Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7101 E. 2022/9096 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kurumun, taraflar arasındaki protokol hükümlerine göre davacının alacaklarından cezai işleme konu reçete bedellerini mahsup etmesine dair işleminin yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı hakkında birden fazla cezai işlem maddesi uygulanmış olmakla birlikte, 2016 protokolüyle 5.3.14 maddesindeki fiillere cezai işlem öngörülmediğinden, mahkemenin sadece bu maddeye dayanılarak uygulanan cezai işlemler toplamını belirleyip hüküm kurması gerekirken eksik incelemeyle hüküm tesis etmesi bozmayı gerektirmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasının bozmaya uyularak mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; Ceylan Eczanesi’nin sahibi olduğunu, taraflar arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 yılı protokolünün 5.3.14. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle Kurumca sözleşmesinin 3 ay süreyle feshedildiğini, oysaki hiçbir zaman reçete toplatmadığını ve hiç kimseden kendisine reçete yönlendirilmesi yapılmasını talep etmediğini belirterek, sözleşmesinin 3 ay süre ile feshine ilişkin işlem ile toplam 20.090,03 TL reçete bedelinin mahsup işleminin iptalini istemiştir.

Davalı; davaya konu kurum işleminin yasal mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; tanık ifadeleri ve dayanak kurum belgeleri gözetilerek davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine; Yargıtay 13. (kapatılan) Hukuk Dairesinin 05/02/2019 tarihli ve 2016/4688 esas, 2019/1274 karar sayılı kararıyla; “...6197 sayılı Kanunu'nun 6514 sayılı kanunun 36 maddesi ile 2.1.2014 tarihinde değiştirilen 24/2. maddesinde "eczacılar kendilerine reçete gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurum ve kuruluşları veya üçüncü şahıslar ile açık veya gizli işbirliği yapamaz, simsar, kurye, elamanı ve benzeri yönlendirici personel bulunduramaz, reçete toplama veya yönlendirme yapamaz, bu yollarla gelen reçeteleri kabul edemez. Bu fiilerin tesbiti halinde eczacı ile aracı kişi veya kuruluşa beşbin Türk Lirasından elli bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. Fiillerin tekrarı halinde idari para cezası daha önce verilen cezanın iki katı olarak uygulanır." düzenlemesine yer verilmiştir. O halde, eczacı lehine anılan kanunla yapılan bu düzenlemenin, somut olay açısından uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Öte yandan, 01.01.2016 tarihinde yürürlüğe giren 2016 protokolü ile, davaya konu 5.3.14 maddesi protokolün yürürlüğe girdiği 01.01.2016 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. O halde, mahkemece, gerek 6197 sayılı Kanunu'nun gerekse 2016 protokolünün anılan hükümlerinin değerlendirmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davaya konu 2012 protokolünün 5.3.14. maddesinin 01.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolü ile yürürlükten kaldırıldığından ve 2016 yılı protokolünü imzalayan davalının bu protokolün uygulanması için davalı Kuruma başvurduğundan, yapılan işlemlerin hukuki dayanağının kalmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne; davalı tarafça taraflar arasındaki sözleşmenin 3 ay süre ile feshedilmesine ve toplam 20.090,33-TL reçete bedelinin mahsubuna ilişkin olarak yapılan işlemin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1) Dosyadaki yazılara, mahkemece bozmaya uyulmuş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2)Uyuşmazlık; Kurumun, taraflar arasındaki protokol hükümlerine göre davacının alacaklarından cezai işleme konu reçete bedellerini mahsup etmesine dair işleminin yerinde olup olmadığına ilişkindir.

Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 yılı protokolünün 4.3.6. maddesinde “Protokolün (5.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedelleri ödenmez (5.3.3, 5.3.6 ve 5.3.14 maddeleri hariç). Kurumca yapılan yersiz ödemeler varsa, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte eczacının Kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir. Eczacının alacağının yersiz ödeme tutarını karşılamaması veya alacağının olmaması halinde, genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmü yer almaktadır.

Taraflar arasında imzalanmış, yukarıda bahsi geçen protokol hükmüne göre; eczacının protokole aykırı eylemleri nedeniyle cezai işlem uygulanacağı öngörülen reçete bedellerinin eczaneye ödemesi yapılmışsa, Kurumca eczacıdan geri alınacaktır. Ancak somut uyuşmazlıkta eczacının hasta yönlendirmesi yapması eylemine 2016 protokolünde artık cezai işlem uygulanması öngörülmemektedir. Hal böyle olunca Kurumun 2012 yılı protokolünün 5.3.14. maddesini uyguladığı reçetelerin bedellerini eczacıdan geri isteme hakkı yoktur. Fakat dava konusu yapılan 20.090,03 TL reçete bedeli mahsubu işlemi davacının sadece yönlendirme eylemi nedeniyle uygulanmamıştır. Davacı hakkında 2012 protokolünün 5.3.2, 5.3.5, 5.3.6 ve 5.3.14 maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle birden fazla cezai işlem tesis edilmiştir. Tüm bu cezai şart maddeleri nedeniyle de toplam 20.090,03 TL reçete bedelinin davacıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu nedenle mahkemece; Kurumun davacıya gönderdiği 30/11/2012 tarihli cezai işlem tutanağının ekinde yer alan, hangi reçete için hangi cezai işlemlerin uygulandığını gösteren listeye göre, aynı reçete için birden fazla cezai işlem maddesi uygulanmış ise bu husus da dikkate alınarak, sadece uyuşmazlık konusu 2012 protokolünün 5.3.14. maddesinin uygulandığı reçete bedelleri toplamı belirlenerek, bu miktar yönünden reçete bedellerine ilişkin davacı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’ un 440. maddesi gereğince 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.