"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/784 E., 2022/1499 K.
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2017/498 E., 2019/599 K.
Taraflar arasındaki ayıplı mal davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalılar vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 29.04.2016 tarihinde davalı şirketten, ...plakalı BMW X3 model aracı 192.474,52 TL bedel karşılığında satın aldığını, aracı satın aldıktan yaklaşık 10 gün sonra araç seyir halinde iken ekrana “Sürüş Dengesizliği Uyarısı ile El Freni Sürüş Anında İşlev Görmeyecektir” uyarısı vermek suretiyle arızalandığını, aracın çekici ile yetkili servise götürüldüğünü, yapılan incelemeler sonucunda aracın üretimden kaynaklı ayıplı olduğunu, hatalı üretilen araçta, savrulmaya engel olan ve can güvenliği sağlamaya yönelik bir parça olan DSC basınç sezicinin devre dışı kaldığının bildirildiğini, bu kusurdan dolayı araç değişiminin talep edilmesine rağmen aracın tamir edilerek davacıya verildiğini, ancak arızanın tekrarladığını ve acil yol yardımı ile aracın yeniden yetkili servise götürüldüğünü, yetkili servis tarafından yapılan incelemeler neticesinde arızanın yine fren sisteminden kaynaklandığının bildirildiğini, arızanın fren sisteminden kaynaklanmasından dolayı ciddi sonuçlar doğurabileceğini, henüz bir yıllık bir süreçte DSC ve fren arızası sebebi ile seyir halinde iken ikinci kez yolda kalmasının olağan bir durum olmadığını, aracın gizli ayıplı olduğunu, ikinci arızada davacının onayı olmamasına rağmen araçta onarıma gidildiğini, aracın ikinci arıza sebebiyle servise götürülmesinden bu yana teslim alınmadığını ileri sürerek aracın ayıpsız misli ile değişimini ve araçtan yararlanamadığı döneme ait araç kiralama bedeli için ödemek zorunda kaldığı masrafın işleyecek faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıbın bulunmadığını, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın seçimlik hakkını aracın ücretsiz onarımı yönünde kullandığını, bu nedenle diğer seçimlik haklarının ortadan kalktığını, her ne kadar davanın reddine karar verilmesi gerekirse de sayın mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacının araç kullanımından elde ettiği faydaları ve hasarlar nedeniyle meydana gelen değer kaybının iade edilmesi gerektiğini, ayıp olması halinde hakkaniyet ilkeleri gereği bedel indirimine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.12.2019 tarihli ve 2017/498 E., 2019/599 K. sayılı kararıyla;
dosya kapsamına göre, davacının aracının servis formlarında gerçekleştirilen son onarımda araca ait DSC hidrolik ünitesinde değişime gidildiği ve mevcut durumda araçta arıza bulunmadığı ve araçtaki arızanın giderildiğinin belirtildiğini, dava konusu aracın ayıplı olduğu, ayıbın araçtaki aktif güvenlik sistemlerinden biri olan DSC (Dinamik Denge Kontrolü) sisteminden kaynaklandığını, araç alımı esnasında tespiti mümkün olmadığından aracın gizli ayıplı olduğu, araçtaki arızaların yaklaşık 1 yıl içerisinde gerçekleştiği ve aracın ayıpsız misli ile değişim talebinin gerek ihtarnamelerle ve gerekse de sözlü olarak satıcı ve ithalatçı olan davalılara ayrı ayrı bildirildiği, davacının seçimlik haklarından olan misli ile değişimi talebinin, kendisinin rızası ve onayı alınmadan yapılan onarım sonucunda talebini karşılamamış olduğu, bu nedenle aracın 2 yıldır davalı yetkili serviste kaldığı, davacının aracından 2 yıldır faydalanamadığı göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafından satın alınan gizli ayıplı aracın davalılar tarafından ayıpsız misli olan araç ile, ayıpsız misli olan aracın davacıya fiilen teslim edileceği seneye ait model olması dikkate alınarak, ayıpsız misli ile değiştirilmesine, teslim ile eş zamanlı olarak ayıplı aracın masrafının davalı tarafa ait olması şartı ile takyidatlardan ari bir şekilde davalı tarafından davacıdan teslim alınmasına, aracın misli ile değişiminin şayet mümkün olmadığı takdirde kararın icrası aşamasında İİK. 72 nci maddesi gereğince işlemlerin yürütülmesine, davacının araç kiralama bedeline ilişkin zararının dosya sunulan bu talebe ilişkin bilgi ve belgeler gereğince makul ve kadri marufunda olduğu anlaşılmış olmakla 7.200 TL araç kiralama bedelinin de dava tarihinden itibaren işleyecek
yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili; dava dilekçesindeki talebin aşıldığını, davacının ücretsiz onarım seçimlik hakkının kullandığı için misliyle değişim talebinde bulunamayacağını, bilirkişi raporunun varsayımsal bir yaklaşımda bilimsel ve teknik nitelik taşımayan davacının beyanı esas alınarak oluşturulduğunu, araçta gizli ayıp bulunmadığını belirterek mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2022 tarihli ve 2020/784 E., 2022/1499 K. sayılı kararıyla; Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış olup, ayrıca alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davalıların tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, araçta herhangi bir ayıp bulunmadığını, kurulan hükmün de davacının talebinin dışına çıkılarak kurulduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, malın ayıplı olduğu iddiasıyla seçimlik haklardan ayıpsız misli ile değişim ve araç kiralama bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’nun 8 inci maddesi; "(1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
(2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.
(3) Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir. Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montaj hatalı yapılmışsa, sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur."
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’nun 9 uncu maddesi: "(1) Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür.
(2) Satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’nun 11 inci maddesi: "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.
(3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
(4) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.
(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
(6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir."
3. Değerlendirme
1. Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile davacı tarafından davalıdan satın alınan ...plakalı ...Şasi numaralı BMW X3 tipi, 2016 model aracın davalı tarafça (ayıpsız misli olan aracın davacıya fiilen teslim edileceği yıla ait model dikkate alınarak) ayıpsız misli ile değiştirilmesine, ayıpsız misli olan aracın davacıya teslimine, teslim ile eş zamanlı olarak ayıplı aracın masrafı davalıya ait olmak üzere takyidatlardan ari bir şekilde davalı tarafından davacıdan teslim alınmasına, davacının toplam 7.200,00 TL araç kiralama bedeline ilişkin zararının da dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, aracın misli ile değişiminin mümkün olmadığı takdirde kararın icrası aşamasında İİK 24 üncü maddesi gereğince işlemlerin devam edilmesine karar verilmiştir. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bulunan “ayıpsız misli olan aracın davacıya fiilen teslim edileceği yıla ait model dikkate alınarak” ifadesinin infaz aşamasında sıkıntılara yol açabileceği, ayıpsız misli ile değişim hususunun fiili imkansızlık halinin infaz aşamasını ilgilendireceği ve buna ilişkin olarak da hüküm fıkrasında “aracın misli ile değişiminin mümkün olmadığı takdirde, kararın icrası aşamasında İİK 24 üncü maddesi gereğince işlemlerin devam edilmesine” ifadesinin bulunduğunun anlaşılmasına göre, hüküm fıkrasında bulunan "ayıpsız misli olan aracın davacıya fiilen teslim edileceği yıla ait model dikkate alınarak” ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, kararın HMK'nın 370/2 maddesi gereği düzeltilmiş şekliyle onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıdaki birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine,
İkinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ikinci ve üçüncü bendindeki parantezli kısmın hükümden çıkartılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA,
8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
Aşağıda yazılı peşin harcın istek halinde ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.