşandığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 27.03.2015 tarihli ve 2013/74 E., 2015/142 K. sayılı kararıyla; ''23.03.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, dava konusu zararın dormansi dönemi biten tohumluklara önerilen dozun uygulanması sonucu ortaya çıktığının ve davacının asli kusurlu olduğunun belirtildiği, meydana gelen zararın ilaçtan değil, davacının ilacı kullanım hatasından kaynaklandığı, raporda her ne kadar davalı ve dahili davalıya kusur izafe edilmiş ise de, davacının da asli kusurlu olduğunun belirtilmesi karşısında, bir kimsenin kendi eylemine ve kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesi'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 11.04.2017 tarihli ve 2015/41205 E., 2017/4240 K. sayılı ilamı ile; ''TARKİM yönünden davacı tarafın talebi olmadığı halde mahkemece, davalı Kooperatifin yargılama sırasında açılan davanın ihbarı ve davalı yanında TARKİM şirketinin davaya dahil edilmesi yönündeki talebi üzerine davaya dahili davalı olarak dahil edilerek karar verildiği, davalılar arasında kanunun aradığı şekilde zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmadığı, davalı Kooperatif talep dilekçesinde davanın TARKİM'e ihbar edilerek davalı yanında davaya dahil edilmesini istemiş ise de, hukuki nitelendirme hakime ait olup, talep gereğince davanın TARKİM'e ihbar edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, usule aykırı olarak davaya dahil edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği'' gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 05.12.2017 tarihli ve 2017/111 E., 2017/192 K. sayılı karar ile; ''bozmaya uyma kapsamında Tarkim Bitki Koruma San. Tic. A.Ş'nin sıfatı ihbar olunan olarak güncellenerek, davacı tarafın Tarkim Bitki Koruma San. Tic. A.Ş'ye husumet yöneltmediği hususu da dikkate alınarak, usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirildiğinden uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda Mahkemece değerlendirilecek başkaca husus bulunmadığı anlaşıldığından,ihbar olunan Tarkim Bitki Koruma San. Tic. A.Ş'nin feri müdahale talebi doğrultusunda HMK 66 vd maddeleri uyarınca gerekli usul işletilerek, ihbar olunan Tarkim Bitki Koruma San. Tic. A.Ş'nin davalı ... yanında feri müdahil olarak davada yer almasına karar verildiği'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 15.10.2018 tarihli ve 2018/3073 E., 2018/9401 K. sayılı ilamı ile; '' davacının temyiz itirazlarının reddi gerektiği, davalı lehine ise dava değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği'' gerekçesiyle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz edilen kararın “Hüküm” başlıklı bölümünün 4. numaralı bendinde yer alan “... AAÜT uyarınca 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'ne verilmesine, " söz ve rakamlarının karar yerinden çıkartılarak yerine " ... AAÜT uyarınca 6.950,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'ne verilmesine," ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

