"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıdan 09.05.2013 tarihinde dava konusu volkswagen golf otomobili satın aldığını, aracın farklı tarihlerde arızalar verdiğini, sürekli servise başvurduğunu belirtmiş ve aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek; aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının şikayetlerinin giderildiğini,araçta yenisi ile değişimini gerektirecek veya değer kaybına sebep olacak ya da onarımı mümkün olmayan hiçbir arıza veya ayıbın söz konusu olmadığını beyanla davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı yanın temyizi üzerine, Yargıtay( kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’ nin 11/12/2018 tarih ve 2016/14953e. 2018/11989 k sayılı ilamıyla ’---- bilirkişi raporunda dava konusu aracın ayıplı olmadığı mütalaasında bulunulmuş olmasına ve bilirkişi raporunda meydana gelen arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılacak arızalar olmadığını belirtmiş olmakla birlikte Mahkemenin bilirkişinin hukuki mütalaa yaptığı bu görüşüne katılmadığı, araçta inceleme tarihi itibarıyla halen bir arıza saptanamamış ise de, satın alındığı tarihten itibaren ilk bir yıl içinde 8 kez arıza sebebiyle aracın servise götürülmüş olması, belirli bir süre aracın tamiri için kullanılamamış olması, dolayısıyla araçtan sürekli yararlanamama koşulunun gerçekleştiği, ayrıca garanti süresi içerisinde ürünün 4 defa arızalanmasının tüketicinin seçimlik haklarını kullanması için yeterli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilmiştir.----- hüküm gerekçesinde bilirkişinin bu tespitlerine yer verilmiş olmasına rağmen devamında zaten ayıpsız olduğu tespiti yapılan dava konusu aracın, teknik bilgi gerektiren konuda bilirkişi raporunu aşacak şekilde ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan ayıplar nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değişimi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Dosya kapsamında bulunan servis kayıtları ve bilirkişi raporu tespitlerine göre sis farının içerisine su sızması,
direksiyon simidinin dikişlerinin sökülmesi, kontak anahtarının çalışmaması, bagajdan içeri ses gelmesi, sağ kapı aydınlatması vb gibi şikayetler ile servise başvurulmuş, servis tarafından söz konusu edilen şikayet konuları bedelsiz olarak giderilmiştir. Mahkemece servise başvuru sayısı baz alınarak davanın kabulü cihetine gidilmiş ise de; ufak çaplı, kolayca giderilebilir, kullanıcı kaynaklı ortaya çıkıp çıkmadığı belirlenmemiş arıza/şikayet konularının araç değişimini gerektirip gerekmediği husunda yanılgıya düşülmüştür. ----mahkemece gerekirse bilirkişi görüşüne başvurulmak suretiyle araçta tespiti yapılan bu arıza/şikayet konularının aracın değeri üzerinde ortaya çıkaracağı azalmayı belirlemek suretiyle ve bu değer kaybı ile aracın değeri arasında hakkaniyet ilkeleri ışığında bir değerlendirme yapmak suretiyle, davacının seçimlik haklarından aracın misliyle değiştirilmesi hakkını kullanmasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, tarafların hak ve menfaatleri değerlendirilerek aşırı bir dengesizliğe neden olacağı, var ise araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından bedel indirim uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilerek sonucuna göre bir karara varılması gerekirken bu husus yerine getirilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamış tenkitle yetinilmiştir.--’gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; ‘--alınan bilirkişi raporu ve yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bozma öncesi ve bozma sonrası alınan tüm bilirkişi raporlarında dava konusu aracın ayıplı olmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar değer kaybı hesaplamaları bakımından raporları birbiri ile uyumlu olmasa da araç üzerinde mevcut bir ayıp bulunmadığından davacının TKHK 11. Maddesi kapsamında seçimlik haklarını kullanamayacağı kanaatine--- ‘ varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı yan temyiz yoluna başvurmuştur.
