"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi
SAYISI : 2021/462 E., 2022/178 K.
DAVA TARİHİ : 02.11.2015 - 10.11.2021
KARAR : Asıl ve birleşen davanın kabulü
Taraflar arasındaki asıl davada sözleşmenin iptali ve alacak - birleşen davada tapu tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı asıl ve birleşen davada davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmakla duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçelerinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı asıl davada; davalı Termal Saray Otel İşletmeciliği Tur. İnş. Paz. A.Ş. temsilcileri tarafından 07.06.2015 tarihinde devre tatil tanıtım amaçlı Yalova'ya götürüldüğünü, hiç niyeti olmadığı halde psikolojik baskı yapılarak devre tatil sözleşmesi imzalatılıp sözleşmeye konu bedelin davalıya ödendiğini, 21.10.2015 tarihinde cayma bildirimi gönderildiğini, sözleşme imzalanması sırasında detaylıca inceleme imkanı verilmediğinden sözleşme incelendiğinde kendisine söylenenlerle sözleşmedeki hususların farklı olduğunun tespit edildiğini, davalı karşı güveninin sarsıldığını, bugüne kadar tatil hizmetinden de yararlanmadığı halde ödediği 15.000 TL 'nin tarafına iade edilmediğini ileri sürerek dava konusu devre tatil sözleşmesinin iptali ile ödediği 15.000 TL 'nin avans faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Bozmadan sonra birleştirilen davada davacı; tapu devrini yapan şirkete karşı dava açılması bakımından mahkemece süre verildiğini, sözleşmenin iptali ile devredilen tapunun davalı önceki malik adına iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Termal Saray Otel İşletmeciliği Tur. İnş. Paz. A.Ş.; davacı ile aralarında devre mülk hakkına ilişkin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığını, genel mahkemelerin görevli olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen psikolojik baskı, dayatmaca, sözleşmeyi inceleme imkanı verilmediği gibi iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, gayrimenkule ilişkin tüm bilgiler detaylıca verildikten sonra sözleşmenin imzalandığını, mevzuatta ve sözleşmede davacının cayma hakkı düzenlenmediğini, aksinin kabulü halinde dahi cayma hakkının süresinde kullanılmadığını, davacının, tesisten yararlanmadığı için sözleşmeden her zaman cayabileceğinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça ispatlanmış bir kusuru bulunmadığını, tesisin bir kısmının tamamlandığı bir kısmında ise inşaatın devam ettiğini, davacının 4.500 TL ödeyerek tapusunu teslim aldığını savunarak davanın usulden ve esastan reddini dilemiştir.
2. Birleştirilen dosyada davalı ... Turizm İnşaat Oto Kiralama ve Danışmanlık Hizmetleri Tic. A.Ş.; davanın tefrik edilmesini, davalı yönünden davacının tüketici sıfatına haiz olmadığını, görevli mahkemenin genel mahkemeler, yetkili mahkemelerin de İstanbul mahkemeleri olduğunu, sözleşmede imzası bulunmadığından davanın husumetten reddini, bedel iadesi istenilemeyeceğini savunarak davanın usulden ve esastan reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 16.02.2016 tarihli ve 2015/880 E., 2016/147 K. sayılı kararla; resmi şekle uyulmaksızın yapılan sözleşmenin feshine, ödenen 15.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının avans faizi talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 19.10.2017 tarihli ve 2016/30487 E., 2017/9755 K. sayılı ilamıyla sair temyiz itirazları incelenmeksizin; "...Mahkemece, devri gerçekleştirilen tapu bulunduğu halde sözleşmenin iptaline ilişkin hüküm kurulup, söz konusu taşınmazın tapusunun davacı üzerinde bırakıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar taşınmaz devrini içeren sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz ise de taşınmazın tapusunun verilmesi ile geçersiz olan sözleşme geçerlilik kazanacaktır. Bu durumda, mahkemece davalı tarafından tapunun davacıya devredildiği anlaşıldığından yapı kullanma izin belgesinin olup olmadığı ve devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. " gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan mahkemece 27.08.2018 tarihli ve 2018/41 E., 2018/202 K. sayılı kararla, davanın kabulüne sözleşmenin iptaline, davacının iptal edilen sözleşme kapsamında davalı şirkete ödemiş olduğu 15.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmenin iptali nedeniyle davacı adına olan tapu kaydının iptali ile aynı hisse oranıyla önceki malik ... Turizm İnşaat Oto Kiralama ve Danışmanlık Hizmetleri Tic. A.Ş. adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 17.02.2021 tarihli ve 2020/4376 E., 2021/1571 K. sayılı ilamla, sair temyiz itirazları incelenmeksizin " Tapu kayıtlarına göre taşınmazın Yalova İli yargı çevresine bağlı Termal İlçesi’nde bulunduğu anlaşıldığına göre mahkemece, sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesine karar verilen taşınmazın Yalova ilinde yer aldığı gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 12/1. maddesi gereğince taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıkların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde çözülmesi hususunda kesin yetki söz konusu olduğundan yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. " gerekçesiyle bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece 26.05.2021 tarihli ve 2021/222 E., 2021/305 K. sayılı kararla, davada tapu iptali ve tesciline ilişkin değerlendirme yapılması gerekmekte olup bu husus gayrimenkulün aynına ilişkin olduğundan bu davalarda HMK'nın 12/1 inci maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olduğu dikkate alınarak davanın usulden reddine, davaya bakmaya Yalova Tüketici Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiştir.
