"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının ... (...)’na ait lojmanda 01.11.2008 tarihli sözleşme gereği kiracı olarak bulunmakta iken Yargıtay Cumhuriyet Savcılığından Gaziantep Hakimliğine atandığını ve ... Konut Yönetmeliği'nin 19. maddesi uyarınca 03.06.2015 tarihinde lojmanı boşaltması gerektiğini, görev süresi bitmesine rağmen lojman boşaltılmadığından ... Konut Yönetmeliği'ne göre haksız kullanım süresince 10 kat kira ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; davalının taşınmazdan tahliyesine ve 03.06.2015 tarihinden dava tarihine kadar Konut Yönetmeliği'ne göre hesaplanan 10 kat tutardan, ödemeler düşüldükten sonra kalan 5.732,03 TL tutarındaki kira alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine ve 5.732,03 TL alacağın davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 26.04.2018 tarihli ve 2018/2692 Esas 2018/4656 Karar sayılı ilamla; Ankara 9. İdare Mahkemesinin 10.12.2013 tarihli ve 2012/237 Esas ve 2013/1871 Karar sayılı dosyasının sonucunun kesinleşmesinin beklenilmesi ve kiralanan taşınmazın tahliyesinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin yöntemine uygun şekilde araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davanın kabulü ile 5.732,03 TL kira alacağının ve bir yıllık kira bedeli olmak üzere toplam 9.423,59 TL’nin davalıdan tahsiline dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 10.10.2019 tarihli 2019/4074 Esas 2019/7801 Karar sayılı ilamla davacı tarafından dava dilekçesinde 03.06.2015 tarihinden dava tarihine kadar Konut Yönetmeliği'ne göre hesaplanan 10 kat tutardan ödemeler düşüldükten sonra kalan 5.732,03 TL tutarındaki kira alacağının tahsili talep edilmiş ise de mahkemece 5.732,03 TL kira alacağının ve bir yıllık kira bedeli olmak üzere toplam 9.423,59 TL’nin tahsiline karar verilmek suretiyle hüküm kurulduğu gerekçesiyle davalının son temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davacı tarafça bakiye 5.732,03 TL kira alacağının tahsilinin talep edildiği, taleple bağlı kalınması gerektiği gözetilerek; davanın kabulü ile 5.732,03 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Davacı ile davalı arasında imzalanan 01.11.2008 başlangıç tarihli ve beş yıl oturma süreli sözleşmenin 'Hususi Şartlar' 4. maddesinde " Bu lojmanlar hakim ve savcılara belediye mücavir alanı içinde görev yaptıkları süre boyunca, .... tahsis edilir."
5. maddesinin ikinci fıkrasında "... emeklilik, istifa, başka bir yere nakil ve her ne şekilde olursa olsun memuriyet veya işçi sıfatı kalkanlar ilişiklerinin kesildiği tarihten itibaren 2 ay içinde konutu boşaltmak zorundadırlar."
6. maddesinde " Tahsis edilenlerin tayini, emekliye ayrılması, istifa ya da göreve son verilmesi halleri yine bu gibi görevle ilişiğinin kesilmesi sonucu doğuracak diğer hallerde bu işlemlerin kesinleşmesini takip eden iki ayın sonunda herhangi ihtara gerek olmaksızın lojman tahliye edilecektir. Aksi halde 12.02.1999 tarihli Temsilciler Meclisi tarafından alınan karar doğrultusunda yönetmeliğin 22. maddesi uyarınca konutu tahliye etmeyenlerden aylık kira bedeli 10 katı fazlası ile tahsil edilir. " hususları kararlaştırılmıştır.
Ankara 9. İdare Mahkemesinin 10.12.2013 tarihli ve 2012/237 Esas 2013/1871 Karar sayılı kararıyla; lojman tahsis süresi sona ermesine rağmen taşınmazı haksız yere kullanana karşı ancak müdahalenin önlenmesi (tahliye) veya ecrimisil talebinde bulunulabilecek iken, Kamu Konutları Kanunu ve Kamu Konutları Yönetmeliği'nde bulunmayan bir düzenleme ile konutu tahliye etmeyenlerden aylık kira bedelinin 10 kat fazlasıyla tahsil edileceğini düzenleyen ... Konut Yönetmeliğinin 23. maddesinin üçüncü fıkrasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, ... Konut Yönetmeliği'nin 23. maddesinin üçüncü fıkrasının iptaline karar verilmiş, karar kesinleşmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafça ... Konut Yönetmeliği'nin 23. maddesinin üçüncü fıkrasına dayanılarak açılan davada davalıdan bakiye kira alacağı talep edilmiş ise de; söz konusu maddenin idare mahkemesi kararıyla iptal edildiği gözetilmeksizin, davacının talebi doğrultusunda karar verilmiş olup; 26.04.2018 tarihli ilk bozma kararına aykırılık teşkil etmektedir.
Bu itibarla mahkemece; Kamu Konutları Yönetmeliği'nin 34. maddesinde yer alan "20 nci maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca İdarece konutta oturmasına izin verilenler hariç olmak üzere, 33 üncü madde gereğince konutta oturma süresini doldurduğu veya konutta oturma hakkı sona erdiği halde konutu tahliye etmeyenlerden, konutu on beş gün içerisinde tahliye ederek boşaltması, aksi takdirde bu sürenin bitiminden itibaren işgaliye bedeli alınacağına ilişkin olarak İdarece yapılacak tebligata rağmen, konutu tahliye ederek boşaltmayanlardan, yeni bir tebligata gerek olmaksızın, konutun tahliye tarihine kadar geçecek süreler için ödenmesi gereken kira bedeli yerine işgaliye bedeli tahsil edilir. Bu bedel; konutun tahliye edilmesi gereken tarihten sonraki üç ay için, ödenmesi gereken kira bedelinin (yakıt, elektrik, su vb. hariç) iki katı, daha sonraki aylar için ise dört katı olarak uygulanır. Ancak, bu şekilde oturulan süreler 33 üncü madde ile belirlenmiş olan sürelerin uzatılması sonucunu doğurmaz ve oturanlar yönünden bir hak teşkil etmez." düzenlemesi gözetilerek hesaplama yapılıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.