Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7975 E. 2023/836 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalı kurum tarafından yapılan kesintilerin haklı olup olmadığına ilişkin alacak davası.

Gerekçe ve Sonuç: İstinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz sebebi yapılamayacağı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı tarafın itirazlarını karşıladığı ve dosya kapsamına göre davalı tarafın temyiz itirazlarının reddine ve usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1667 E., 2022/2177 K.

KARAR : Kısmen kabul kısmen ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 23. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/282 E., 2021/83 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; taraflar arasında düzenlenen Hizmet Alım Sözleşmesi gereğince “Günübirlik tedavilerde tanı yetersizliği, gereksiz tetkik istemi, branş uyumsuzluğu, endikasyon bulunmaması, tanı yetersizliği, ICD kodu uygunsuzluğu, hastanın aynı gün içinde acil girişinin olması, aynı tanıyla farklı zamanlarda tekrar gelinmişse ve sonucun normal çıkması nedeniyle yapılan kesintiler, lokal anestezi ile sedoanaljezinin birlikte fatura edilmesi, bütçe uygulama talimatlarına aykırı faturalandırma, malzemelerin serbest kodsuz malzeme olarak fatura edilmesi, SUT kodlu malzemelerin MEDULA’da SUT kodsuz olarak yer alması, malzemelerin KİK kaydının bulunmaması, iş kazası nedeniyle acil servise gelen hastaların vizite kağıdının olmaması, acil servise gelip aynı gün başka bir bölüme ya da yoğun bakım ünitesine yatırılan hastaların acil serviste yapılan işlemlerinin kesilmesi (bıçaklanma, trafik kazası, düşme, zehirlenme gibi), diyaliz faturalarından dolayı ve yapılan işlemlerin aynı tarihte değil de toplu olarak girilmesi” gibi nedenler gösterilerek davalı kurum tarafından 2010 Kasım ayına ait 134215 referans numarası ile 9.331.696,98 TL lik faturasından 8.562.880,62 TL'lik kısmının ödenerek 768.816,36 TL'lik kısmının kesintiye uğratıldığını, davalı kurumun söz konusu kesinti ile sigortalısına ait sağlık giderlerinin mali yükünü yüklediğini, zira kesinti yapılan fatura konusu tedavi ve hizmetlerinin verildiği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını, yapılan kesintinin yasal mevzuata ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız kesintinin, kesintinin yapıldığı tarihten itibaren hesaplanacak Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; ilk itirazları ile birlikte 905710 bakteri tanımlanması ve duyarlılık testinin üreme olmadan yapılamayacağını, 530360 oksijen inhalasyon tedavisinin saatlik epikrizde belirtilmesi zorunlu iken belirtilmediğini, klor (CI), potasyum vb. tahlillerin mükerrer fazladan fatura edildiğini, SUT 1. Tıbbi malzeme temin esasları gereği TİTUBB kaydı, fatura, barkodun zorunlu olması gerektiğini, SUT 7.1. tıbbi malzeme temin edilen tabi malzemelerin SUT’da belirtilen istisnalar hariç olmak üzere Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına (TİTUBB) kayıt/bildirim işleminin tamamlanmış olması gerektiğini, kuruma fatura edilen tıbbi malzemelerden TİTUBB kaydı bulunmayan, evrak kaydı olmayan ‘kik kaydı yok’ kesintilerinin, evrak kaydı yok, KİK kaydı yok diye yapılan kesintilerin dosyada kaydının olmasının mümkün olmadığını, ilgili tarihte TİTUBB sayfasında kaydının yapılmadığını, toplantı sonrasında konsantre hemodiyaliz solüsyonu (bazik ve asidik) Sağlık Bakanlığınca yayımlanan Diyaliz Merkezleri Hakkındaki Yönetmelik gereğince yapılması zorunlu olan tetkikler ile kullanılan her türlü serum ve seans sırasında gelişen komplikasyonların tedavisinde kullanılan ilaçların dahil olduğunu, ancak akut böbrek yetmezliği tanısıyla hemodiyaliz tedavisi görmesi gerektiğine dair rapor düzenlenmeksizin uygulanan hemodiyaliz tedavilerinin SUT eki listesi 704.210 işlem kodundan faturalandırıldığını, diyaliz sırasında kullanılan sarf malzemelerinin hiçbir surette tekrar kullanılamayacağını, özel diyaliz merkezlerinde sağlık raporunda belirtilen haftalık seans üzeride uygulanan ek diyaliz tedavi bedellerinin kurumca karşılanmayacağını belirterek, usul ve yasaya aykırı açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya içeriği, denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli mahiyette bulunan bilirkişi kurulu raporu birlikte değerlendirildiğinde, davalı kurumun davacı üniversitenin hak edişlerinden yaptığı 727.691,96 TL'lik kesintinin yerinde olmadığının tespiti ile bu bedel üzerinden talebin kısmen kabulü ile, 2010 yılı Kasım ayına ait faturalara yapılan 727.691,96 TL yersiz kesintinin 08.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı; teşhis ve tedavilerin ilgili hekimin onayı ile yapıldığını, ilgili tıbbi malzemelerin de hekimce tedavide kullanıldığını, radyofarmasötik işlemlerde hastanın daha önce bu tedavileri başka bir sağlık kurumunda aldığını denetlemek imkanının kendisinde olmadığını, hemodiyaliz faturalarında yapılan kesintinin de yerinde olmadığını, adli vakaların kabulünün zorunluluk olduğunu, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı; yerel mahkemece davalının cevapları ve sunulan belgeler yeterince incelenmeden, ayrıca bilirkişi raporuna yapılan itirazlar karşılanıp ek rapor alınmadan karar verildiğini ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına, toplanan delillere, yerel mahkeme gerekçesine ve özellikle dört ana branştan hekimin katılımı ile oluşturulan heyetçe verilen ayrıntılı, gerekçeli, mahkeme ve taraf denetimine elverir nitelikteki bilirkişi raporuna göre yapılan hesap ve değerlendirmelerin yerinde olduğu, ayrıca mahkemece faiz başlangıç tarihi olarak belirlenen günün dosya içerisinde mevcut "evrak mutabakat detayı" başlıklı belgeden kesinti tarihi olduğu anlaşılmakla tarafların yerinde görülmeyen istinaf talebinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrar ederek, ayrıca ilk kez temyiz dilekçesinde bildirdiği üzere davanın nispi harca tabi olduğunu, reeskont faizinin, yargılama harç ve giderinin, vekalet ücretinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet alım sözleşmesi gereğince alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesi şöyledir:

