"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki uyarlama davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalı ile aralarında 01/12/2009 tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesinin bulunduğunu, sözleşmede TÜFE ve ÜFE rakamlarının ortalaması oranında yıllık artış öngörüldüğünü, ancak zaman içerisinde meydana gelen ekonomik değişimler, yüksek enflasyon, hayat şartlarının ağırlaşması dikkate alındığında ödenen kira bedelinin taşınmazın bulunduğu çevre ve muhite göre son derece düşük kaldığını ileri sürerek aylık kira bedelinin 12.000 TL olarak tespitini talep etmişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile kira bedelinin 01/12/2015 tarihinden itibaren 10.200 TL olarak tespitine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Dairemizin 15/05/2019 tarihli ve 2017/7910 E. - 2019/4570 K. sayılı ilamıyla; davacının davadaki talebi kira bedelinin uyarlanmasına ilişkin olup konularında uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgedeki kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticaret değişiklikleri, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar döviz kurlarındaki ani ve aşırı iniş ve çıkışlar ile ülkeyi sarsan ciddi ekonomik kriz veya doğal afetlere bağlı ödeme esaslarının yeniden düzenlenmesini gerektirecek olayların araştırılıp değerlendirilerek bir rapor alınması ve hasıl olacak sonucuna göre hüküm tesisi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiş,mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada; davanın reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Dairemizin 28/04/2021 tarihli ve 2021/2702 E. - 2021/48152 K. sayılı ilamında; mahkemece bozma ilamına uyulma kararı verilmiş ise de sadece iki bilirkişi eşliğinde yapılan keşif sonrası düzenlenen çelişkili bilirkişi raporlarından gayrimenkul değerleme uzmanının raporu esas alınarak karar verilmesinin doğru olmadığı, 15/05/2019 tarihli bozma ilamında belirtilen hususlarda değerlendirme yapmak üzere daha önce rapor düzenlememiş farklı üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak alınacak denetime elverişle rapor neticesinde varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle, davalının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarını incelemeksizin bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Kira bedelinin uyarlanması davalarının kabul veya reddi halinde taraf yararına vekalet ücretinin nasıl hesaplanması gerektiğine dair Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, bu gibi durumlarda aynı Tarifenin 9. maddesinde öngörülen kira tesbit davalarındaki hesaplama biçimine uygun bir yol izlenmesi mümkündür.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9. maddesinde " Tahliye davalarında bir yıllık kira bedeli tutarı, kira tespiti ve nafaka davalarında tespit olunan kira bedeli farkının veya hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı, avukatlık ücreti olarak hükmolunur. Bu miktarlar, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamaz." düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda; dava reddedildiğine göre, reddedilen kira farkının bir yıllık tutarı üzerinden, yani davalı tarafından ödenmekte olan brüt kira bedelinin hüküm altına alınması istenen brüt bedelden çıkarılmak suretiyle bulunacak farkının bir yıllık tutar üzerinden davalı yararına tarife gereğince hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan "2.175 TL" rakamının çıkartılarak yerine "15.126,38 TL " rakamının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davacıdan fazla alınan temyiz harcı ile davalıdan peşin alınan temyiz harcının iadelerine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.