"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ELAZIĞ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görüle alacak davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, murislerinin 30/07/1986 tarihinde vefat eden anneleri ...'den kalma arsasının kamulaştırma davası için davalı Av. ...'a vekalet verdiklerini, işbu parsellerle ilgili bedel arttırım davası açıldığını, murislerine herhangi bir bilgi verilmediğini, Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/327E.-1992/145K. ve 14/04/1992 tarihli kararıyla davanın kısmen kabulüne, kamulaştırma bedelinin 196.875,94TL arttırılmasına karar verildiğini, bu kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 1992/7546 E. ve 1992/8682 K. sayılı kararıyla onandığını, Fırat Üniversitesinin bu bedeli Av. ... adına çek düzenleyerek ödediğini, davalının vekalet yetkisini kötüye kullandığını, murisleri adına çektiği paraları kendilerine ödemediğini belirterek, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu çıkarılacak bedele göre dava değerinin tespitine, şimdilik 20.000,00TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacıların murisleri adına avukat ... tarafından 2010/536E. sayılı dosyanın dava dilekçesinde, dava konusu parsellerden 335 ada 831 ve 833 numaralı parseller yönünden bedelin tahsil edildiği, ancak müvekkillerine ödenmediğinin açıkça ifade edildiği, aynı şekilde 2010/203E. sayılı dosyada, 08/10/2012 tarihli dilekçede, ... Mah. 581 numaralı parsel yönünden de, kamulaştırma bedelinin tahsil edildiği ancak müvekkillerine ödenmediğinin bizzat mahkeme dosyasına verilen dilekçe ile kabul edildiği, yine davacılarından ... tarafından 16/11/2012 tarihli dilekçe ile davalı üniversiteye müracaat edilerek, dava konusu parsellerden dolayı kamulaştırma bedelinin ödenmesinin talep edildiği, işbu dosya incelendiğinde; aynı parsellere yönelik davanın 09/02/2018 tarihinde açıldığı, bu durumda gerek avukatlık kanununu gerekse TBK hükümleri dikkate alındığında söz konusu dilekçe tarihleri ile dava açılış tarihi arasında 5 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği, davalı tarafından da zaten süresi içerisinde zaman aşımı defiinde bulunduğu gerekçesiyle, davalı ... aleyhine açılan davanın, zaman aşımı defi nedeniyle reddine karar verilmiş; karara karşı davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacılardan ...'in murisi ...'in 15/01/2012 tarihinde, davacıların tümünün murisi ...'in ise 31/10/2009 tarihinde vefat ettiği, vefat tarihleri itibariyle vekalet ilişkisi sona erdiğinden zamanaşımı süresinin bu tarihler itibariyle işlemeye başladığı, dava 09/02/2018 tarihinde açıldığından 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan mahkemece; açıklanan gerekçe ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, Elazığ 1. AHM 2012/203 esas sayılı dosyası ile dosya ile birleştirilen aynı mahkemenin 2010/536 esas sayılı dosyasındaki bilgi ve belgeler ile ve davacı ... tarafında verilen 16/11/2012 tarihli üniversiteye müracaat tarihi esas alınarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görüldüğü gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, incelenen mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmadığından kaldırılmasına, dosyada yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, HMK'nun 353/1.b.2. Maddesi uyarınca; davanın, zamanaşımı nedeni ile usulden reddine, karar verilmiş; karar süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, vekilin özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması ve müvekkili olan davacılar murisleri adına vekaleten yapmış olduğu tahsilatın ödenmeyerek zarara uğraması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı öncelikle Avukatlık Kanunu 40. madde gereği zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. (T.B.K. md. 506/2) Eş söyleyişle, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (T.B.K.md. 508/1). Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır. Avukatlık Kanununun 40. maddesinde, “iş sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat istekleri, bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer” hükmü bulunmakta olup, bu hükümle müvekkilin avukata karşı tazminat isteminin bir ve beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmiştir.
