"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/813 E., 2022/1534 K.
KARAR :Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/210 E., 2018/783 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde davacı Asil ... ve vekili Av. ... ..... ile davalı ...Ş. vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelen taraf vekilleri ile gelen asilin sözlü açıklamaları dinlenildi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davalı şirketin birleşmeden önce devir aldığı dava dışı EASTCHEM A.Ş.'nin dava ve icra dosyalarında sözleşme gereği vekili olarak yer aldığını, dava dışı şirketin davalı şirket olan Ravago Petrol Kimya Aş. ile birleşmesi nedeni ile vekalet ilişkisinin sona erdiğini, sözleşme gereği tüm ücretini hak ettiğini, birleşme nedeni ile davalı şirketin vekalet ücretinden sorumlu olması nedeniyle 754.109,00 TL akti vekalet ücreti ile 171.813,60 TL karşı yan vekalet ücreti olmak üzere toplamda 925.922,76 TL ücret alacağının bulunduğunu, bu ücret alacağının tahsili için ihtarnane gönderdiğini, davalı şirketin ihtarnameye verdiği cevapta borcu kabul etmediğini bildirdiğini bunun üzerine Ankara 13. İcra Müdürlüğünün 2015/11739 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını ancak davalı tarafın takibe itiraz ettiğini ileri sürerek ; itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, birleşme nedeni ile bir azlin söz konusu olmadığını, davacı avukat ile aralarında bir sözleşme bulunmadığını, sözleşmeli vekil olarak önceki şirketin avukat ... ile çalıştığını, davacının dayanmış olduğu sözleşmenin eski genel müdür ve önceki şirketin de genel müdürü olan... ile imzalandığını, ......'ın şirketi zarara uğratması nedeni ile görevinden uzaklaştırıldığını, sözleşmedeki...'ın imzalarının diğer imzalarla uyuşmadığını, imzaya itirazda bulunduklarını, davalı şirketin bilgisi dışında eski genel müdürün ortak hakeret etmesi ile bu borcun oluşturulduğunun düşünüldüğünü, davacının öncelikle iflas yolu ile takibe başladığını, daha sonra genel haciz yoluna dönüştürdüğünü, ticaret mahkemesinde açılan davadan feragat ettiğini, Ankara Mahkemelerinin yetkili olmadığını, söz konusu icra dosyalarının tahsilinin mümkünün olmadığını, bu dosyalarla ilgili sözleşme düzenlenmesinin mantığa aykırı olduğunu, ayrıca zaman aşımı itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "tüm dosya içeriği ve alınan bilirkişi raporları da değerlendirildiğinde davacı ile davalı şirketin devir almış olduğu EASTCHM şirketi arasında avukatlık ücreti sözleşmesinin bulunduğu, söz konusu sözleşme kapsamında dört icra dosyasının dava dışı şirketin avukatının yetki belgesi ile davacıyı yetkilendirmesi üzerine dosyaları davacının takip ettiği, sözleşmedeki imzanın o tarihteki şirket yetkilisine ait olduğu, vekalet ücreti alacağındaki zaman aşımının beş yıl olduğu, ücret borcunun muaccel hale gelmeden zaman aşımı süresinin başlamayacağı, bu kapsamda devir işleminin yapıldığı, 25.12.2013 tarihindeki birleşme ile vekalet ilişkisinin sona ereceği ve bu tarih itibariyle zaman aşımının başlayacağı, dolayısıyla davamızda zaman aşımının söz konusu olmadığı, icra dosyalarında vekalet ücretinin takibin sonuçlanması ya da aciz vesikasına bağlanması ile avukatlık ücret alacağının muaccel olacağı, bu kapsamda dört dosyadan üçünde aciz vesikasının alındığı, bir dosyada da alacağın temliki yoluna gidildiği, avukatlık kanununun 56/5 maddesi uyarınca yetki belgesi ile vekaletnamenin aynı hüküm ve sonuçları doğuracağının hüküm altına alındığı dikkate alındığında davacı tarafından dayanak sözleşmeye uygun olarak vekalet görevinin yerine getirildiği ve ücreti hak ettiği anlaşılmış olduğu ve alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile icra inkar tazminatına hükmedilmediği" gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalının Ankara 13. İcra Müdürlüğünün 2015/11739 Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinafa Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Nedenleri
1. Davacı, alacağın likit olduğu bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek bu yönden kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur.
