"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, bölge adliye mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hümün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kurum ile sağlık hizmeti sunum sözleşmesi imzaladığını, sözleşme kapsamında vermiş olduğu hizmet uyarınca kestiği faturaları davalı kuruma ibraz ettiğini, davalı kurumun bu fatura bedellerinden bazısını hiç ödemediği gibi bazı faturalardan da kesinti yaptığını, yapılan bu işlemlerin haksız olduğunu ileri sürerek; Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık 2008, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Ağustos ve Ekim 2009, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs 2010 dönemlerinde yapılan toplam 133.256,00 TL kesintinin tahsil edildikleri (bu dönem faturalarının eksik ödendiği) tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile Ekim 2011 ayına ilişkin toplam 35.270,00 TL hizmet bedelinin 15.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile Kasım 2011 ayına ilişkin toplam 40.692,00 TL hizmet bedelinin 15.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile 01.12.2011-16.12.2011 tarihleri arasında sunulan 20.000,00 TL hizmet bedelinin 15.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, kurum işleminin usul ve yasalara uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 75.962,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, karara karşı taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince 15.12.2021 tarihinde; davalının tüm, davacının sair istinaf taleplerinin reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.10.2017 tarih 2013/165 esas, 2017/387 karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine, davanın kısmen kabulüne, 88.942,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairemizce verilen 20.06.2022 tarihli ve 2022/1134 E. 2022/5971 K. sayılı ilamla; "1-.... Somut olayda bölge adliye mahkemesince kurulan hüküm incelendiğinde, hüküm fıkrasının ikinci bendinde "ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine" denildiği, yine hüküm fıkrasının üçüncü bendinde ise "davanın kısmen kabulüne, 88.942 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" denilerek çelişkili hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davalının tüm, davacının sair istinaf taleplerinin reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.10.2017 tarih, 2013/165 esas, 2017/387 karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 88.942,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
I-Davalı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361 nci maddesi uyarınca; bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Açıklanan madde hükmü gereğince, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin hakem kararlarının iptali istemiyle açılan davalarda ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlar veya ilk derece mahkemesi kararlarına karşı yapılan kanun yolu başvurusu üzerine istinaf incelemesi sonucu verdiği kararlar için ayrım yapılmaksızın 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinde belirtilen temyiz kesinlik sınırı uygulanmaktadır.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar bölge adliye mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090 TL’nin altında kalmaktadır.
II-Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
1-)Dava, davalı kurum tarafından yapılan kesintinin istirdadı talebine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının işletmekte olduğu tıp merkezinde tedavi hizmeti sunduğu SGK kapsamındaki hastaların faturalarından çeşitli nedenlerle kurumca kesinti yapılmıştır. Davacı tarafından, yapılan kesintilerin mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmelere uygun olmadığı gerekçesiyle açılan davada, uyuşmazlık konusu teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkemece bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Hükme esas alınan 26.07.2021 tarihli raporda, 01.04.2009-04.05.2010, Ekim ve Kasım 2011 ve 01.12.2011-16.12.2011 dönemlerine ait kesintilerin incelendiği anlaşılmıştır. Ancak davacı tarafça Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık 2008 ile Ocak, Şubat ve Mart 2009 dönemlerinde yapılan kesintilerin de dava konusu yapıldığı, bu dönemlerin incelenmediği, davacı tarafından buna dair itiraz dilekçesi sunulduğu halde mahkemece bu itirazların yerinde olup olmadığına dair ek rapor alınmayarak, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
O halde mahkemece, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık 2008 ile Ocak, Şubat ve Mart 2009 dönemlerine ait bilgi ve belgelerin davalıdan sorularak, taraflarca sunulan belgeler incelenip davacı tarafın itirazları da karşılanmak suretiyle dava konusu kesintilerin yerinde olup olmadığını tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, Yargıtay denetimine uygun ve hüküm kurmaya elverişli ek rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-)Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda I. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE, II-1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, II-2. bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.