"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ : 31.01.2018
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/75 E., 2020/336 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ile davalılardan ... Su ve ... İdaresi Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davalı idarenin başvurusunun esastan reddine, davacıların başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalılardan ... Su ve ... İdaresi Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiş, davacılar vekili tarafından incelemenin duruşmalı yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davalı ... Su ve ... İdaresi Genel Müdürlüğü vekili Av. ...'un sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacı ...'nin 11.05.2017 tarihinde okul bahçesinde oynarken okul duvarına bitişik köy içme suyu tesislerinin enerji ihtiyacını temin eden elektrik panosundan elektriğe çarpılarak yaralandığını, sağ el parmaklarının kesildiğini ve malul kaldığını, yapılan idari başvurulardan cevap alınamadığını, elektrik panosunun kapaklarının olmadığını, davalıların kusur ve ihmali nedeni ile kazanın meydana geldiğini, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunu, kaza nedeni ile acı ve ızdırap çektiklerini ileri sürerek; davacılardan Mehmet ... için 500,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi, anne Belkıs için 20.000,00 TL manevi, baba Abdullah için 20.000,00 TL manevi, kardeşler Solin, Sozda ve Birhat için 5.000,00'er TL manevi tazminatın kusurları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesiyle davacı ...'ye yönünden maddi tazminat talebini 387.569,43 TL'ye artırmış ve olay tarihinden itibaren en yüksek faizin uygulanması talebinde bulunmuştur.
II. CEVAP
1. Davalı ...Ş. vekili; olayda sorumluluklarının ve illiyet bağının bulunmadığını, kazanın davacı ...'nin kendi kusurlu hareketi ile meydana geldiğini, kendilerine ait olmayan trafonun bakım ve sorumluluğunun diğer davalı ... Su ve ... İdareri Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, hak sahibinin kusurunun olup olmadığının tespitinin gerektiğini, ayrıca çocuğun ve okul etrafında gerekli önlemleri almayan idarenin sorumlu olacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; uyuşmazlığın idari eylemden kaynaklanması nedeniyle idare mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, trafonun okula ait olmadığını, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, olayda kusurlarının bulunmadığını, dava konusu eylemin öğrenciden kaynaklandığını, zarara uğrayanın ve üçüncü kişinin kusuru ile idarenin sorumluluğunun ortadan kalktığını, illiyet bağının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... Su ve ... İdaresi Genel Müdürlüğü vekili; zararın kendileri ile ilişiklendirilemeyeceğini, ... İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin kaldırılması ile 900 civarında trafo tesisinin kendilerine devredildiğini, bünyelerinde çalışan personel kapasitesinin çok üstünde trafo tesisi bulunduğunu, kırsal mahallelerde sürekli istihdam edilen personelinin olmadığını, gelen şikayet ve talep doğrultusunda bakım ve onarım işlerinin karşılandığını, trafoların bakım ve onarım işinin alt işverene devredildiğini, alt yüklenici ile aralarında imzalanan sözleşme gereği yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, olayda kusurlarının bulunmadığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, kazadan önce herhangi bir şikayet veya talep olmadığını, çocuğun direğe tırmanarak zararın doğmasına neden olduğunu, illiyet bağının kesildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 11.05.2017 tarihinde davacı ...'nin elektrik akımına kapılarak yaralandığı, olay yerinde yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporu ilk sorumluluk, kusur durumu, işgöremezlik oranının belirlendiği, bilirkişi raporu ile maddi tazminat tutarının tespit edildiği, olayda davalı ... Su ve ... Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğu, olay nedeni ile davacı ... dışında kalan davacıların manevi olarak zarar gördükleri, davacı ...'in yaşı itibariyle manevi zararının olmadığı, olayda davalı ...nin kusurunun bulunmadığı, diğer davalı ... yönünden idari yargıda dava açılması gerektiği gerekçesiyle; davalı ... Su ve ... Genel Müdürlüğü yönünden davanın kısmen kabulüne, davacılardan Mehmet ... için 387.569,43 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi, anne Belkıs için 5.000,00 TL manevi, baba Abdullah için 5.000,00 TL manevi, kardeşler Sozda ve Birhat için 1.000'er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Su ve ... Genel Müdürlüğünden tahsiline, diğer davalılar ... ve Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. ile davacı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılardan ... Su ve ... Genel Müdürlüğü vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; davalı idare tacir olduğundan ticari faiz uygulanması gerektiğini, davalılar lehine yanlış ve fazla vekalet ücreti taktir edildiğini, manevi tazminatın düşük olduğunu, manevi tazminat miktarının neden düşük taktir edildiğine ilişkin gerekçenin kararda yer almadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili; eksik ve hatalı hazırlanan bilirkişi raporlarının karara esas alındığını, kusur atfında gerekçe sunulmadığını, trafonun hava hattı olup, 1983 yılında yapıldığını, o dönemde trafoların etrafının tel veya çit ile kapatılması yönünde zorunluluk bulunmadığını, okula