Logo

3. Hukuk Dairesi2022/6655 E. 2023/2053 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının zorlamasıyla davacı tarafından dava dışı 3. kişiye satılan taşınmaz bedeli ile Alman hükümeti tarafından davalıya ödenen bakıcı ücretinin davacıya ödenip ödenmediği hususunda alacak istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz devrine ilişkin işlemin taraflar arasında gerçekleşmemesi ve resmi senedin aksinin aynı kuvvette belge ile ispat edilememesi, davalının bakıcı ücretini aldığını ancak davacıya ödeme yapmadığını ispatlayamaması ve ilk derece mahkemesinin dava tarihini hatalı yazmasının düzeltilebilir maddi hata olması gözetilerek, istinaf isteminin kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/797 E., 2022/593 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/81 E., 2021/124 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı asıl ve vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'da Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı ile 2010 yılının 8 ... ayında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde ... Mahallesi ... apartmanı No:170/13 Kat:2 ... Antalya adresindeki konutu satın aldığını, davalının emekli olup para ödeyeceğini, oğlunun bunun için kredi çektiğini ve kendisine vereceğini söyleyerek konutun dava dışı oğluna devrini istemesi üzerine bila bedel devretmek zorunda kaldığını, evlendikten sonra davalının kendisine sürekli hakaret ederek fiziksel şiddet uyguladığını, 09.07.2017 tarihinde de kendisini evden kovduğunu, bu tarihten sonra davalı tarafından gönderilen mesajlarda evi elinden aldığını kabul ettiğinden mesajların bilirkişi marifeti ile çözümlenmesini; bundan ayrı, davalının kas erimesi rahatsızlığı nedeniyle kendisinin bakıcı olarak tayin ettirildiğini, Alman Hükümeti tarafından bakıcı masrafı olarak ayda 450,00 Euro ve senede bir kere tatil ücreti olarak 1.600,00 veya 1.700,00 Euro para ödendiğini, ancak banka hesap numarası bulunmadığı gerekçesiyle ücretlerin davalı hesabına yatırtılarak kendisine hiç ödeme yapılmadığını, söz konusu paranın bakıcı için ödendiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve belirsiz alacak davası olmak üzere daire bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve davalının banka hesabına bakıcı adına yatan ücretin ödeme tarihlerinden itibaren, bunun mümkün olmaması halinde dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 27.01.2021 tarihli dilekçesi ile ev bedelini yönünden talebini 184.000,00 TL'ye; bakıcılık ücreti yönünden talebini 27.295,66 Euro'ya artırmıştır.

