"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ...’ın TMO ... Şube Müdürlüğüne bağlı .. Ekip Şefliğinde 2008-2009 yılı fındık alım kampanyasında ekip şefi, diğer davalıların ise kuruma fındık teslim eden ve fındık teslimine aracılık eden üretici ve tacirler olduklarını, fındık alımlarında usulsüzlük yapıldığı şüphesiyle yapılan incelemede satın alma şartlarına ve fındık kalite standartlarına uymayan nitelikte fındık alımı yapılıp, fazla bedel ödenmesi suretiyle kurumun zarara uğratıldığının tespit edildiğini, davalılar hakkında Giresun Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/102 Esas sayılı dava dosyası ile rüşvet almak ve vermek, kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçlarından dava açıldığını, kurumun toplam 118.071 TL zarara uğratıldığını ileri sürerek; 118.000 TL'nin dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 118.161 TL'ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; kurumun zarara uğramasında sorumlulukları bulunmadığından davalılar ... ve ... hakkında açılan davanın reddine, zararının oluşmasında suçları sabit olan davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in bakımından davanın kabulü ile 118.161 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen karar, davacı ve davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19/12/2018 tarihli ve 2018/1211 E 2018/12391 K sayılı ilamıyla; kurum ile davalılar arasında fındık satışına ilişkin sözleşme ilişkisi bulunduğu, bu nedenle her bir davalının sözleşme ilişkisi çerçevesinde oluşan zarardan sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi gerektiği, buna göre mahkemece, gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınarak her bir davalının sorumlu olduğu miktar belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, müteselsil sorumluluk esasına göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozma nedenine göre davacı ve davalıların sair temyiz itirazları incelenmemiştir.
Bozmaya uyan mahkemece; alınan bilirkişi raporları doğrultusunda 7110 kodlu fındıklarda 26.216 kg çürük fındık alınmasıyla kurum zararının 113.790 TL, 7120 kodlu fındıklarda 569 kg çürük fındık alınmasıyla kurum zararının 2.272 TL, 7130 kodlu fındıklarda 507 kg çürük fındık alınmasıyla kurum zararının 2.009 TL ve toplamda kurum zararının 118.071 TL olduğunun anlaşıldığı, 7110 kodlu üründe ... tarafından teslim edilen çürük fındık bedeli toplamının 231,82 TL, ... tarafından teslim edilen çürük fındık bedelinin 181,75 TL, ... tarafından teslim edilen çürük fındık bedelinin 216,07 TL olduğu, kalan 26.074 kg ürünün kime teslim edildiğine dair dosyada bilgi bulunmadığı, 7120 ve 7130 kodlu ürünlere ilişkin satın alma fişlerinin dosyada bulunmadığı, eski fişlerin gönderilmesi için TMO Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta istenilen bilgilere rastlanılmadığının bildirildiği, davalılarından ..., ..., ... ve ...’ın ürün tesliminde görevli oldukları, ... hakkında görevi kötüye kullanma suçunun kesinleştiği ve ekip şefi olması sebebiyle tüm zarardan sorumlu olduğu, ...'ın nitelikli dolandırıcılık suçu yanında zincirleme şeklinde rüşvet vermek suçundan kesinleşmiş cezası bulunduğu ve 231,82 TL kurum zararından ekip şefi ... ile birlikte sorumluğu olduğu, ...’un görevi kötüye kullanmaya azmettirme suçundan kesinleşmiş cezası bulunduğu ve 181,75 TL kurum zararından ekip şefi ... ile birlikte sorumluğu olduğu, ...'in 216,07 TL kurum zararına sebebiyet vermiş olduğu gözükse de kesinleşen bir cezasının bulunmadığı, aksine hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat kararının kesinleştiği ve zarardan sorumlu tutulmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 181,75 TL kurum zararının davalılar ... ve ...’dan, 231,82 TL kurum zararının davalılar ... ve ...’dan, 117.531,36 TL kurum zararının davalı ...’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacı kuruma satışı yapılan düşük randımanlı fındıklar nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, uyulan bozma ilamında da açıklandığı üzere, imzaladıkları sözleşmeler uyarınca oluşan zarardan sorumlu olan davalılar arasındaki münasebet ihtiyari dava arkadaşlığıdır.
Bilindiği üzere, ihtiyari davacı arkadaşlığında dava arkadaşı kadar dava vardır. Diğer bir anlatımla, ihtiyari dava arkadaşlarının davaları birbirinden bağımsızdır. Bu nedenle, her dava arkadaşı, kendi davası hakkında diğer dava arkadaşlarından bağımsız bir biçimde hareket edebilir. Buna göre, ihtiyari dava arkadaşlarından her biri, hükmü yalnız başına temyiz edebilir. Bu temyiz, diğer dava arkadaşlarını etkilemez.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; mahkemece davalılardan ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne dair verilen karar, davacı ve davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiş, böylece temyiz etmeyen diğer davalıların imzaladıkları sözleşmeler nedeniyle oluşan zarardan sorumlu oldukları husus kesinleşmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; hükmü temyiz etmeyen davalıların oluşan zarardan imzalamış oldukları sözleşmeler nedeniyle sorumlu oldukları gözetilerek, her bir davalının sorumlu olduğu miktar TBK m. 50/2 hükmü de gözetilmek suretiyle belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonrasında yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırıdır.
Bundan ayrı, davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'in karar başlığında taraf olarak gösterilmemesi ve bu doğrultuda gerekçede de bir açıklamaya yer verilmemesi, davaya taraf olmadığı gibi vefat etmiş olan ...'ın davalı olarak gösterilip hakkında hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.