ilişkin bilgi ve belgelerin dosyada olmadığını, trafo numarası bildirilmediğinden diğer davalı ...den bilgi alınmadığını, imar barışı kapsamında alınan ... kayıt belgesinin gözetilmediğini, olayda davalı ... Bakanlığının kusurlu olduğunu, ceza dosyasında bulunan rapor ile hukuk dosyasında bulunan raporun çeliştiğini, anne babaya verilen kusurun az olduğunu, hesap bilirkişisi raporunda PMF yaşam tablosu uyarınca hesaplama yapıldığını, oysa TRH tablosuna göre hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayın meydana geliş şekline göre zarardan davalı ... Su ve ... İdaresi Genel Müdürlüğü'nün sorumlu tutulmuş olmasında ve şartları mevcut olmadığından tazminat miktarına ticari faiz uygulanmamasında isabetsizlik bulunmadığından davalının ve davacıların sair istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı; ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 56 ncı maddesi uyarınca somut olayın özelliği ve meydana geliş şekli, yaralanan davacı küçüğün yaşı, yaralanma nedeniyle meydana gelen uzuv ve ... gücü kaybı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın takdirine ilişkin esaslar gözetildiğinde taktir edilen manevi tazminatın düşük olduğu gerekçesiyle; davacıların talepleri, istinafa gelenlerin sıfatı, ileri sürülen istinaf nedenleri, aleyhe hüküm verme yasağına ilişkin ilkeler de gözetilerek davacıların istinaf başvurusunun manevi tazminat miktarının düşük olmasından ötürü kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine, davalı ...Ş. yönünden davanın reddine, davalı ... Su ve ... İdaresi Genel Müdürlüğü yönünden; davacı ...'ın maddi tazminat talebinin kabulü ile 3.431,16 TL geçici ... göremezlik tazminatı ile 384.138,37 TL sürekli güç kaybı nedeniyle toplam 387.569,43 TL'nin, manevi tazminat talebi yönünden davacı ... için davanın kısmen kabulü ile 50.000,00 TL'nin, davacı Belkıs Aktaş'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL'nin, davacı ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL'nin, davacı ...'ın manevi tazminat talebinin kabulü ile 5.000,00 TL'nin, davacı ...'ın manevi tazminat talebinin kabulü ile 5.000,00 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Su ve ... İdaresi Genel Müdürlüğü'nden alınarak davacılara verilmesine, davacı ... yönünden açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... Su ve ... Genel Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, elektrik dağıtım hattından kaynaklandığı ileri sürülen kaza nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrin kusursuz sorumluluk hallerini olağan sebep sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayrıma tabi tutarken, 6098 sayılı Kanun tarafından; hakkaniyet sorumluluğu, özen (sebep) sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu şeklinde ayrıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz.
2. Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği 6098 sayılı Kanun'un 69 uncu maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre; "Bir binanın veya diğer ... eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür." denmektedir. ... malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir imal olunan eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden olağan sebep sorumluluğudur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
3. 6098 sayılı Kanun'un “Tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51 inci maddesinin birinci fıkrasında ise; “Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
4. 6098 sayılı Kanunun'un 56 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim; bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
5. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.
6. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği'nin ‘’İkinci’’ bölümünün ‘’Genel Hükümler’’ başlığı altındaki ‘’Kuvvetli akım tesislerinin güvenliği’’ alt başlığında yer alan 5 inci maddesi şöyledir:
"Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır.
Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır."
7. Aynı Yönetmelik'in ‘’bakım ve onarım’’ 27 inci maddesi ise şöyledir: "Tesislerin ve aygıtların teknik belgelerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kaydedilmelidir."
8. Karar tarihinde yürürlükte olan 2022 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Tarifelerin Üçüncü Kısmına Göre Ücret" başlıklı 13 üncü maddesi şöyledir:
"Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle TRH 2010 tablosu esas alınarak belirlenecek tazminatın, kararı bu yönden temyiz eden davalının aleyhine olacağının anlaşılmasına göre; davalının tüm, davacıların ise sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 500,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsili istenmiş, davacılar vekili 29.01.2020 tarihli talep arttırım dilekçesinde maddi tazminat istemini yalnızca davalı ... Su ve ... İdaresi Genel Müdürlüğü yönünden arttırtığını beyan etmiştir. Bu durumda yukarıda yer verilen düzenlemeye göre reddedilen kısım için yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı ...Ş. lehine 500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzelterek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B) bendin (3-b-2) alt bendinde yeralan "...1.000,00 TL..." ibaresi çıkartılarak yerine "...500,00 TL..." ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının mahallinde temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.