"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak ve itirazın iptali davasının bozmaya uyularak mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl dava davacısı-birleşen dava davalısı ve asıl dava davalısı-birleşen dava davacısı ... Grup İnş. Taah. Haf. Gıda Tarımsal Faal. Hayv.Taş. Tur. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı, davalı müteahhit ... ile arsa sahipleri arasında 08/11/2010 tarihinde imzalanan düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı müteahhide düşen 42 numaralı bağımsız bölümü 23/05/2011 tarihli sözleşme ile satın aldığını, sözleşmede taşınmazın en geç 30/07/2011 tarihinde bitirilerek teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalı tarafından yapılan inşaatın gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinde belirtilen teknik şartnameye, satım ve inşaat yapım sözleşmesinde belirtilen yapım şartlarına aykırı olarak ayıplı imal edildiğini, taşınmazın süresi içinde teslim edilmediğini, taşınmazın tapuda devir ve tescil tarihinin 12/10/2011 olduğunu, Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/39 D.İş dosyası ile eksik ve ayıplı imalatlarının neler olduğunun tespit edildiğini, taşınmazın iskan ruhsatının kendisi tarafından alındığını, iskan ruhsatı alınması için kanalizasyon bağlantı ücreti olarak 1.308,00 TL’nin tarafından ödendiğini, taşınmaz bedelini ödemek için bankadan kredi aldığını, taşınmazın tapusunun davalı tarafından vaat edilen tarihten daha geç bir tarihte tapuda devredildiğini, vaad edilen tarihteki banka faiz oranlarından daha yüksek bir oranla kredi aldığını, evin geç teslimi ve halen oturulamaz durumda olması nedeniyle kira gelirinden mahrum kaldığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 17.788,00 TL’nin ticarî faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Birleşen davada ise davacı, 23.05.2011 tarihli sözleşme ile 42 no’lu bağımsız bölümün 107.500,00 TL bedelle davalıya satıldığını, ödeme planına göre iskan alındıktan sonra ödenmesi gereken 7.500,00 TL’nin iskan alınmasına rağmen ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında başlattığı takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece görev bozması sonrasında 22/11/2018 tarihli kararında, asıl davanın kısmen kabulü ile 14.480,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; birleşen davanın kısmen kabulü ile Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün 2013/6129 Esas sayılı takip dosyasında borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 6.192,00 TL üzerinden devamına, asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar asıl dava davacısı-birleşen dava davalısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09/12/2020 gün ve 2020/6106 -2020/7511 sayılı kararı ile;'' 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl dava davacısı/birleşen dava davalısının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Asıl davada davacının geç teslim nedeniyle kira tazminatı talebi Mahkemece, kiraya verilecek mecurun kiracısının ne kadar sürede bulunabileceği, hemen bulunup bulunmayacağının tam olarak belirlenebilir olmaması nedeni ile talep edilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Dava konusu bağımsız bölümün satımına ilişkin taraflar arasında imzalanan 23.05.2011 tarihli sözleşmede, binanın tamamının tapu tesliminde eksiksiz olarak tamamlanacağı ve tapu teslim tarihinin 30.07.2011 olduğu belirtilmek suretiyle teslim tarihi 30.07.2011 olarak karalaştırılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı, temerrüde düşen borçludan TBK 125. (eski BK 106. vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemektedir. Bu durumda, TBK.125. (eski BK 106 vd.) maddelerine göre davacının zararını talep etme hakkı bulunmaktadır. Mahkemece, davacının geç teslim nedeniyle kira tazminatı talep edebileceği gözetilerek yapılacak inceleme sonucu hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.3-6100 sayılı HMK m. 323 gereğince geçici koruma tedbirlerinden olan delil tespiti için yapılan giderler yargılama giderlerinden olup 332. madde gereğince mahkemece resen hükmedilmesi gerekmektedir. Davacı vekili dava açılmadan önce Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/39 D.iş sayılı dosyasında, zararının belirlenmesi için delil tespiti yaptırmış, davasını yaptırmış olduğu delil tespitine dayandırarak açmıştır. Mahkemece delil tespiti için yapılan yargılama giderinin hüküm kısmında yer alan yargılama giderlerinde hesaba katılmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.4-Davacı, asıl davasında davalı tarafından alınması gereken iskan ruhsatının kendisi tarafından alındığını, bunun için kanalizasyon bağlantı ücreti olarak 1.308,00 TL ödeme yaptığını ileri sürerek, iskan ruhsatı alınması için yaptığı diğer masrafların Belediyeden sorulmasını istemiş; davalı kanalizasyon bağlantısı için davacı tarafından ödenen bedelin, kendilerine olan borcuna mahsuben ödendiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından ödenen 1.308,00 TL’nin davalıya borcuna mahsuben yapıldığı kabul edilmiş olmakla birlikte, davacının iskan ruhsatı almak için yaptığını ileri sürdüğü diğer masraflar bakımından bir değerlendirme yapılmamış ve olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, davacının iskan ruhsatı alınması için yaptığı masraflara yönelik talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 5-Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 Sayılı Kanunun 73/2 maddesine göre asıl dava davacısı birleşen dava davalısı olan davacı asil ...’in tüketici olup harçtan muaf olduğu, aleyhine harca hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin harçtan sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.'' gerekçesiye bozulmuştur.
Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde;asıl dava yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 14.480,00 TL eksik, ayıplı imalat bedeli, 1.533,12 TL geç teslim nedeniyle uğranılan zarar bedelinin davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş,birleşen dava yönünden;açılan davanın kısmen kabulü ile davalının Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün 2013/6129 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 6.192,00 TL üzerinden devamına karar verilmiş;hüküm,taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; asıl dava davacısı-birleşen dava davalısının asıl davaya yönelik tüm, temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Asıl dava davacısı-birleşen dava davalısının ve asıl dava davalısı-birleşen dava davacısı ... Grup İnş. Taah. Haf. Gıda Tarımsal Faal. Hayv. Taş. Tur. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti.nin birleşen davaya yönelik temyiz itirazı yönünden;
2- Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bozma nedenidir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
Somut olayda mahkemece;birleşen davada,birleşen davanın kısmen kabulü ile Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün 2013/6129 Esas sayılı takip dosyasında borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 6.192,00 TL üzerinden devamına, asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiş, asıl dava davacısı-birleşen dava davalısının bozma nedeni saydığı hususlar dışındaki sair temyiz itirazlar reddedilerek birleşen dava kesinleşmiştir.
Hal böyle olunca;mahkemece birleşen dava yönünden verdiği karar bozma ilamı kapsamı dışında kaldığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nin 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle asıl dava davacısı-birleşen dava davalısının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının birleşen dava ile ilgili tüm maddelerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine "karar kesinleştiğinden birleşen dava yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına," yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nin 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.