D. Yetkili Mahkemece Bozma Üzerine Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, davacının tüketici olması nedeniyle genel mahkemelerin görevli olduğu savunmasına itibar edilemeyeceği, sözleşmede davacıya bir hafta konaklama imkanı verilmiş olup tanınan sürenin 15 günden az olduğu, imzalanan devre mülk sözleşmesinin resmi senede eklenip tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmediği, davaya konu sözleşmenin devre dayanak olmadığı, ilgili devrin Kat Mülkiyeti kanuna uygun bir devir de olmadığı, bundan ayrı sözleşme ile davacıya 424 ada, 23, 24, 25, 26 ve 27 parsel sayılı 5 farklı taşınmazın 7/3650 hisse devrinin yapılacağı belirtildiği halde yalnızca bu taşınmazların birinin üzerinde kurulu bir bağımsız bölümden hisse devri yapıldığı, bu itibarla sözleşmeye göre edimin yerine getirilmediği, davacının taşınmazı kullanmaması nedeniyle tecrübe ve muayene koşulunun da gerçekleşmediği, tapu devredilmiş olsa dahi davacının cayma hakkının bulunduğu gerekçeleriyle, asıl davanın kabulü ile sözleşmenin ve bağlı protokollerin iptaline, alacak yönünden davanın kabulü ile ödenen 15.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; birleşen davanın kabulü ile davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... Turizm İnşaat Oto Kiralama ve Danışmanlık Hizmetleri Ticaret A.Ş. adına tapuda kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilleri ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl davada davalı vekili; Davacı tarafın sözleşmeyi benimsediğini, gerekçede yer verilen '' davalının tatil sağlama edimini ifa imkanının fiilen mümkün olmadığı'' ifadelerin yeterli inceleme yapılmadığını gösterdiğini, davacı tarafın tesisi kullanabildiğini, sözleşmede haftanın nitelik olarak belirlendiğini, yani kişi sayısı ve dönem olarak belirlendiğini, fakat belli bir daire ya da blokta kullandırılacağına ilişkin bir taahhüt bulunmadığını, hisseli gayrimenkul ve devre tatil satışlarında hissenin, sadece üyeleri değişim sistemine dahil ederek bir hafta tatil sağlandığını, tatil haftasının hissenin verildiği odaya özgü olmadığını, sözleşmede tatil yapılacak haftanın hangi dairede hangi blokta kullanılacağının kararlaştırılmadığını, davacının tatilini ister tesiste isterse RCI sistemine kayıtlı otellerde kullanabileceğini, yani müşteriye bir hisse vermek ve sözleşmede yazılı nitelikte bir hafta tatil kullandırmayı taahhüt ettiğini, ayrıca tapu sicil müdürlüğünde de devre mülk tapusu alamayacakları sadece hisse devri yapılacağı hususunda bilgi verilerek ilan edildiğini, gerekçede yer verilen hesaplamanın kabul edilemeyeceğini, sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olmadığını, taraf iradelerinin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olarak tecelli ettiğini, ödemenin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, tapuda devir gerçekleştiğine göre sözleşmenin tarafları bağladığını, davacının cayma hakkını kullanmasında iyiniyetli olmadığını, cayma hakkının da süresinde kullanılmadığı gibi bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleşen davada davalı vekili; davacı ile imzalanan sözleşmede taraf olmadığından davanın pasif husumetten reddini, yetkili mahkemenin yerleşim yeri olan İstanbul mahkemeleri olduğunu, görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğundan davanın asıl davadan tefriki gerektiğini ileri sürerek kararın usulde ve esastan bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada devre mülk sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin iadesi; birleşen davada, iptal edilen sözleşme nedeniyle tapunun iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Devre mülk hakkı, 10.6.1985 tarihli 3227 sayılı Kanun’la 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na eklenen hükümlerle kabul edilmiştir. Anılan Kanun'un 58 inci maddesinde devre mülk hakkının, ancak mesken nitelikli, kat mülkiyetine veya kat irtifakına çevrilmiş yahut müstakil yapılarda kurulabileceği belirtilmiştir. Buna