Logo

3. Hukuk Dairesi2022/6646 E. 2023/2052 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Harici taşınmaz satışı sözleşmesi kapsamında ödendiği iddia edilen kaparo bedelinin, tapu devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle iadesi talebiyle açılan itirazın iptali davasında, davalının ibraname ve feragatnameye dayalı savunmasının geçerliliği.

Gerekçe ve Sonuç: İbranamedeki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti için yeterli inceleme yapılmadığı, davacı hakkında açılan ceza davasının sonucunun beklenmeden karar verildiği ve bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1304 E., 2022/161 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/159 E., 2018/187 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davalı vekili Avukat ...'nin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı ile taşınmaz satışı hususunda anlaşmaya varılarak 25.02.2014 tarihli sözleşme gereğince 1.000.000,00 TL kaparoyu ödediğini, taşınmazı devretmekten kaçınması nedeniyle paranın iadesi istenildiği halde davalının iadeye yanaşmadığını, başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına ve %10 oranında para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacıya borcu bulunmadığını, davacı tarafça 25.03.2014 tarihli kendi imzasını taşıyan ibraname düzenlendiğini, feragatnamede belirtilen iki adet senet ve yer satış sözleşmesinin ... da iptal edildiğinden elinde olduğunu, taraflar arasında tefecilik ilişkisi bulunduğunu, esasen davacının kendisine faizle para verilmesi hususunda anlaştıklarını, tefeciliği gizlemek için de sözleşmenin imzalandığını, senet icraya konularak alacak borç ilişkisi gibi gösterilmeye çalışıldığını, davacının dolandırıcılık suçundan birçok kez yargılandığının öğrenilmesi üzerine faizle para almaktan vazgeçerek durumu bildirdiğini, takip masrafı ve vekalet ücretinin ödenmesi durumunda takipten vazgeçeceğini bildiren davacıya iki adet senet verilerek feragatname ve ibraname düzenlendiğini, borç ödenip senetlerin davacıdan alındığını, buna ilişkin tanıkları bulunduğunu, davacıdan hiç para almadığını, aralarındaki tefecilik ilişkisinin de 25.03.2014 tarihli ibraname ile sona erdiğini, davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiş; yargılama sırasında takibe dayanak sözleşmenin davacıya imzasız olarak verildiğinden sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek, imza incelemesi yapılmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu 25.02.2014 tarihli satış sözleşmesi içeriğine ve davacının 1.000.000,00 TL ödeme yaptığına davalının itirazının bulunmadığı, sözleşme geçersiz olduğundan sözleşme gereğince verilenlerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi gerektiği, sözleşmeye konu taşınmazlarda davalının hissedar olduğu, muvazaa iddiasının dinlenmesinin hukuken olanaklı olmadığı, davacı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğuna ilişkin bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, sunulan iki adet senette dava konusu ihtilafa ilişkin bir atıf bulunulmadığı gibi senetlerin gerçekten davacı tarafa verildiğine ilişkin de bir açıklık bulunmadığı, 25.03.2014 tarihli İbraname ve Feragatname altındaki imzanın davacı asile ait olmadığı, davalı tarafın ödeme iddiasını yasal delillerle de ispat edemediği gerekçesiyle; itirazın kısmen iptali ile icra takibinin asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin ve tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacıdan ... kuruş alınmadığını, davacının mali durumu ve banka hesaplarının davaya konu miktarda parayı vermesinin mümkün olup olmadığı bakımından incelenmesi gerektiğini, davalının paraya ihtiyacı olması ve davacının da faizle para verme işi ile uğraştığından taraflar arasında öncelikle davaya konu sözleşmenin yapıldığını ancak davacının sözleşmede yazan miktarı toparlayamayacağını bildirmesi üzerine davalı tarafça sunulan sözleşme hazırlanarak imzalandığını, her iki sözleşmenin imza tarihinin de aynı olduğunu, ilk sözleşme imha edilerek ikinci imzalanan sözleşmenin geçerli olacağının söylendiğini, 27.02.2018 tarihinde dosyada bulunan sözleşme örneklerinin fotokopileri alınıncaya kadar da davalının icraya konulan sözleşmenin ikinci sözleşme olduğunu sandığını, bu algının davacının davalıya teslim ettiği ikinci sözleşme ile ibraname ve feragatname başlıklı belgeden kaynaklandığını, icra takibine dayanak yapılan sözleşmenin imzalanmadan imha edildiğini, sözleşmede yer ... taraf imzalarının incelenmesine ilişkin taleplerin reddedildiğini, davacının kendi imzasını sahte atabilme yeteneği olduğunu, davacı hakkında dolandırıcılık suçundan birden fazla dava bulunduğunu, sözleşmedeki tanıkların dinlenilmesi talebinin dikkate alınmadığını ve bu hususta bir karar da verilmediğini, tanıkların dinlenilmemesi, sözleşmede yazan paranın hangi bankadan çekildiğinin araştırılmaması, davacının UYAP kaydı ve sabıka kaydının getirtilmemesi ve davacının kendi imzasını sahte atabilmesine ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması taleplerinin reddedilmesinin kararın hatalı olmasına neden olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; birbirini teyit eder mahiyetteki raporların hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davalının davacı tarafından ibra edildiği yönündeki savunmasını ispat edemediği, dolayısıyla taraflar arasındaki harici satım sözleşmesinde davalıya ödendiği belirtilen kapora bedeline ilişkin olarak davacının talep hakkının devam ettiği, geçersiz sözleşme gereğince davacı alıcının ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği itirazları aynen tekrar etmiş, ayrıca davaya konu sözleşmeden kaynaklı davacının tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiğinden söz konusu belgenin hükümsüz olduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, harici taşınmaz satışı nedeniyle ödenen bedelin tapunun devredilmemesi nedeniyle tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 266 ncı maddesi hükmüne göre; çözümü ... veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda, bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.