2. Davalı, davacının icra dosyalarını takipsiz bıraktığı, Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2009/4388 Esas sayılı dosyasında şirket adına verilmiş yetki belgesinin bulunmadığını, alacağın zaman aşımına uğradığını, avukatlık ücret sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, şirket yetkilisinin imzasının farklı olduğunu, kayıt ve belgelerin incelenmediğini, davacının tahsilat yapmadığını, davacının azil edilmediğini, davacıya vekalet verilmediğini, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi için istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; davacı avukatın davalının devir aldığı Eastchem ... A.Ş. Yetkili müdürü... ile 24/07/2009 tarihli avukatlık ücret sözleşmesini yaptığı, dört ayrı icra dosyasını şirketin avukatı Av. ...'un vereceği tevkil belgesi ile takip edeceği konusunda ve takibe konu miktarın tüm ferileriyle birlikte bedelin % 25 inin vekalet ücreti olarak ödeneceği konusunda anlaştıkları, anılan şirketin 25.12.2013 tarihinde davalı şirkete devredildiği, 21.04.2016 tarihinde eldeki davanın açıldığı, icra takibinin iflas yolu ile başlatıldığı, daha sonra değiştirilerek ilamsız icra takibi olarak devam edildiği, avukatlık ücret sözleşmesinde konu edilen her bir icra dosyasında alacaklı sıfatının Eastchem ... A. Ş. 'ne ait olduğu, anılan sözleşmedeki imzanın... isimli kişiye ait olduğunun bu kişinin beyanı ve uzman bilirkişi raporu ile ortaya çıktığı, yargılama boyunca sözleşmenin sahte ve muvazaalı olduğunu belirten davalının Dairenin geri çevirme kararı sonrası sunduğu dilekçesinde hukuki çekişme gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verileceği tahmini nedeni ile Cumhuriyet Baş savcılığına suç duyurusunda bulunmadıklarını belirttiği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, alacağın likit olmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının bulunmadığı, Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin 1. fıkrası gereğince, sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde alacaklının, aksi kararlaştırılmamışsa para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp, dava açabileceği dava konusu olayda da davacı alacaklının, kendi ikametgahının bulunduğu Ankara'da dava açmış olduğu, vekalet sözleşmesinde zamanaşımının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147/5. maddesi gereğince beş yıl olduğu, aynı Kanun'un 149. maddesi gereğince de, zamanaşımının, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başladığı, zaman aşımının dolmadığı, icra dosyalarının takipsiz bırakılmadığı, üç dosyada borçlu hakkında borç ödemekten aciz vesikası düzenlendiği, bir dosyada alacağın temlik edildiği, avukatlık ücret sözleşmenin geçerli olduğu, sözleşmedeki şartların yasal olduğu, davacı ve devir eden şirketin sözleşme tarihindeki imzaya yetkili müdürü tarafından imzalandığı, sözleşmenin taraflarını bağladığı, sözleşmeye yönelik muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, icra dosyasının birisinde davacıya verilen yetki belgesinde şirketin isminin yerine yetkilisinin isminin yazılmasının icra dosyasının alacaklısı şirket olduğundan sonuca etkili olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli, denetime ve somut olayın özelliklerine uygun olması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1- Davalı vekili temyizinde; borçlunun itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali veya iflas davası açıldıktan sonra dava devam ederken alacaklı tarafın İİK. 43. maddesinde öngörülen hakkını kullanarak takip yolunu değiştiremiyeceğini, davacının icra dosyalarını uzun süre takipsiz bırakarak sürüncemede bıraktığını, müvekkiline hiçbir bilgi vermediğini, davacının Ankara 29. icra Müdürlüğünün 2012/5541 (eski esas 2009/4388) sayılı dosyasında şirket adına verilmiş bir yetki belgesi bulunmadığını, dolayısıyla bir an için davacının vekalet ücretini hak ettiği varsayılsa bile bu dosyada yetkilendirilmediği için vekalet ücreti alamayacağını, alacağın varlığı kabul edilse bile zaman aşımına uğradığını, avukatlık ücret sözleşmesi muvazaalı olarak düzenlenmiş olduğundan BK. 19. Maddesi gereğince sonuç doğurmasının mümkün olmadığını, şirket yetkilisi Aslan Salman'ın şirket adına imzaladığı