Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7485 E. 2022/9563 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 2018 yılındaki kanun değişikliği sonrasında çiftçinin isteğe bağlı hale getirilen koruma hizmetinden ayrılma talebinde bulunmaması halinde, koruma ücretini ödemekle yükümlü olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun'un 34. maddesinde yapılan değişiklikle koruma hizmetlerinin isteğe bağlı hale gelmesi ve davalının hizmetten ayrılma talebinde bulunmadığının tespit edilmesi, davalının 2018 yılından sonraki koruma ücretlerini ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, kurumun 4081 sayılı Çiftçi Malları Koruma Kanunu uyarınca bir kamu kurumu olduğunu, davalı borçlunun 4081 sayılı Kanunun 16.maddesi uyarınca yıllık aidat ödemek zorunda olduğunu, zira davalıya ait taşınmazlara uzun yıllardır koruma hizmeti verildiğini, ödenmeyen aidatlar nedeniyle gönderilen ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını, ödenmeyen aidatlar için ... İcra Müdürlüğünün 2020/75 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetle takibe itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.

Davalı, cevap vermemiş, öninceleme duruşmasında ise adına kayıtlı zeytinlik bulunmadığını, dedesinden kalma zeytinliğinin olduğunu, zamanında zeytin kooperatifine üye olmak amacıyla kira sözleşmesi yaptığını, bu nedenle borç çıktığını, halen kooperatife üye olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, koruma ücretinin 2018 yılından itibaren isteğe bağlı hale getirildiği, davalının 2018 yılında yapılan kanun değişikliği sonrası koruma talebinin de olmadığı anlaşıldığından davanın 2018 yılına ait koruma ücreti yönünden davanın reddine, 4081 sayılı kanunun değişiklik yapılan 34. maddesinin yürürlük tarihi olan 19.04.2018 tarihi öncesine ait 2016 ve 2017 yılı koruma ücretleri bedeli olan 120,00 TL yönünden ise davanın kabulüne, dava konusu dönemlere ilişkin koruma ücretlerinin davalıya tebliğ edilmemiş olması ve alacağın belirli olmaması nedeniyle kötüniyet tazminatının reddine, karar verilmiştir.

Adalet Bakanlığının 16/09/2022 tarihli yazısında; 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanunun 34 üncü maddesinde yapılan değişiklikten sonra, davalının davacı kurumun sunduğu koruma hizmetinden ayrılma istemine ilişkin başvurusuna ve başvurunun kabulüne ilişkin bir işlem bulunduğuna dair bir iddia ve tartışma bulunmadığı, nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 17.02.2020 tarih ve Esas: 2020/56, Karar: 2020/16 sayılı 4081 sayılı Kanun kapsamında koruma hizmetlerinden ayrılma istemiyle yapılan başvuruların ilgili çiftçiler tarafından alınan koruma tedbirlerinin ne olduğu ya da ne olması gerektiği irdelenmeksizin, bir zarara uğramaları halinde koruma sandığından herhangi bir tazminat ödenmeyeceği koşuluyla kabul edilmesi gerektiği hususundaki karardan da talep ve kabulün bulunması gerektiği dikkate alındığında mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

Dava, 4081 sayılı Kanun kapsamında koruma hizmetinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, 2018 yılı kanun değişikliği sonrasında koruma hizmetinden çiftçinin sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.

4081 sayılı Kanun'un 15. Maddesinde "Koruma tarifeleri her sene koruma ve ihtiyar meclisleri tarafından mahallin örf ve adeti ile iktisadi vaziyetine ve taallük ettiği arazinin verimine, mahsulün nevine veya hayvan cinsine göre tanzim olunur.

Bu tarifeler murakabe heyetine gönderilmekle beraber aynı zamanda köy veya kasabanın münasip mahallerine de talik olunur. Alakadarlar talikten itibaren on gün zarfında koruma veya ihtiyar meclisleri vasıtasiyle veya doğrudan doğruya murakabe heyetine itiraz edebilirler. Tarifeler murakabe heyetinin tasdikiyle katileşir.