2. Aynı Kanun'un 281 ... maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya ... bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği, ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, ... görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.

3. Diğer yandan bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve ... nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.

4. Ayrıca bilirkişi raporu kural olarak hakimi bağlamaz. Hakim, raporu serbestçe takdir eder. Hakim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda; davacının "İbraname ve Feragatname" başlıklı belgede yer ... imzayı inkar etmesi üzerine Adli Tıp Kurumundan alınan raporda, belgede yer ... imzanın kuvvetle muhtemel davacının ... ürünü olmadığı; davalının söz konusu rapora itirazı üzerine ... Genel Komutanlığı Merkez ... Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen raporda ise belgede yer ... imzanın davacının ... ürünü olmadığı belirtilmiştir.

3. Söz konusu raporların incelenmesinden; tarafların dava ve cevap dilekçesinde delilleri arasında bildirdikleri "Yer Satış Sözleşmesi" başlıklı belgelerin mukayese belgeler arasında yer almadığı, bu itibarla raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.

4. Bundan ayrı, davalı tarafça cevap dilekçesinde davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğu belirtildikten sonra, temyiz dilekçesi ekine davacı hakkında tefecilik yapmak suçundan mahkumiyet kararı verildiğine dair kararın eklendiği, davacının ise 15.02.2023 tarihli dilekçesi ile söz konusu kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak beraatine karar verildiğini bildirdiği görülmüştür.

5. Bu bilgiler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu olayda öncelikle "İbraname ve Feragatname" başlıklı belgede yer ... imzanın davacıya ait olup olmadığının teknik bir inceleme ile tespit edilmesi gerekmektedir. O halde İlk Derece Mahkemesince; üniversitelerin ... Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden (grafoloji alanında uzman) oluşturulacak bilirkişi heyetinden, söz konusu belgede yer ... imzanın davacının el ürünü olup olmadığına ilişkin dosya kapsamında yer ... "Yer Satış Sözleşmesi" başlıklı belgelerdeki davacı imzaları da değerlendirmek suretiyle kesin kanaat içerir şekilde yeniden rapor alınması; ayrıca ceza mahkemesinin kesinleşmiş mahkumiyet kararı ve bu yargılama neticesinde varlığı tespit edilen maddi vakıalar hukuk hakimini bağlayıcı olduğundan İlk Derece Mahkemesince ceza dosyası neticesi beklenerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle ;

1. Davalının sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.