Bozma sonrası mahkemece alınan bilirkişi raporlarından; tek makine mühendisinden alınan raporda ‘--*Sağ sis farına su girme sorunu, Direksiyon simidi dikişlerinde soyulmalar, Arka havalandırma yönlendirmesinin çalışmaması sorunu, Kontak anahtarının kontağı açmama sorunu, Bagajdan, stabilize yolda ses gelmesi sorunu, Vitesteyken araç yürümeme sorunu, Sağ kapı aydınlatması sorunu, Anahtar pimi yerinden çıkması sorunu, Kontak anahtarı kontak piminde çıkma sorunu ,Araç çalışmama sorunu, Depo kapağı kilitlenmeme sorunu nedeniyle, aracın değerinde %5 oranında bir azalma olabileceği,--’ bildirilmiştir.
Yine mahkemece, üç kişilik makine yüksek mühendisinden oluşan heyetten alınan raporda ‘--Dava konusu Volkswagen Golf 1.6 TDİ. BMT 105 PS Comfortline tipi ... Şasi numaralı araçtaki arıza/şikayetlere ilişkin dava dosyasının incelenmesi sonucunda; araçta tespiti yapılan arıza/şikayetlerin araçta değer kaybına yol açmadığına -- ‘ dair görüş bidirmişlerdir .
Dosyaya kazandırılan bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesine talimat yazılarak; otomotiv mühendisi , makine mühendisi ve elektrik- elektronik mühendisinden oluşan heyetten alınan raporda ‘-Davaya konu araçta ortaya çıkan şikâyet/arızaların yetkili serviste ücretsiz onarıldığı diğer bir deyişle tüketicinin ücretsiz onarım seçimlik hakkını kullandığı, aynı şikayetlerin tekrar ortaya çıkmadığı bu bağlamda davaya konu aracın ayıplı olmadığı, Dava tarihinden önce ücretsiz olarak değiştirilen mekatronik nedeniyle davaya konu aracın 2. el değerinde dava tarihi itibariyle 1.000,00 TL düşüş olacağı, Dava tarihinden sonra 13.02.2015 tarihinde motorun kısmi revize edilmesi nedeniyle değerinde 1.500,00 TL düşüş olacağı, ancak söz konusu değer kaybının dava tarihinden sonra meydana geldiği-’ yönünde mütalaa bildirilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle son bilirkişi raporunda da tablo halinde belirtilmiş olan işlemlerinin incelenmesinde; Davacının 29.04.2013 tarihinde aracı satın aldığı, Sağ sis farına su girmesi, Direksiyon simidi dikişlerinde soyulmalar, arka havalandırma yönlendirmesinin çalışmaması, Vitesteyken aracın yürümemesi, depo kapağının kilitlenmemesi--vs sorunlarıyla aracı ile ilgili olarak farklı tarihlerdeki servise başvurduğu ancak dava açıldıktan sonraki tarihlerde de kontak anahtarı kontak piminde çıkması, aracın çalışmayıp çekici ile servise getirilmesi, motor yağı ikaz lambasının yanması, motor uyarı lambasının yanması ve aracın gaz yememe şikayetleriyle arızaların sürdüğü ve dava açıldıktan sonrada motor kapağı sökülerek tamirat yapıldığı dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır.
Mahkemece dosyaya kazandırılmış olan bilirkişi raporlarında, dava konusu araçta genel teknik kabuller ölçeğinde aracın kullanımını engelleyen bir durumun olmadığı ve araçtan yararlanmanın süreklilik arz edip etmediği, yeni model bir araçta bu kadar fazla arızanın çıkmasının normal olup olmadığı ile birlikte arızaların kullanıcı hatası mı yoksa üretim hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin bir açıklamada bulunmamıştır .
Bu nedenle, yukarıda açıklanan şekilde, konusunda uzman Üniversitede görevli üçlü bilirkişi kurulu’ndan, gerekçeli, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak, ayıpların niteliği doğrultusunda davacının seçimlik hakları yönünden değerlendirilip tartışılmak üzere bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de , dava konusu aracın Değer kaybının hesaplanması konusunda ayıp nedeniyle satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek değerlendirme yapılması gerekirken, raporlar arasındaki çelişki giderilmemesi de doğru olmamış tenkitle yetinilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.