Koruma bedelleri her mahallin istihsal vaziyetlerine göre tesbit olunacak en müsait zamanda ve Tahsili Emval Kanununa göre tahsil olunur. Ancak Tahsilat Komisyonunun vazifeleri koruma ve ihtiyar meclisleri, tahsildarın gördüğü işler koruma heyeti reisinin veya muhtarın tensip edeceği kimse tarafından ifa olunur.

Koruma tarifesi bir senelik bekçi ücretlerinden başka peşin olarak ödenecek zarar ve ziyanlarla masraf karşılığı olarak bekçi ücretlerine yüzde 30 u geçmemek üzere yapılacak bir ilaveyi karşılayabilecek şekilde tanzim olunur." ve yine aynı kanunun 16. Maddesinde "Köy sınırları veya ikinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı saha içindeki ekilmiş arazi ile bağ, bahçe veya ağaçlıklara fiilen tasarruf etmekte olanlardan ve gelip geçici olmayan ve kendi hayvanlarını idare edecek kadar şahsına ait veya icarla merası bulunmayan sürü sahiplerinden 15 inci maddede gösterilen tarifede yazılı senelik koruma parası veya bunun mukabili olan mahsul veya mal alınır. Koruma parasına tabi olanların bunun miktarı hakkında kendilerine veya ikametgahlarına yapılacak tebliğden itibaren on gün zarfında murakabe heyetine itiraz hakları vardır." şeklinde yapılan yasal düzenlemelerle koruma hizmetlerinin kapsamı ve ne şekilde ücretlendirileceği düzenlenmiştir. Ayrıca 4081 sayılı Kanun 34. Maddesinde 19.04.2018 tarihli değişiklikten önce "Kamu kuruluşları ile gerçek veya tüzel kişilere ait tarımsal işletmelerin kendi koruma tedbirlerini almaları durumunda, bu işletmelerden koruma ücreti alınmaz ve bu işletmelere koruma sandığından herhangi bir tazminat ödenmez." şeklinde düzenleme mevcut iken 19.04.2018 tarihli değişiklikle "Bu kanun kapsamındaki koruma hizmetleri, hizmet alanların isteğine bağlı olarak alınır. Kamu kuruluşları ile gerçek veya tüzel kişilere ait tarımsal işletmelerin kendi koruma tedbirlerini almaları durumunda, bu işletmelerden koruma ücreti alınmaz ve bu işletmelere koruma sandığından herhangi bir tazminat ödenmez." şeklinde düzenleme yapılmış ve koruma hizmetlerinden faydalanma hususu isteğe bağlı hale gelmiştir.

Söz konusu düzenlemeler somut olay özelinde değerlendirildiğinde; davalı tarafından koruma hizmetinden ayrılma hususunda dilekçe verilmediği, 17.05.2021 tarihli ... Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığının yazı cevabında da davalının üyeliğinin halen devam ettiği ve 2015-2020 yıllarına ait aidat borcunun olduğu, ekli bütçede de koruma hizmetine ilişkin bedellerin de yer aldığı ve davalının 2018 yılına ait koruma hizmetinden faydalanmasının da devam ettiği anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece, 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanunun 34 üncü maddesinde yapılan değişiklikten sonra, davalının davacı kurumun sunduğu koruma hizmetinden ayrılma istemine ilişkin başvurusuna ve başvurunun kabulüne ilişkin bir işlem bulunduğuna dair bir iddia ve tartışma bulunmadığı, nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 17.02.2020 tarih ve Esas: 2020/56, Karar: 2020/16 sayılı kararında "...4081 sayılı Kanun'un 34. maddesinin değiştirilmesine ilişkin bilgiler bir bütün halinde değerlendirildiğinde; 4081 sayılı Kanun kapsamındaki koruma hizmetlerinin, hizmet alan çiftçinin isteğine bağlı olduğu, kamu kuruluşları ile gerçek veya tüzel kişilere ait tarımsal işletmelerin, söz konusu hizmetten yararlanmak istememeleri durumunda ise, bu işletmelerden koruma ücreti alınmayacağı ve bu işletmelere koruma sandığından herhangi bir tazminat ödenmeyeceği anlaşılmaktadır..." şeklinde karar verildiği, davalının söz konusu hizmetten ayrılmaya ilişkin dilekçesinin olmadığı, davalının koruma hizmetinden faydalanmasının devam ettiği dikkate alınarak hüküm tesis edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 19.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.