Logo

3. Hukuk Dairesi2022/6390 E. 2022/9233 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletnamedeki imzanın sahte olup olmadığının tespiti davasında, imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda kesin bir sonuca ulaşılamaması nedeniyle, eksik inceleme yapıldığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Adli Tıp Kurumu raporunun kesin kanaat belirtmemesi ve Adli Tıp Kurumu'nun imza incelemesinde son merci olarak kabul edilmesine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmaması gözetilerek, üniversitelerin ilgili bölümlerinden uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KONYA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sahteliğin tespiti davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, 2015 yılı Ekim ayında dava dışı ... isimli kişinin "sizi ... Tarım Kredi Kooperatifine üye yapacağım, okulu bitirir bitirmez kooperatif sizi işe alacak, kredi sağlayacak, bunun karşılığında sadece imza atacaksınız, üye olacaksınız, bu sayede maaşlı bir iş sahibi olacaksınız" şeklinde taahhütte bulunması karşısında, arkadaşları ..., ... ve ... ile birlikte teklifi kabul ettiğini, daha sonra ...'ın kendisini ve arkadaşlarını ... isimli kişi ile buluşturduğunu, ...'ın da kendisini ve arkadaşlarını ...'ya götürdüğünü, ikişerli gruplar halinde ... Tarım Kredi Kooperatifi'nde kendisine ve diğerlerine üyelik için gerekli diyerek birçok evrak imzalattırdığını, sonrasında Eskil'e götürerek nüfus için gerekli diyerek fortoğrafını çektirdiğini ve bu fotoğrafları da ...'ın aldığını, sonra ...'ın kendisini ve arkadaşlarını Konya 8. Noterliğine götürdüğünü, burada düzenlenen belgeyi imzalamasının istendiğini, düzenlenen belgeyi okuyunca bu belgenin vekaletname olduğunu ve vekalet verilen davalı ... isimli kişinin adına borçlandırıcı işlemler yapmaya yetkilendirildiğini anladığını ve bu durumdan korktuğunu, söz konusu belgeyi imzalamadan noterden ayrıldığını, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği tarafından bir ihbarname gönderildiğini, bu ihbarnameye göre ... Tarım Kredi Kooperatifine üye olduğu, 17.05.2016 tarihi itibariyle 151.257,42 TL borcu olduğunun bildirildiğini, bu ihbarnameden sonra 2015 yılı Ekim ayında yapılan işlemlerin olduğunu anladığını, çünkü ihbarnameye ekli olarak vekaletname de gönderildiğini, imzalamadan ayrıldığı vekaletnamenin tamamlandığını ve adına imza atıldığını, bu vekaletnamedeki imzanın sahte olduğunu ve kendisine ait olmadığını, gerçekte böyle bir vekaletname imzalayarak ... isimli kişiyi yetkilendirmediğini, ...'yı tanımadığını, diğer davalının da vekaletnameyi düzenleyen noter olduğunu Eskil Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.09.2019 tarihli ara kararının 3. maddesinde HMK 208/4 maddesi gereğince sahtelik davası açması için iki haftalık kesin süre verdiğini, iş bu davayı bu sebeple açtığını beyan ederek Konya 8. Noterliğinin 26.10.2015 tarih ve 25742 yevmiye numaralı vekaletnamedeki vekalet veren imzasının kendisine ait olmadığının ve sahte olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı ..., sahteliği iddia edilen belgedeki imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde bir tespitte bulunulamadığını, davacının azilnamede sahtelik iddiasından hiç bahsetmediğini, aksine vekaleti kendisinin verdiğini beyan ettiğini, üstelik sahteliğini iddia ettiği vekaletnamede de davacı imzasının altına ... diyerek el yazısı ile isim ve soy ismini yazdıktan sonra okudum yazarak imzasını attığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Davalı ...'ya usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı davaya cevap vermemiştir.

İlk derece mahkemesince; hem Adli Tıp Kırumu hem de Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı'ndan alınan imza incelemesine göre imzanın davacıya ait olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, fakat inceleme konusu belge üzerinde yazılı bulunan ... ibareli el yazıları ile davacının mevcut mukayese el yazıları arasında benzerlikler görüldüğünün bildirildiği, davacının zorla imza attırıldığından bahisle bir iddiasının bulunmadığı, noterlerin çalışma sistemine göre yoklukta imza atılarak vekaletname verilmesinin mümkün görünmediği, en ufak bir şüphede gerekli tedbiri işlemlerin yapıldığı, davacının vekaletnamedeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-) Dava, Konya 8. Noterliğinin 26.10.2015 tarih ve 25742 yevmiye numaralı vekaletnamedeki vekalet veren imzasının davacıya ait olmadığının tespit edilmesi talebine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince, yargılama sırasında alınan Jandarma Genel Komutanlığı Merkez Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen 23.09.2020 tarihli raporda; inceleme konusu belge üzerinde ... adına atfen atılı bulunan imzanın, kişiye atfedilecek kaligrafik ve karakteristik özelliklerden yoksun, taklidi kolay ve basit tersimli imza olduğu, söz konusu imzaların ... eli ürünü olup olmadığı hususunda bir kanaat bildirmenin mümkün olmadığı, inceleme konusu belge üzerinde yazılı bulunan ... ibareli el yazıları ile ...'in mevcut mukayese el yazıları arasında yapılan inceleme ve karşılaştırmada yazıların genel şekli, ortak harflerin tersimi, noktalama işaretlerinin yapılışı, yuvarlak harflerin başlangıç ve bitim noktası gibi özellikler yönünden benzerlikler görüldüğü bildirilmiş, davacı söz konusu rapora itiraz etmiştir.

Dosya içerisinde örneği bulunan, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/59456 soruşturma sayılı dosyası kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nin

02.04.2019 tarihli raporunda; yapılan inceleme sonucu davaya konu vekaletnamedeki imzanın basit ve taklidi kolay imza olması nedeniyle davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir.

Mahkemece hükme esas alınan Jandarma Genel Komutanlığı Merkez Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen raporda ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nin raporunda, dava konusu belgedeki imzanın davacıya ait olduğu ya da olmadığı açıkça tespit edilmemiştir.

Ayrıca raporun, Adli Tıp Kurumu'ndan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından, kesin kanaat bildirmeyen mevcut rapora göre sonuca gidilemez. Zira Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nin imza incelemesinde son merci olarak kabulü hususunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 07.10.2009 tarihli ve 2009/12-282 sayılı kararı)

Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; Adli Tıp Kurumu'nun imza incelemesinde üst ve son merci olmadığı gözetilerek, üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden (grafoloji alanında uzman) oluşturulacak bilirkişi heyetinden, dava konusu belgedeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığına ilişkin yeniden rapor alınması gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

2-) Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 07/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.