"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile imzalanan Sağlık Hizmetleri Protokolü uyarınca sağlık yardımları davalı kurum tarafından karşılanan kişilere sağlık hizmeti sunulduğunu ve bu hizmetlerin bedelinin davalı kuruma fatura edildiğini, fatura bedellerinin ödenmesi sürecinde 2010 yılı nisan-kasım aylarında davalı kuruma gönderilen faturaların avanslarından yapılan kesintilerin kendileri tarafından bilinen tutarlardan fazla olduğunun görülmesi üzerine yapılan araştırmada, 2010 yılın nisan-kasım dönemi faturalarından mutabakat faizi kesintisi adı altında 6.246.865,84 TL kesinti yapıldığının anlaşıldığını, davalı kurumun iddia ettiği gibi Ön Ödeme Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine tabi olmadıklarını, davalı kurumun kendisine teslim edilen faturalar hakkındaki incelemeyi 15 gün içerisinde tamamlaması gerektiğini, ancak kurumun çoğunlukla süresinde incelemeyi tamamlayamadığını, ilgili yönetmelik hükmü gereği bu süre sonunda incelemenin tamamlanamaması halinde avans ödemesi yapıldığını, yine genelgeye göre inceleme tamamlandığında yapılan fazla ödeme varsa bunun alacaklarından mahsup edilmesi gerektiğini, alacak bulunmaması halinde genel hükümlere göre tahsilat yapılacağının düzenlendiğini, buna göre davalı kurumun fazla ödemeyi genel hükümlere göre tahsil edebilmesinin ön koşulunun, alacağının mahsuba yetmemesi olduğunu, oysa kurumdan olan alacaklarının her zaman mahsup edilecek miktardan fazla olduğunu, bu durumda davalının alacağını tahsil için genel hükümlere dayanmasında ve faiz işletmesinde hukuka uygun olmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.246.845,84 TL kesintinin, kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile, 5.326.319,17 TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki dava ile, davalı kurumun süresinde fatura incelemelerini tamamlayamaması sebebiyle yaptığı fazla avans ödemesine faiz işleterek 6.246.865,84 TL faiz tutarını alacaklarından mahsup ettiğini ileri sürerek, yapılan kesintinin tahsilini talep etmiş; mahkemece davanın kısmen kabulü ile 5.326.319,17 TL’nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, tarafların temyiz talebinde bulunması üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 16.09.2019 tarih, 2016/18635 Esas, 2019/8337 Karar sayılı ilamı ile, davalının temyiz itirazları incelenmeksizin, “...hükme esas alınan bilirkişi raporunda avans artığının faiziyle birlikte istenebileceğinin, sözleşmenin 4.6 maddesinin hükmü gereği olduğunu mütala edilmiş ise de anılan sözleşmenin taraflar arasında imzalanan sözleşme olmadığı, davacının kamu sağlık hizmet sunucusu olduğu davalı kurum ile rapora dayanak yapılan sözleşmenin imzalamadığı, davacı ile davalı arasında protokol imzalandığı bu halde uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan protokole göre çözümlenmesi gerekirken, davacının tarafı olmadığı sözleşme hükmüne göre çözümlenmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirir...” gerekçesiyle karar bozulmuş; davalının karar düzeltme istemi Dairemizce 02.06.2021 tarih, 2020/9072 Esas, 2021/5927 Karar sayılı ilam ile reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı tarafın hak ediş faturalarından mutakabat faizi adı altında yapılan 5.326.319,17 TL kesintinin taraflar arasında düzenlenen protokole ve bu konudaki mevzuata uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında akdedilmiş protokolde davacıya yapılan fazla avans ödemesine faiz işletilip işletilmeyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, davalı kurum tarafından yayımlanan Fatura Bedellerinin Ödenmesine İlişkin 2009/44 Sayılı Genelgenin Ödeme İşlemleri başlıklı 7. maddesinde, fatura teslim tarihinden itibaren altmış günde incelenmesi tamamlanamayan tedavi hizmetlerine ait faturalar için Sağlık Hizmeti Sunucularına, fatura tutarının tamamı ödeme döneminin sonunda avans olarak ödeneceği ve inceleme işlemlerine devam edileceği, fatura ve eki belgelerin inceleme işlemlerinin üç ay içinde tamamlanarak, inceleme sonucu fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi halinde, yapılan fazla ödemenin Sağlık Hizmeti Sunucusunun varsa Kurum alacağından mahsup edileceği belirtilmiş olup, fazla yapılan avans ödemesine faiz işletilmesine ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Buna göre, ilgili genelgede davacı tarafından davalı kuruma iletilen faturaların inceleme günleri ve avans ödeme koşullarının belirlendiği, davalı kurum tarafından genelgede belirlenen sürelere uyulmadığı ve bu sürelerde fatura incelemelerin tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davalı kurumun davacı tarafından teslim edilen fatura incelemelerini genelgede belirtilen sürelerde tamamlamayarak, avans ödemesinden sonra kendi kusuruna dayalı olarak gecikmeye neden olduğu anlaşıldığından yapılan fazla avans ödemesi için faiz talep edemeyeceği dikkate alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın HUMK’nın 428. maddesi gereğince temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.