"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalı SGK Başkanlığı arasındaki kurum işleminin iptali davasına dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 01/02/2022 tarihli ve 2021/2107 Esas – 2022/237 Karar sayılı hükmün düzeltilerek onanması hakkında Dairece verilen 01/06/2022 tarihli ve 2022/2937 Esas - 2022/5355 Karar sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, 01/11/2013–30/04/2014 tarihleri arasında Medula sistemine reçete kaydı yapıp silmek suretiyle katılım payı atlatılmış 51 adet reçetenin ... Eczanesi’nce Kuruma faturalandırılmasına iştirak ettiği, 1 adet ... Eczanesi’nce ve 5 adet ... Eczanesi’nce Medula sistemine kayıt yapılıp silinmesi suretiyle katılım payı atlatılmış reçeteleri Kuruma fatura ettiği gerekçesiyle hakkında; Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 protokolünün 5.3.15. ve 6.17. maddeleri uyarınca 141.939,13 TL tutarında cezai işlem ve 4.3.6. maddesi gereği 69,02 TL reçete bedeli tahsili işlemi uygulandığını, söz konusu işlemlerin protokole aykırı olması nedeniyle cezai şart ve reçete bedeli tahsili işlemlerinin iptalini, iptali mümkün değilse indirilmesini, mahsup edilmeleri halinde de mahsup tarihinden itibaren faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; 08/08/2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalı kurum tarafından davacıya kesilen 141.939,13 TL cezai şart bedelinin 14.250 TL'ye indirilmesine, fazla uygulanan ceza bedeli davacının davalı kurumdan alacağına mahsup edilmiş ise mahsup tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine, 69,21 TL reçete bedeline yönelik davanın reddine dair verilen kararın, davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince; protokolün 6.17 maddesinin SGK tarafından doğru şekilde uygulandığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiş; kararın, davacı tarafından temyizi üzerine, Dairece verilen 25/11/2021 tarihli ve 2021/1061 E. 2021/12031 K. sayılı ilamıyla; tarafların tüm delilleri ile 2016 ve 2020 yılı protokollerinin ilgili maddelerinin değerlendirilmesi davacının ilk mahkeme kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmadığı da dikkate alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyan bölge adliye mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile, uygulanan 141.939,13 TL cezai şart işleminin 127.698,13 TL'lik kısmının iptaline, iptal edilen cezai şart bedeli davacının alacaklarından mahsup edilmiş ise, kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine, fazlaya ilişkin cezai şart bedeli (14.250 TL) ve reçete bedeline (69,21 TL) yönelik talebin reddine, davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizce “bölge adliye mahkemesince; bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, davacı hakkında uygulanan cezai şart işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabul edilen kısmı yönünden davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.” gerekçesiyle verilen 01/06/2022 tarihli ve 2022/2937 E. 2022/5355 K. sayılı ilamına karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre; “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.”
Yukarıda açıklanan maddede belirtilen hata kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta hata olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık hatalardır. Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi Yargıtay denetimi sırasında da; uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında veya vekillerinde, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgular ile bunlara benzer durumlarda; yanlış algılama sonucu, açık ve belirgin hatalar yapılması mümkündür.
Yapılan bu açıklamalar ışığında, davacı vekili tarafından verilen karar düzeltme dilekçesinin maddi hatanın düzeltilmesi istemli olduğunun anlaşılması üzerine yapılan incelemede;
Eldeki dava ile davacı, davalı kurum tarafından uygulanan cezai şart işlemi ile reçete bedeli kesinti işlemlerinin iptalini, mümkün değilse indirilmesini, mahsup edilmeleri halinde mahsup tarihinden itibaren faizi ile tahsilinin talep ettiği, bölge adliye mahkemesince bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde davacı hakkında uygulanan cezai şart işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabul edilen kısmı yönünden davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmediği görülmüştür.
Taraflardan birisinin ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. Karşı tarafın istinafı üzerine de bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesince verilen kararın değiştirilmemesi halinde, istinaf etmeyenin temyize başvurması usulü müktesep hak ilkesine takılacaktır. Zira, istinaf mahkemesinin elinin değmediği bir kararın temyiz incelemesi söz konusu olmaz ve olmamalıdır. Dolayısıyla tarafların istinaf incelemesinin kapsamı dışında bıraktığı hususlar kendiliğinden temyiz incelemesinin de kapsamı dışında bırakılmış sayılır.
Yukarıda açıklanan hususlar ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak ilk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmedildiği ve bu hükme karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmadığı anlaşıldığından yine davacı lehine bölge adliye mahkemesince son olarak verilen karar tarihinde yürürlükte olan maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Dairemizce de bu gerekçelerle davacı yararına maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğinden bahisle düzeltilerek onama kararı verilmişse de miktarı bakımından maddi hata yapıldığı anlaşıldığından bölge adliye mahkemesince en son verilen karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri şeklinde maddi hatanın düzeltilmesi gerekmiştir.
Ayrıca davacının yargılama gideri yönünden temyiz talebi bulunmadığı halde dairemizce verilen kararda davacı yararına yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği belirtilmişse de bu hatanın sehven yapıldığı ve maddi hata niteliğinde olduğu anlaşıldığından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı da göz önünde bulundurularak davacı vekilinin maddi hata düzeltim talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 01/06/2022 tarihli ve 2022/2937 E. - 2022/5355 K. Sayılı ilamının gerekçe kısmının 2 numaralı bölümünün 4. paragrafında yer alan “yargılama gideri" ifadesinin çıkarılmasına, sonuç kısmında yer alan ve bölge adliye mahkemesi kararına eklenmesine karar verilen “ 1.800 TL” vekalet ücreti miktarının “5.100 TL” olarak değiştirilmesi suretiyle maddi hatanın bu şekilde düzeltilmesine, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.