"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1896 E., 2022/2374 K.
KARAR :Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/253 E., 2022/189 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; kardeşi olan davalıların murisi ... ile babalarından kalan kasap dükkanını adi ortaklık şeklinde işlettiklerini, davalıların bu adi ortaklık halini kabul etmeyerek dürüstlük kurallarına aykırı davranmakta olduğunu, bu nedenle davalılar aleyhine adi ortaklığın tespiti davasını açmak gerekliliği doğduğunu, öncelikle 18.05.1978 tarihli adi ortaklığın tespiti ardından 2005 yılından itibaren ...ın ayrılması ile başlayan üçüncü ortaklık döneminin tespiti, 2018 yılında davalıların murisi ......'nın kanser olması sonucu kurulan ... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile gerçekleşen dördüncü ortaklık döneminin tespiti için Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılmış olduğunu, anılan davanın çözümlenmesinin davanın akıbeti için beklenmesi gerektiğini, geçecek zaman dilimi içinde şu an mirasçılar adına kayıt ve tescilli olan davaya konu taşınmazların üçüncü kişilere satış ya da devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek; davalıların murisi adına kayıtlı olan ana dükkan ile depo niteliğindeki iki adet bağımsız bölümün mevcut tapu kaydının iptali ile adına ortaklıktaki hissesi olan %40 oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar ..., ..., ...; başka bir mahkemede adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talep edilmişken, huzurda görülmekte olan tapu iptal tescil davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından da iddia olunan ortaklığın var olup olmadığına ve mal varlığına ilişkin karar verileceğini, her iki davada uyuşmazlık konusunun, tarafların ve taleplerin aynı olduğunu savunarak, davanın öncelikle usulden reddini istemişlerdir.
2. Davalı ...; davacı amcasının şirkete bir ortaklığının bulunmadığını, amcasının işletmede sigortalı olarak çalıştığını, aynı zamanda İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/284 E. sayılı dosyasında adi ortaklığın tespiti ve tasfiyesinin davacı tarafından talep edildiğini, aynı ortaklığa ait olduğu iddia edilen taşınmazların bu dosyada talep edilmesine derdestlik itirazlarının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında var olduğu iddia edilen adi ortaklığa ait taşınmazların tapu iptal ve tescilinin talep edildiği, adi ortaklığın feshi talep edilen Mahkeme nezdinde tespit edilip, fesih şartları oluştuğu taktirde adi ortaklık feshedildikten sonra adi ortaklığın mallarıyla ilgili tasfiye işleminin yapılabileceği, adi ortaklığının feshinin tasfiye işlemi için ön şart olduğu, Mahkeme nezdinde adi ortaklığın feshi talep edilmediği gerekçesiyle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/632 E. sayılı dosyası nezdinde derdest olan davanın bekletici mesele yapılması gerekirken; dava şartlarından hiçbiri ile ilgisi olmayan bir nedenle davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının adi ortaklığa ait taşınmazların tescilinin talep etmesinin, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi anlamına gelmesi nedeniyle davacının bu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı, Mahkemece davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin sonucu itibarı ile doğru olduğu gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklığa ait olup davalıların murisi adına tescil edildiği iddia edilen taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacının adi ortaklıktaki payı oranında adına tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Medeni usul hukukunda hukuki yarar; mahkemede bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta ve mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının davayı açtığı tarih itibariyle dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 üncü maddesinin gerekçesinde de; "...Maddenin birinci fıkrasının (h) bendinde ise davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava şartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıştır. Burada sözü edilen hukukî yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukukî korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hâli hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse onun hukukî yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir..." yönünde açıklamalara yer verilmiştir. Öte yandan bu yararın "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması da gerekir (Hanağası, E.: Davada Menfaat, ... 2009, s.135).
2. Hukuki yarar dava şartlarından olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan, olumlu dava şartları arasında sayılmaktadır.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar; uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve davacı adi ortaklığın feshini daha önce açmış olduğu davada talep ettiğinden bu davayı açmasında hukuki yararının olmadığının anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun bulunmakla davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı fazladan alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.