"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1414 E., 2022/1853 K.
KARAR : Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2020/166E., 2021/120K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı tarafın başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, maliki olduğu... plakalı, Renault 2011 model Latitude marka aracın dava dışı oğlu ...'nun sevk ve idaresinde iken 19.04.2018 tarihinde kaza yaptığını ve araçta arka koltukta yolcu olarak bulunan eşi ... ...'nun bu kaza sonucunda vefat ettiğini, kaza tespit tutanağı ve ifadelerden görüleceği üzere kaza yapan aracın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkıp taklalar atarak yoldan 1 metre aşağı düştüğünü, aracın 60 metre lastik izini yol üzerinde bıraktığını, kaza yapan araçta hiçbir hava yastığının açılmadığını, delil tespiti açısından yaptığı başvurunun Manisa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/45 D.İş sayılı dosyasında incelendiğini ve dosya kapsamında yapılan keşif sonrasında aldırılan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere,... plakalı araçta sürücü hava yastığı, ön yolcu hava yastığı, yan hava yastığı, perde hava yastıklarının bulunduğunu, değerlendirme ve sonuç kısmında “... çarpışma sensörlerinin takla şiddetinden oluşan yeterli darbeyi alması gerektiği ve bu sebeple perde hava yastıklarının açılması gerektiği...” kanaatine varıldığını belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve ayrıca 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, 2011 model aracın garantisi bittikten sonra açılan davanın zamanaşımına uğradığını, davacının, ihbar ve muayene yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının maddi destek almadığı kişi için destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, dava konusu aracın güvenlik sistemlerine dışarıdan müdahale edildiğinin tespit edildiğini, müteveffanın emniyet kemerinin takılı olmadığının hastane raporları ve kaza yeri raporları ile sabit olduğunu, pasif güvenlik sistemlerinin yolcuların emniyet kemerinin takılı olması üzerine tasarlandığını, emniyet kemerini takmamış olan müteveffanın vefatıyla aracın hava yastıklarının açılıp açılmaması arasında bir illiyet bağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ve yapılan yargılama neticesinde ve özellikle Gürün Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/172 E. sayılı dosyasındaki mevcut kaza tutanakları, otopsi raporları, dinlenen tanık beyanı kapsamında tanığın kazada ölen annesinin emniyet kemerinin takılıp takılmadığı hususunu hatırlamadığını beyan etmesine rağmen, kaza sırasında, müteveffa ... ...'nun aracın uzağında bulunuyor olduğu ve ceza dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde, müteveffanın kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olmadığının sabit olduğu, mahkemece yapılan keşif sonucu tanzim olunan ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyeti raporu kapsamından da özetle, hava yastıklarının açılmamasının en önemli değişkeninin emniyet kemerinin takılı olmaması olduğu, olayda sürücü ...'nun tam kusurlu bulunduğunun anlaşıldığı, alınan bu rapor kapsamında, gerekli teknik şartların oluşmaması dolayısıyla hava yastığının açılmaması mahkemece ayıp olarak değerlendirilmemiş ve bu itibarla ölüm ile hava yastığının açılmaması arasında illiyet bağının mevcut olmadığı kabul edilerek yerinde bulunmayan davanın reddine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, davalı şirkete ait araçta açılması gerekli hiçbir hava yastığının açılmadığını, Manisa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/45 D.İş sayılı dosyasının incelendiğini ve dosya kapsamında 12.04.2019 tarihli keşif sonrasında aldırılan 14.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda,... plakalı araçta sürücü hava yastığı, ön yolcu hava yastığı, yan hava yastığı, perde hava yastıklarının bulunduğunu, bilirkişi raporunun değerlendirme ve sonuç kısmında “… çarpışma sensörlerinin takla şiddetinden oluşan yeterli darbeyi alması gerektiği ve bu sebeple perde hava yastıklarının açılması gerektiği...” kanaatine varıldığını, davalı şirket tarafından üretilen aracın taklalar atarak yoldan çıkması ve uçuruma düşmesi neticesinde hiçbir hava yastığının açılmaması ve eşinin vefat etmesinin üretim ve mekanik hatadan kaynaklı olduğunu, davalının sorumluluğunda değerlendirilmesi gerektiğini, 27.08.2019 tarihinde dava açmış olmasına rağmen Yerel Mahkemece yapılan yargılamada kazadan üç yıl ve dava tarihinden iki yıl sonra 18.01.2021 tarihinde keşif ve kazalı araç ile ilgili inceleme yaptırılabildiğini ve yaptırılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddedildiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna 22.03.2021 tarihinde yaptığı itirazlar değerlendirilmeden ve bir önceki rapordaki çelişen hususlar giderilmeden eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın daha önceki kazalarından kaynaklı yapılmış tamiratlar veya yanlış uygulamalar ile hava yastıklarının açılmamış olabileceğine dair yorumlamalarda bulunulduğunu, buna dair tespitler veya yorumlamaların Mahkemece irdelenmediğini, daha önceki kazalara dair evrakların ilgili yerlerden getirtilmediğini, bilirkişi raporunda hava yastıklarının emniyet kemeri takılmamasından kaynaklı açılmamış olabileceği hususuna vurgu yapıldığını ancak bu tespitin hangi bilimsel veriye veya gerekçeye göre yapıldığının anlaşılamadığını, bu konuda bilirkişiden ek rapor istenildiğini ancak bu taleplerinin karşılanmadığını, dava dilekçesinde olayın oluşuna dair tanık deliline dayanmış olmasına rağmen tanık da dinlenmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirilmesine, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunmasına, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulmasına, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edilmesine, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olmasına, mahkeme hükmünün yasal unsurları taşımasına ve özellikle kaza sırasında müteveffanın emniyet kemeri takmaması itibariyle ölüm olayı ile davanın dayanağı olarak ileri sürülen hava yastıklarının açılmaması arasında illiyet bağının bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçelerini tekrarlamakla birlikte, davalı şirkete ait araçta açılması gerekli hiçbir hava yastığının açılmadığını, bu durumun Manisa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/45 D.İş sayılı dosyası kapsamında aldırılan 14.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda sabit olduğunu, eşinin vefat etmesinin aracın üretim ve mekanik hatasından kaynaklı olduğundan davalının sorumluluğunda değerlendirilmesi gerektiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna 22.03.2021 tarihinde yaptığı itirazlar değerlendirilmeden ve bir önceki rapordaki çelişen hususlar giderilmeden eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ayıp nedenine dayalı olarak meydana gelen cismani zarar nedeniyle talep edilen maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Yasa Koyucu tarafından HMK'nın 266 ıncı ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlenmiştir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
2.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74 üncü maddesi uyarınca; “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.” şeklindeki hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını belirleyen ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
Yargıtayın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.11.2020 tarihli ve 2012/17-2112 E. - 2020/850 K. sayılı kararı).
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmasına, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararının hukuk hâkimini bağlamasına, mahkemece kaza sırasında müteveffanın emniyet kemeri takmaması itibariyle gerçekleşen ölüm olayı ile hava yastıklarının açılmaması arasında uygun illiyet bağının bulunmadığının belirlenmiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.