göre, devre mülk hakkının kurulabilmesi için yapının kat mülkiyetine veya kat irtifakına çevrilmiş bir bağımsız bölüm veya müstakil bir yapı olması ya da müstakil bir yapı söz konusu ise, bu yapının paylı mülkiyet şeklinde mülkiyet konusu olması gerekir. Çünkü, devre mülk “müşterek mülkiyet payına bağlı” bir irtifak hakkı (yararlanma hakkı) olarak kurulabilir. Devre mülk hakkının kurulabilmesi için Tapu Sicil Muhafızlığında resmi senet düzenlenmesi zorunlu olup (KMK m 60 ve 61), devre mülk hakkının yılın belli dönemlerine ayrılması ve 15 günden daha az süreli olmaması gerekir (KMK. M. 59).
2. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde genel olarak devre tatil sözleşmesi düzenlenmiş, ayni hakka dayalı sözleşmeler devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet veya hisseli gayrimenkul sözleşmesi olarak, şahsi hakka dayalı sözleşmeler ise, devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilmiştir.
3. Nitekim TBMM Devre Mülk ve Devre Tatil Sektörlerinde Yaşanan Mağduriyet İddialarının Araştırılması ve Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonunun 08.01.2019 tarihli tutanaklarına göre de (www.tbmm.gov.tr /develop/owa/ komisyon_tutanakları), komisyonda görüş bildiren yetkililer devre tatil sözleşmesinin şahsi hak olarak nitelendirilebilecek olanlarının devre tatil sistemleri, diğerlerinin de ayni hak tanıyan, kişiye mülkiyet hakkı tanıyan ve onun üzerinde sınırsız tasarruf imkânı veren devre mülk sistemleri olarak iki ana gruba ayrıldığını, devre mülk sistemlerinin de kendi içerisinde devre mülk, ya da müşterek mülkiyet payına bağlı olarak paylı sistem, dönem mülk veya hisseli gayrimenkul olarak tanımlandığını açıklamışlardır.
4. 6502 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasında devre tatil sözleşmesinin tanımı yapıldıktan sonra ikinci fıkrada devre tatil sözleşmesi ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni hak olmasının bu maddenin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiştir. Bu Kanun'un 50 nci ve 84 üncü maddelerine dayanılarak çıkartılan Devre Tatil Yönetmeliğinin 1 inci maddesinde, Yönetmeliğin amacının, taşınmazların yılın belirli bir dönemine ilişkin kullanım hakkının devrine ya da devri taahhüdüne ilişkin sözleşmelere uygulanacak usul ve esasları düzenlemek olduğu, kapsam başlıklı ikinci maddesinde ise, bu yönetmeliğin devre tatil, ön ödemeli devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti, değişim ve yeniden satış sözleşmelerini kapsadığı, devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olmasının yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, bu yönetmeliğin uygulanmasında, devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet, hisseli gayrimenkul satışı ve benzeri isimler altında yapılan ve tapu tesciline konu edilen satışlara ilişkin sözleşmelerin, bir yıldan uzun süre için kurulması ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanıması halinde devre tatil sözleşmesi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, ilgili yönetmeliğin sadece devre tatil sözleşmelerine değil, aynı zamanda devre mülk sözleşmelerine ve diğer devre tatil temelli sözleşmelere de uygulanabileceği anlaşılmaktadır. Tanımlar bölümündeki 4. maddenin (ç) bendinde ise devre mülk hakkı 23.06.1965 tarihli ve 634 sayılı KMK’nun Devre Mülk Hakkı başlıklı sekizinci bölümünde düzenlenen hak olarak tanımlanmıştır.
5. Devre mülk hakkı 634 sayılı KMK’nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir hak olup, bu hak gayrimenkul hisse devri vaadi de içerdiğinden devrin anılan yasa hükmü ile TMK'nun 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26 ncı ve Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri geçersizdir. Geçersiz sözleşmenin bulunması halinde taraflar birbirlerine verdiklerinin iadesini her zaman talep edebilirler. Ancak taraflar arasında haricen düzenlenen sözleşme sonucunda tapuda devir yapılmış ise, geçersiz sözleşme geçerli hale gelecektir.