çeklerdeki imzası ile avukatlık ücret sözleşmesindeki imzasının tamamen farklı olduğunu, tarafların kayıt ve belgeleri üzerinde alacağın varlığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmayarak eksik inceleme ile karar verildiğini, avukatın vekalet ücretini doğuran tahsilatı yapmadığından vekalet ücretini talep edemiyeceğini, davacının azledilmesi şeklindeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacıya müvekkil tarafından verilmiş herhangi bir vekaletname bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, dava zamanında ticaret merkezi İstanbul olduğundan yetki itirazlarının dikkate alınarak dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2- Davacı temyizinde, alacağın likit olduğunu, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunduğunu, kararlaştırılan işin belli ve açık olduğu gibi sözleşme ile ücretin açıkça tespit edildiği gözetildiğinde yargılamayı gerektiren bir durum da bulunmadığından inkar tazminata karar verilmemesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek bu yönden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1163 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 163 üncü maddesinde "Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir. Avukatlık sözleşmesinin belli bir hukukî yardımı ve meblâğı yahut değeri kapsaması gerekir. Yazılı olmayan anlaşmalar, genel hükümlere göre ispatlanır. Yasaya aykırı olmayan şarta bağlı sözleşmeler geçerlidir. Avukatlık ücret tavanını aşan sözleşmeler, bu Kanunda belirtilen tavan miktarında geçerlidir. İfa edilmiş sözleşmenin geçersizliği ileri sürülemez. Yokluk halleri hariç, avukatlık sözleşmesinin bir hükmünün geçersizliği, bu sözleşmenin tümünü geçersiz kılmaz." düzenlemesi mevcuttur.
Avukatlık Kanununun 164 üncü Maddesi ; " Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder. Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.
.... Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez"
Avukatlık Kanununun 171 inçi maddesi "...Avukata verilen vekaletnamede başkasını tevkile yetki tanınmış ise, yazılı sözleşmede aksine açık bir hüküm olmadıkça, işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir. Vekaletnamede, bunun düzenlendiği tarihten sonra açılacak veya takip edilecek bütün dava ve işlerde vekalete ve başkasını tevkile genel şekilde yetki verilmişse, avukat, bu tarihten sonraki dava ve işlerde müvekkilinden ayrıca vekalet almaya lüzum kalmaksızın işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir
Avukatlık Kanununun 56/5 inci maddesi "Avukatlar veya avukatlık ortaklığı başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekâletnamelerini kapsayacak şekilde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekâletname yerine geçen yetki belgesi verebilir. Bu yetki belgesi vekâletname hükmündedir
3.Degerlendirme
1.Davacı 05.08.2015 tarihinde iflasın açılması için dava açmış, daha sonra 01.04.2016 tarihli dilekçesi ile iflas yolu ile başlatılan takibi ilamsız takip yolu olarak değiştirdiklerinden davadan feragat ettiklerini bildirmiş ve Ticaret Mahkemesi feragat nedeniyle davanın 06.04.2016 tarihinde reddine karar vermiş, davalı temyizi ile karar 16.01.2019 tarihinde onama ile kesinleşmiştir.
2. Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında; hukuki iliskinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya
çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, davalının temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.
3.İcra ve İflas Kanunu'nun 67 inci maddesinin 2 inci fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.Dosyanın incelenmesinde, davacıya ödenmesi gereken vekalet ücreti belirli olduğuna göre davacının alacağı likit olup, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi yönünde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bu yönden düzeltilerek onanması, HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının
(1) numaralı bendinde yer alan “icra inkar tazminat talebinin reddine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “ Hükmolunan asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneginin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,21.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.