Logo

3. Hukuk Dairesi2022/784 E. 2022/4352 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya banka havalesiyle gönderilen paranın borç mu yoksa emanet mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Banka dekontlarında "emaneten gönderilen" ibaresinin bulunmasının paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli olduğu, aksinin ispat yükünün davalıda olması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalının hesabına emanet olarak, 30/06/2016 tarihinde gönderilen 155.000 TL'nin iadesi için 20/07/2016 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, verilen süre içerisinde borç ödenmediğinden davalı hakkında takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı; yapılan ödemenin dava dışı Unlu Mühendislik Ltd. Şti. nin keşidecisi olduğu, şirket yetkilisi ... ...’ın ciro ettiği, ... Ltd. Şti. nin hamil sıfatıyla bankaya ibraz ettiği çekin karşılıksız çıkmazı üzerine, çekin takibe konulmaması için 180.000 TL çek bedeline karşılık alacaklıya ödenmek üzerine hesabına yapılan ödeme olduğunu, hesabına gönderilen 155.000 TL’nin aynı gün ... Ltd. Şti. yetkilisi ... ... hesabına çek bedeli olarak gönderildiğini, tarafların davaya konu para havalesi ile ilgisi olmadığını, her iki tarafın banka hesaplarını dava dışı kişilere kullandırdığını, borcun tarafı olmadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince; davacının, davalıya 30/06/2016 tarihinde 100.000 TL ve 55.000 TL parayı havale işlemi ile gönderdiği, söz konusu havale işlemlerinin açıklamasında paranın borç ya da ödünç olarak gönderildiğine ilişkin herhangi bir açıklamasının mevcut bulunmadığı, kural olarak banka dekontlarının ve havale işlemlerinin borç ödemenin ispatı olarak varsayılabileceği, davacının davalıdan alacağı olduğuna ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; davalının gönderilen paraya ilişkin yaptığı detaylı açıklamaların ve bildirdiği delillerin birbiriyle uyumlu, tutarlı ve havale dekontlarında yer alan "emaneten gönderilen" ibaresi de göz önünde bulundurulduğunda taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi açıklayıcı nitelikte olduğu, davacının söz konusu 155.000 TL'yi davalıya borç olarak verdiği iddiası ile ilgili hiçbir açıklama yapmadığı, banka dekontu dışında bir delile de dayanmadığı, dolayısıyla davacının iddiasını yasal delillerle ispat edemediği ve yemin deliline de dayanmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı tarafından 30/06/2016 tarihinde " emanet gönderilen" açıklaması ile 100.000 TL ve 55.000 TL olmak üzere banka havalesi ile davalıya ödeme yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacı bu paranın borç olarak gönderildiğini ileri sürmüş, davalı ise üçüncü kişilere ödeme yapılması için aracı kılındığını savunmuştur. Derece mahkemelerince; havalelerinde, paranın borç olarak verildiğine ilişkin bir açıklama bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de banka dekontlarında yazılı bulunan “emaneten gönderilen” ibaresi, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli olup aksinin ispat yükü davalıdadır. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; havale üzerindeki kayıt kapsamında ispat yükünün davalıda olduğu kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 10/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.