II. CEVAP

Davalı; davacı ile aralarında 29.07.2010 tarihli mal ayrılığına ilişkin evlilik sözleşmesi bulunduğunu, bu itibarla davanın konusuz kaldığını, bakıcılık ücretine ilişkin davada görevli ve yetkili mahkemenin Antalya Asliye Hukuk mahkemesi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bakım ücretinin davalının hesabına yatırıldığı, davalının bakımı ile davacının ilgilendiğinin dosya kapsamı ile ... olduğu, davalı bakım ücretinin davacıya ödendiğini savunduğu halde asılın duruşmadaki beyanları ve tanık ifadelerine göre ödeme hususunun ispat edilemediği; diğer yandan mesaj içerikleri, tanık anlatımları, davanın taraflarının evli olmaları ve konutun davalının oğluna devredilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının üzerinde baskı kurulmak ve ikna edilmek suretiyle konutun davacının elinden bedelsiz alındığı ve davalının sebepsiz zenginleştiği gerekçeleriyle; davanın kabulüne, 184.000,00 TL ev bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 27.295,66 Euro bakım parası alacağının dava tarihinden itibaren devlet bankaları tarafından Euro para birimine uygulanan en yüksek mevduat faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; yetkili mahkemenin Antalya Mahkemeleri olduğunu, şartlı bağışlama ile davacı için satın alınan taşınmazın dava dışı 3. kişiye satıldığını ve davada taraf olmadıklarını, taşınmazın bedelsiz devredildiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, husumet itirazının değerlendirilmediğini, dava konusu alacak istemlerinin zamanaşımına uğradığını, boşanma davası ve mal ayrılığı sözleşmesine dayalı davalar derdest olduğundan sonuçlarının beklenilmesi gerektiğini, davacı tarafça ileri sürülmediği halde sebepsiz zenginleşme değerlendirmesi yapılmasının taleple bağlılık kuralına aykırılık teşkil ettiğini, bakıcı parasının davacıya ait olduğunun ispatlanmadığını, kabul etmemekle birlikte bakıcı ücreti almayan davacının hayatını nasıl ikame ettiğinin belirlenmediğini, Mahkemenin gerekçesinde yer verdiği davalı beyanlarına dosya kapsamında rastlanılmadığından itibar edilemeyeceğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, mesaj içeriklerinin doğru değerlendirilmediğini, dosyada dinlenilen tanıkların beyanlarının da usulüne uygun alınmadığını, tanıkla değil yazılı delil ile ispat gerektiğini, gerekçede davacıya baskı yapıldığına dair yer verilen ifadenin dava dilekçesinde bulunmadığını, bu hususta ispat kuralları çerçevesinde değil kanaat ile karar verilmesinin doğru olmadığını, incelemenin eksik olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bakıcı ücreti istemi yönünden yapılan değerlendirmede, davalının rahatsızlığı nedeni ile davacı eşin yurt dışında kendisine bakıcı olarak tayin edildiği ve Alman Hükümeti tarafından bakıcı ücretlerinin davacıya değil davalıya ödendiği, tarafların eş olmaları nedeni ile yargılama sırasında dinlenilen davacı tanıklarının birbirini teyit eden yeminli beyanlarından, dava konusu bakıcı ücretinin davalı tarafından davacı eşe hiç bir zaman iade edilmediği, bu itibarla kurulan hükümde isabetsizlik bulunmadığı; davacı tarafından dava dışı 3. kişiye satılan taşınmaz bedeli istemi yönünden davalının sair istinaf istemlerinin reddiyle, her ne kadar davacı taşınmaza ilişkin satış bedelini tahsil etmediğini iddia etse de, taşınmazın satışına ilişkin 04.06.2013 tarihli resmi senette davacının dava dışı alıcı kişiden 75.000,00 TL satış bedeli tahsil ettiği hususunun yazılı olması nedeniyle resmi senedin (tapu akit tablosunun) aksinin aynı kuvvette başka resmi belge ile ispat edilmesi gerektiği, davacının davalıya taşınmazı baskı altında devrettiğine yönelik tanık beyanlarının ise iddianın ispatlanması yönünden yeterli delil olmadığından taşınmaz bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; davalının istinaf isteminin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne, 27.295,66 Euro bakım parası alacağının temerrüt oluşmadığından dava tarihinden itibaren devlet bankaları tarafından Euro para biriminin uygulanan en yüksek mevduat faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, taşınmaz satış bedelinin tahsiline ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; yargılama sırasında ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesinin davalı lehine olan kaldırma kararının bozularak davanın tümden kabulüne karar verilmesini, ret kararında hukuka uygunluk bulunmadığını, ... dava tarihi 09.08.2017 olup hükümde dava tarihinin yanlış gösterildiğini, davalının evi geri aldığını belirttiği mesajların istinaf incelemesi sırasında dikkate alınmadığını, yargılama sırasında taşınmazın değerine ilişkin alınan raporda 130.000,00 TL olarak belirlenen değere davalının itiraz etmediğini, tanık beyanlarının da tapudaki devrin bedelsiz olduğunu ispatladığını, davalının ev bedeline ilişkin olarak yargılama sırasında birbirinden farklı ve gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, boşanma davasında da davalının kusurlu bulunduğunu, ev bedeli yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi kararının eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayandığını, Türk Medeni Kanunu'nda ve aile hukukunda bakıma muhtaç eşine bakan kişiye bakım parası ücreti altında bir ödeme yapılmasına ilişkin hukuki düzenleme bulunmadığını, tarafların geçimlerini davalının aldığı aylıklardan ve bakım paralarından müştereken sağladıklarını, gerçeğe aykırı olarak bakıcı paralarının alınmadığı iddiasının yedi yıl sonra ileri sürülmesinin hem hukuka hem de hakkaniyete aykırı olduğunu, bakıcı parasının bakan kişiye ödenmek üzere verilmeyip hastanın bizzat kendisine verildiğini, başka ülkeden yapılan ödemelerin ne için yapıldığının, kimin hakkı olduğunun o parayı veren ülkenin kural ve kaidelerine göre belirleneceğini, Alman devletine göre hastanın almaya hak kazandığı bakım paralarının bizzat hastanın kendisine ödendiğini, İlk Derece Mahkemesince "Bakıcı Paralarının kime ödendiğinin, kimin hakkı olduğunun" öğrenilmesi için Alman devletine soru dahi sorulmadığını, Alman devletinin bakım parasını hastaya ödemesinin asıl sebebinin, hastanın dilediği kişiye, dilediği bedelle bakımını sağlatmak olduğunu, bakıcının bırakıp gitmesi halinde de Alman devletinin bakıcı parasını kesmediğini, hastaya bakıcı parası ödemesi yapmaya devam ettiğini, davalı davacıdan boşanmış olmasına rağmen bakıcı parası ödemesi almaya devam ettiğini, bakıcı parasının bakıma muhtaç kişiye ait olduğuna dair yazı dosyaya sunulduğu halde dikkate alınmadığını ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalının zorlaması ile davacı tarafından dava dışı 3. kişiye satıldığı ileri sürülen taşınmaz bedeli ile bakıcı ücretinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Borcun kaynaklarından biri olarak öngörülen sebepsiz zenginleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 77 ve devamı maddelerinde yer almaktadır. TBK’nın 77 nci maddesi; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü haizdir.

2. Bu yükümlülük özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan ya da gerçekleşmemiş veya sona ermiş bir nedene dayanması durumunda doğmuş olur.

3. Buna göre borcun kaynağı olarak öngörülen sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli haklı bir sebebe dayalı olmaması gerekmektedir.

4. Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur.

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Senede Karşı Tanıkla İspat Yasağı" başlıklı 201 ... maddesi şöyledir:

"Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz."

3. Değerlendirme

Temyiz olunan karar, belirtilen gerekçelere, taşınmazın devrine ilişkin hukuki işlemin davanın tarafları arasında gerçekleşmediği ve senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin tanıkla ispatlanamayacak olmasına, davalının cevap dilekçesinde ileri sürmemesine rağmen yargılama sırasında bakım parasının kendisine ait olduğunu, bakıcıya ödenecek ücretin ise bakıcı ile arasındaki anlaşmaya bağlı olup, tamamının bakıcıya ödenmesinin gerekmediğini ifade ettikten sonra, davacıya bakımı karşılığında bakım parası bağlanmadığını, paranın kendi hesabına yattığını, davacının da bakım parasının tamamını alarak şahsi giderleri için harcadığını belirttiği ancak bu ödemeyi ispat edemediği, İlk Derece Mahkemesince dava 09.08.2017 tarihinde açılmasına rağmen karar başlığında 25.02.2019 olarak gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.