3. Dairenin 23.09.2020 tarihli ve 2020/4435 E., 2020/4683 K. sayılı ilamı ile; ''Dosya içerisinde ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda; davalı tarafından davacıya satılan ve davacının da yetiştirdiği bitkilerinde kullandığı ilacın, patates bitkilerinde uyku dönemini erken tamamlatarak, bitkilerin hızlı şekilde çimlenmesini sağlamak üzere kullanıldığı, ancak davacının ekim yaptığı bölgedeki rakım sebebiyle geç dikim yapıldığı, dolayısıyla bitkilerin bahsedilen uyku dönemini çoktan tamamlamış olduğu, bitkilerin bu dönemi tamamlamalarının ardından ilacın uygun dozda kullanılması halinde dahi bitkilere zarar vereceğinin tespit edildiği, ilacı satan davalının sattığı tarım ilacının ne şekilde ve hangi dönemde kullanılması gerektiği de dahil olmak üzere ilaca ilişkin hususlarla ilgili, ilacı satın alan davacıyı bilgilendirme yükümlülüğü bulunduğu, bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirdiğine ilişkin ispat yükünün davalı tarafta olup, davalının sunduğu deliller ile bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispatlayamadığı, anılan bilirkişi raporunda da meydana gelen zararda davalının da açıklanan nedenlerle kusurunun bulunduğunun belirtildiği, o halde mahkemece, açıklanan hususlar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen düzeltilerek onandığı'' gerekçesiyle davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 15.10.2018 tarihli ve 2018/3073 E., 2018/9401 K. sayılı ilamının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''ziraat bilirkişi heyetinin 23.03.2015 tarihli raporunda da belirtildiği üzere davalı ...'nin satış yaparken uyarıları dikkatli ve özenli yapmamasından dolayı kusurlu olduğu, ilacın çimlenmeye başlamış tohumluklara uygulanmaması gerektiği, uygulanması halinde oluşabilecek zararlar hakkında davacıyı bilgilendirdiğine ilişkin ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği, ticaret şirketi ve tüzel kişi tacir olduğu açıkça kabul edilen davalı ...'nin 6102 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesine göre, ticari işletmesini ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari iş olduğu, bu sebeple hükmedilen maddi tazminat miktarına dava tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanması gerektiği'' gerekçesiyle davanın kabulü ile, 62.782,27 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 17.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili ve fer'i müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; dosyada mevcut her iki bilirkişi kurulu raporunda da açıkça müvekkil kooperatifin kusurunun olmadığı hatta sayın mahkemenin kararına gerekçe olarak gösterdiği Ankara Üniversitesinden alınan raporda dahi davacının asli kusurlu olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemenin bilimsel gerçekliklerden uzak yorumlarına itibar ederek karar vermiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkil kooperatifin herhangi bir mükellefiyeti de olmamasına rağmen ilacın nasıl kullanılacağını ilaç üzerindeki tavsiyeye uygun olarak açıkladığını, davacının zararının olduğunu kabul etmemekle birlikte bir zarar varsa dahi bunun tamamen davacının, kooperatifin tavsiyelerinin dışına çıkarak ilacı yanlış kullanmasından kaynaklandığını, dosyada mevcut Tokat ve Ankara’dan alınan bilirkişi raporlarında da müvekkil kooperatifin üzerine düşen görevi yaptığı ve kusurunun olmadığı ve bilakis davacının kusurlu olduğu belirtilmesine rağmen davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, tarım kredi ortaklarına yapılan satışlar 1581 sayılı Yasa'nın amir hükümlerine göre gerçek anlamda bir satış olarak nitelendirilemeyeceğinden ve bahse konu yasa gereği bu tür gerçek olmayan satışlar her türlü vergiden muaf olduğu düşünüldüğünde, satışı gerçek satış olarak nitelendirilmeyen ve her türlü vergiden de muafiyeti bulunan tek başına ekonomik faaliyetlerini yürütemeyen küçük ve orta düzeydeki çiftçi ortakların oluşturduğu kooperatifleri ticari işletme olarak kabul ederek ticari avans faizi işletilmesinin doğru olmadığı, yine Tarım Kredi Kooperatifleri 1581 sayılı Yasa'nın 19 uncu maddesinin açık hükmü ile her türlü harçtan muaf olmasına rağmen kararda müvekkil kooperatif aleyhine harca hükmedilmesinin de yasal olmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Fer'i müdahil vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Ankara Üniversitesinden alınan raporda dahi davacının asli kusurlu olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemenin bu hususu ve dosyadaki diğer Tokat Üniversitesinden alınan ve davacının aleyhine olan bilirkişi raporunu da hiç dikkate almadan Ankara raporundaki bilimsel gerçekliklerden uzak tamamen yoruma dayalı ‘‘ilacın dormansi dönemini tamamlamış tohumlarda uygulanmasından kaynaklanabileceği’’ şeklindeki yorumlarına itibar ederek karar verilmiş olmasının gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu, zira tüm bilimsel testleri ve incelemeleri yapılarak Tarım Bakanlığından resmi olarak ruhsat almış olan bu ilacın prospektüsünde böyle bir açıklama bulunmadığını, hal böyle olunca davacının bir zararı varsa dahi davacının kullanım hatasından kaynaklanmış olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalıdan satın alınan tarım ilacı nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 266 ncı maddesine göre; Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.

2. 6100 sayılı Kanun'un 68 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca; müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebilir; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 52 nci maddesinin birinci fıkrası; ''Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.'' şeklindedir.

4. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3.Değerlendirme

1. Davalı vekili ve fer'i müdahil vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ancak hükme esas alınan raporda; davalının kusurlu olduğu bildirilmekle birlikte, ilacı doğru dönemde kullanmadığı için oluşan zararda üreticinin asli kusuru bulunduğunun da bildirildiği anlaşılmakla yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği müterafik kusur hususunda değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, tespit edilen zararın tümünden davalının sorumlu tutulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2. Bozma nedenine göre davalının ve fer'i müdahilin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekili ve fer'i müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre davalının ve fer'i müdahilin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına,

8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının temyiz eden fer'i müdahile istek halinde iadesine,

6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca dosyanın gönderildiği mahkemece kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.