"(1) Yargıtay, onama kararında, onadığı kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermek zorundadır."

b. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 73 üncü maddesi şöyledir:

"Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır.

Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları dışındaki vakıf üniversiteleri dahil sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularınca, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen sağlık hizmetleri bedeline ek olarak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden sağlık hizmeti sunucularının giderleri ve ürettikleri sağlık hizmetlerinin maliyetleri, yapılan sübvansiyonlar gibi kriterler dikkate alınarak bu bedellerin iki katına kadar alınabilecek ilave ücretin tavanını belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. Bu tavan dahilinde alınabilecek ilave ücret oranları Kurumca belirlenir. Ancak (…) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (4), (6) ve (8) numaralı alt bentleri kapsamında sayılanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişiler ile aynı maddenin onikinci, onüçüncü ve on dördüncü fıkraları kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılan kişilerden ilave ücret alınamaz. Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen eşdeğer ilaçların, azami fiyatı ile kişinin talep ettiği eşdeğer ilacın fiyatı arasında oluşacak fark ve optik için tavan uygulanmaz ve bu fıkra kapsamında değerlendirilmez.

Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları ise otelcilik hizmeti ile dördüncü fıkrada belirtilen istisnai sağlık hizmetleri dışında, sağladıkları sağlık hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden ilave ücret talep edemez. (Mülga ikinci cümle: 21.1.2010-5947/19 md.) (…) (Ek cümleler: 21.5.2013-6486/4) Ancak yükseköğretim kurumlarına ait sağlık hizmeti sunucularında öğretim üyeleri tarafından mesai saatleri dışında bizzat verilen sağlık hizmetleri için Kurumca belirlenmiş sağlık hizmetleri bedelinin, poliklinik muayenelerinde bir katını, diğer hizmetlerde yüzde ellisini geçmemek üzere, üniversite yönetim kurulu kararıyla öğretim üyelerinin unvanları itibarıyla belirlenen miktarda ilave ücret alınabilir. Ancak alınacak ilave ücret bir defada asgari ücretin iki katını geçemez. Bu oranları bir katına kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir. Kurum bu fıkra kapsamında ilave ücret alınamayacak sağlık hizmetlerini belirlemeye yetkilidir.

Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, Kurumca belirlenmiş standartların üstündeki talepleri karşılayan otelcilik hizmetleri ile hayati öneme sahip olmama ve alternatif tedavilerin bulunması gibi hususlar göz önüne alınarak Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından belirlenen istisnai sağlık hizmetleri için, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden belirlenen hizmet fiyatlarının üç katını geçmemek üzere ilâve ücret alabilir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, Kurumca ödenecek sağlık hizmeti bedellerinin yayımlanmasını takiben otuz gün içinde ilâve ücret ödemeleri için belirlenen tavanlar dahilinde belirledikleri sağlık hizmeti fiyatlarını kuruma bildirmek zorundadır. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları fiyat değişikliklerini 5 iş günü içinde Kuruma bildirirler. Tavanlar dahilinde de olsa Kurumca belirlenen süreden önce bu fiyatlarını artıramazlar..."

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz sebebi yapılamayacağının anlaşılmasına ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı tarafın itirazlarını karşıladığının anlaşılmasına göre davalı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.