Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7947 E. 2023/863 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının foseptik çukurundan sızan suların davacının hayvanlarına zarar verdiği iddiasına dayalı tazminat isteminin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalıya ait foseptik çukurundan sızan sular ile hayvanlarının ölümü arasında illiyet bağını ispatlayamaması ve davalının kusurlu bir davranışının tespit edilememesi gözetilerek, mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi raporlarına dayanılarak davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1510 E., 2022/1444 K.

KARAR : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/174 E., 2020/230 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; hayvancılık ile geçimini sağladığını, 2017 Ekim ayından itibaren davalının foseplik çukurundan arsasına sızan suları içen keçilerinin hastalandığını, buna bağlı olarak keçilerinin bir kısmının telef olduğunu, bir kısmının ise ölü doğum yaptığını, ayrıca keçilerden elde ettiği sütlerin de bu nedenle kullanılamayarak imha edildiğini ileri sürerek; şimdilik 10.000 TL maddi, 75.000 TL manevi zarar olmak toplam 85.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; evinin bahçesinde yer alan foseptik çukurunun hiçbir zaman dolu olmadığını, bu nedenle taşmasının da mümkün olmadığını, evde iki kişi yaşadıklarını, bahçesinde hayvan damı gibi yoğun foseptik üreten bir unsur olmadığını, foseptik çukurun üzerinin kapalı olduğunu, herhangi bir yağış almadığını, akacak suların davacının damına ulaşmasının fiziken mümkün olmadığını, Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğünce mahalde yapılan incelemede sorunun evindeki foseptik ile herhangi bir bağlantısı olmadığının tespit edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların komşu taşınmaz malikleri olup, davacının kendine ait taşınmazın bahçesinde hayvan yetiştiriciliği ile uğraştığı, davalının ise taşınmazını mesken olarak kullandığı, köyde genel olarak kanalizasyon altyapısının olmadığından tarafların her ikisinde de foseptik kuyusu olduğu, keşifteki gözlem ve alınan her iki bilirkişi raporunda aynı yönde belirtilen görüşe göre, davacıya ait hayvanların telef olmasına eğer başka bir nedenden kaynaklanmamış ise, foseptik kuyusunun suyu ve keçi hayvanının nazik olması nedeniyle bakımının yapıldığı ortamın yeterli hijyen ve temizliğe sahip olmayışının neden olduğu, davacıya ait hayvanların bulunduğu ağılda bu konuda gerekli ve yeterli koşulların da mevcut olmadığı, davacı tanığı olan veteriner hekim... hayvanların E.coli hastalığına yakalandığını tespit ettiğini ve buna durgun sulardaki pisliğin yol açtığını belirttiği, ortak tanık olan o dönemki muhtar Halil'de hayvanların ölümü üzerine savcılık talimatı ile jandarma eşliğinde yaptığı tespitle davalının foseptiğinde taşma olmadığını, davacıya ait taşınmazın yağmur suyu ile dolu olduğunu belirttiği, böylece davalının özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen bir davranışının tespit edilemediği, davacıya ait foseptik kuyusunun gerekli şartları taşımadığı, en yakın binaya 5 metre mesafesinin ve kapağının olmadığı, hayvanların bulunduğu yere davalının foseptik kuyusundan daha yakın bir mesafede olduğu gözönüne alındığında, davalıya ilişkin nedenselliğin de kesildiği gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; tanık beyanlarının nazara alınmadığını, yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının foseptik çukuru ile hayvan ölümleri arasında illiyet bağı kurulamaması ve davalının foseptiğinden herhangi bir sızıntı olmadığının tespiti, taraflar arasında bir başka kişiye ait tarla nitelikli taşınmaz bulunması, davacının hayvanlarındaki ölümlerin E.coli mikrobundan kaynaklandığı ve kötü bakım ile hijyen koşullarından meydana geldiği yönündeki tespitler karşısında, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf nedenlerini temyiz dilekçesinde tekrar ederek kararın bozulması talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yapı malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, iddia edilen vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.

3. Değerlendirme

Mahkemece iki ayrı bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif yapıldığı, keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporlarında davalıya ait foseptik çukurundaki atık sular nedeniyle davacının hayvanlarının zarar gördüğü yönünde bir belirlemenin bulunmadığı, toplanan deliller ile davacının iddiasının ispat edemediği anlaşılmakla, davacının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.