Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7329 E. 2022/9103 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından imzalanan adi yazılı belgeye dayanılarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, belgenin ispat gücü ve borcun varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından imzalanan ve içeriği kabul edilen adi yazılı belgenin, aksi ispat edilmedikçe kesin delil sayılacağı ve davalının borcun ödendiğini ispatlayamadığı gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BURSA 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmüne süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı, imam nikahlı eşi olan davalının 15/12/2018 tarihinde 1.500.000,00 TL borç ikrarını içeren adi yazılı belge verdiğini, davalının kendi iradesiyle ev parası ödemesi açıklamasıyla bu bedeli 31/01/2019 tarihine kadar ödeyeceğini taahhüt ettiğini ve imzalandığını, söz konusu belgenin davalı tarafından imam nikahlı eşine kendi özgür iradesiyle bir güvence olarak ev parası açıklamasıyla verilmiş olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine mezkur belgeye istinaden Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2019/3507 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, davalının itirazları haksız ve kötüniyetli olduğundan alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacı ile düzenli olmayan bir arkadaşlık ilişkisi yaşadığını, davacıya ayrılmak istediğini söylediğinde davacının bu ilişkiyi ailesine söylemekle tehdit ettiğini, iyi niyetle ayrılmak için davacının evine gittiğinde bıçak zoruyla söz konusu belgeyi aldığını, belge içeriğini alacak ve borç iddiasını kabul etmemekle birlikte söz konusu belgede rakamla 1.500.000,00 TL yazmasına rağmen yazıyla birmilyonbeşyüz Türk Lirası yazıldığını bu durumda yazıya itibar edilmesi gerektiğini, davacının hukuka aykırı olarak elde ettiği belgenin geçersiz olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

İlk derece mahkemesince; davanın bağışlama sözünün ifası amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali olduğunu, bağışlama sözü vermenin geçerliliğinin bu sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, dinlenen tanık beyanları ve davacı hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile söz konusu belgenin zorla imzalattırıldığı hususunun ispat edilemediğini, takibe dayanak belgede rakamla yazılan bedel ile yazıyla yazılan bedel arasında çelişki olması nedeniyle belgenin bağışlama sözü niteliğinde olmadığından kesin delil kabul edilemeyeceğini, yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilebileceğini, dinlenen tanık beyanlarıyla da davalının davacıya böyle bir bağışlama sözü verdiği hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine dair kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince;davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, 15.12.2018 tarihli sözleşmeye dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Somut olayda davalı söz konusu belgenin tehditle elinden alındığını iddia etmiş ise de Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 24.06.2019 gün ve 2019/20857 Esas,2019/33614 Karar numaralı dosyasından davacı hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilmiştir.

15/12/2018 tarihinde düzenlenen adi yazılı belgede aynen‘‘Ben ... 31.01.2019 tarihine kadar 1.500.000 TL (Bir milyon beş yüz TL) ödeme yapacağım .Eşim Berne Karataş’ a ödeme yapacağım ev parası ’’ yazılıdır. Söz konusu belge altındaki imza inkar edilmemiş olup belge de herhangi bir tahrifat yapılmamıştır. Bedel , hem yazı hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile gösterilen bedele itibar edilmelidir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun‘‘Adi Senetlerin ispat gücü’’ başlığı altında 205/1 maddesinde ‘‘Mahkeme huzurunda ikrar olunan veya mahkemece inkar edenden sadır olduğu kabul edilen adi senetler ,aksi ispat edilmedikçe kesin delil sayılırlar.’’ amir hükmüne yer verilmiştir.

Bu durumda, davalı borcun ödendiğini ispatlayamamıştır. İlk derece mahkemesince yanlış hukuki nitelendirme yapılarak ve ispat yükü ters çevirilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nin 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca,iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nin 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanununun 371. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.