Davacıların murislerinin vermiş olduğu vekaletnameye dayalı olarak davalı ... tarafından davacılar ve bir kısım dava dışı müşterek malikler adına Elazığ Merkez ... Mah. 581, 831, 833 numaralı parseller ile ilgili kamulaştırma bedelinin arttırılması davasının açıldığı, bu davanın Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/327E sayılı dosyasında görülerek karara bağlandığı, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davalı ... tarafından kesinleşen karar doğrultusunda söz konusu taşınmazlara ilişkin kamulaştırma bedelinin Üniversiteden tahsil edildiği, ancak bu bedelin ödenmediği gerekçesiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda öncelikle çözümlenmesi gereken husus, kamulaştırma bedelinin davalı avukata ödendiğinden davacıların haberlerinin ne zaman olduğudur.
Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/327E-1992/145K. ve 14/04/1992 tarihli kararı incelenecek olursa; Davalının ..., bir kısım davacıların ..., ... olduğu, avukatlarının ise Av. ... olduğu, davanın kısmen kabulüne, davacıların hisselerine isabet eden 235.156 liralık kamulaştırma bedelinin 197.111.100 liraya arttırılarak bedel farkı olan 196.875.944 liranın davalıdan alınarak eşit bir şekilde davacılara verilmesine karar verildiği, bu kararın onanarak kesinleştiği sabittir.
Davacılardan ... tarafından 16/11/2012 tarihli dilekçe ile davalı üniversiteye müracaat edildiği görülmüştür. ... tarafından ... Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı'na verilen 16/11/2012 tarihli dilekçe incelenecek olursa; "Kamulaştırma Müdürlüğünüzün Bütçe Daire Başkanlığınıza muhatap, 14.11.1991 tarih, 330 sayılı yazısında kamulaştırma, 14.11.1991 tarih, 4590 numaralı Tapu Sicil Muhafızlığı'nca düzenlenen Resmi Senette ise Üniversitenize 'intikalen satış' olarak belirtilen söz konusu 581, 831 ve 833 numaralı parseller için toplam 2.860.156.-TL satış/kamulaştırma bedeli belirtilmiş, Hesabı Defteri'nizin 56-78.sayfalarında ise ...'a; 1.) 56.sayfada 18.9.1992 tarihinde 619 numaralı ödeme emri ile 276.724.000.-TL , 2.) 78.sayfada 23.12.1992 tarihinde 091 numaralı çekle 545.131.000.-TL. toplam 821.855.000.-TL. ödeme yapıldığı görülmektedir. Bu itibarla; Av....'a Üniversitenizce ödeme yapılmasına esas teşkil eden ve ...'ın da Üniversitenize ibraz etmiş olması gereken vekaletname-belge vs. kayıtların gönderilmesini, Üniversiteniz tarafından kamulaştırılan ... 581, 831 ve 833 numaralı parsellere ait kamulaştırma bedelinin, Av....'a; kimler adına, ne tutarda, hangi tarihlerde ödendiği belirtir belge örneklerinin gönderilmesini, ayrıca Hesabı Defterinizde kayıtlı söz konusu 821.855.000.-TL tutarındaki ödemelerin hangi parsellerle ilgili olduğunun açıkça belirtilmesini arz ederim." denildiği görülmüştür.
İşbu yazı itibariyle davacıların davalı Av. ...'a 581, 831 ve 833 numaralı parsellere ait kamulaştırma bedelinin ödendiğinden haberdar olduklarının kabulü gerekir.
Davalı vekilden talep edilen meblağ, zararın tazminine yönelik bir talep olup, bu haliyle yukarıda belirtilen Avukatlık Kanunu'nun 40. Maddesinin mevcut olayda uygulanması gerekir. Davalının ileri sürdüğü zaman aşımı itirazı da yine bu hüküm çerçevesinde değerlendirilmelidir. Her ne kadar vekalet sözleşmesi vekalet verenin ölümü ile kendiliğinden sona ermişse de davacı mirasçılar açısından zaman aşımının işlemeye başladığı tarih zararın öğrenilme tarihidir. Tüm dosya kapsamından zararın öğrenilme tarihinin kuruma başvuru tarihi olan 16/11/2012 olduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesi kararındaki davanın reddine dair gerekçe yerinde olup, bölge adliye mahkemesince belirtilen gerekçelerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, incelenen mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmadığından kaldırılıp davanın zamanaşımı nedeni ile usulden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de sonucu itibariyle karar doğru olduğundan hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek hükmün değiştirilen gerekçe ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 07.12.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.