6. 6502 sayılı Kanun’un 50/9 uncu maddesinde devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı olduğu, son fıkrada ise, maddede düzenlenen hususlarla ilgili uygulama usul ve esaslarının yönetmelikte düzenleneceği belirtilmiştir. Yönetmeliğin 7 nci maddesinde, tüketicinin bu yönetmelik kapsamında düzenlenen sözleşmelerin kurulmasından itibaren on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma hakkına sahip olduğu, 8 inci maddede, cayma hakkının kullanıldığına ilişkin bildirimin ayni hakka konu taşınmaza ilişkin sözleşmelerde noterlikler aracılığıyla satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmesi gerektiği, 9/3 hükmünde, tüketicinin devre mülk hakkı veren sözleşmelerden cayma hakkını kullanması durumunda tüketiciye iade edilmesi gereken tutarın ve borç altına sokan her türlü belgenin bildirimin ulaştığı tarihten itibaren en geç ondört gün içinde tüketiciye iade edileceği, 10 uncu maddede ise, tüketicinin eksik bilgilendirilmesi halinde, satıcı veya sağlayıcının 5 inci maddenin birinci ve üçüncü veya 6 ncı maddenin birinci ya da 8 inci maddenin ikinci fıkralarında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket etmesi durumunda, tüketicinin cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı olmadığı, bu sürenin her halükarda cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona ereceği, birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerin bir yıllık süre içinde yerine getirilmesi halinde ise on dört günlük cayma hakkı süresinin, bu yükümlülüklerin gereği gibi yerine getirildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı belirtilmiş, ayni hakka konu taşınmazın ön ödemeli satışını düzenleyen 15/3 üncü maddesinde ise, kat mülkiyetine konu taşınmazın tüketici adına tescili veya kat irtifakına konu taşınmazın tüketici adına tapu siciline tescil edilmesiyle birlikte taşınmazın zilyetliğinin devri ile teslim veya devrin gerçekleşmiş kabul edileceği, taşınmazın kullanıma hazır bir şekilde tüketiciye zilyetliğinin devredilmesi gerektiği, aksi halde, teslimin gerçekleşmemiş sayılacağı düzenlemesi getirilmiştir.
7. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
8. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİB)
9. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un (6100 sayılı Kanun) "Taleple bağlılık" başlıklı 26 ncı maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, tesisin davacı tarafça kullanıldığına dair dosya arasında delil bulunmadığına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere yukarıda açıklanan mevzuat ve değerlendirmelere göre fesih koşulunun oluştuğunun anlaşılmasına göre; davalı Termal Saray Otel İşletmeciliği Tur. İnş.Paz. A.Ş. vekilinin tüm, diğer davalı ... Turizm İnşaat Oto Kiralama ve Danışmanlık Hizmetleri Tic. A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Asıl davada; davacı ..., ödediği 15.000 TL'nin davalı Termal Saray Otel İşletmeciliği Tur. İnş.Paz. A.Ş.'den tahsilini talep etmiş olmasına rağmen, mahkemece bedelin her iki davalıdan tahsiline hükmedilmesi suretiyle taleple bağlılık kuralının ihlal edilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasını gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Termal Saray Otel İşletmeciliği Tur. İnş.Paz. A.Ş. vekilinin tüm, diğer davalı ... Turizm İnşaat Oto Kiralama ve Danışmanlık Hizmetleri Tic. A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı ... Turizm İnşaat Oto Kiralama ve Danışmanlık Hizmetleri Tic. A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazının kabulü ile; temyiz olunan asıl davada Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (2), (3), (4) ve (6) nolu bentlerinin hükümden çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla;
"(2)Alacak yönünden davanın kabulü ile davacı tarafından ödenen 15.000 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte asıl davada davalı Termal Saray Otel İşletmeciliği Tur. İnş. Paz. A.Ş.'den alınarak davacıya ödenmesine,
(3)Alınması gereken 59,30 TL başvuru harcı ile 1.024,65 TL nispi karar ilam harcının asıl davada davalıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,
(4)Davacı tarafından yapılan 1.293,65 TL yargılama giderinin asıl davada davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
(6)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 2.250 TL vekalet ücretinin asıl davada davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine," ifadeleri yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.