Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7994 E. 2023/908 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından ihale ile satışa çıkarılan ve davacı tarafından kazanılan taş ocağı kiralama sözleşmesinin, kiralanan taş ocağının davalı belediyenin mülkiyetinde olmaması ve gerekli izinlerin alınamaması nedeniyle davacı tarafından feshedilmesi ve peşin ödenen bedelin iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Kiralananın davacıya teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve davacının bu konuda kusurunun bulunmaması, ayrıca zamanaşımı süresinin de geçmemiş olması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1993 E., 2022/1888 K.

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA

KARAR : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Edremit 1. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/1170 E., 2021/217 K.

Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan redddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı; davalı tarafça ihale ile satışa çıkarılan taş ocağı ihalesine katılıp ihaleyi kazandığını, ihale bedeline istinaden 610.000 TL'yi davalıya ödediğini, yapılan harici araştırmada ihaleye konu edilen taş ocağının Edremit Belediyesinin mülkiyetinde veya tasarrufunda olmadığının, alınması gerekli izinlerin alınmadığının ve izin başvurularının Orman Bölge Müdürlüğünce reddedildiğinin öğrenildiğini, ödemenin iadesi ve sözleşmenin feshinin 17.01.2013 tarihli ihtar ile davalıya bildirildiği halde ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhine sehven Edremit 1. İcra Müdürlüğünün 2014/395 Esas ve 2013/4468 Esas sayılı dosyaları ile başlatılan iki ayrı takibe itiraz edildiğini, Edremit 1. İcra Müdürlüğünün 2014/395 Esas sayılı dosyasına itiraz üzerine açılan Edremit 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/152 E. ve 2015/344 K. sayılı dosyası ile iki takip açısından derdestlik nedeni ile davanın reddine karar verildiğini, eldeki davanın tahsilde tekerrür olmamak üzere açıldığını, davalının kiralanan alanı teslim imkanı bulunmadığını ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000 TL alacağın işleyecek ticari en yüksek faizi ile davalıdan tahsiline ve sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Asıl davada verilen ilk hükümden sonra açılan birleşen davada davacı; ek dava olarak bakiye 600.000 TL alacağın işleyecek en yüksek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının aynı sözleşmeden kaynaklı açtığı davanın reddine karar verildiğini, aynı konuda yeniden dava açılamayacağından kesin hüküm itirazında bulunduğunu, eksik yatırılan harcın tamamlattırılmasını, dava konusu alacağın üç ayrı icra takibine konu edilerek ilk icra takibinin 15.05.2013 tarihinde başlatıldığını, davanın ise 16.03.2016 tarihinde açıldığını, bu itibarla zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddini, aynı alacakla ilgili birden fazla icra takibi başlatılması ve dava açılması bakımından davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, mükerrer talepte bulunulduğunu, ihale sonucunda imzalanan kira sözleşmesinin 3. maddesinde verilen peşinatın teminat olarak kabul edileceği ve herhangi bir nedenden dolayı iade olunmayacağının kararlaştırıldığını, ihaleye teklif vermeden önce kiralanan alana ilişkin izinlerin alınmadığından davacının haberdar olduğunu, davacının tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme yetkisi bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Edremit Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 27.02.2018 tarihli ve 2016/179 E., 2018/199 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne dair verilmiş, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı, davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

2. Görevli İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alacak için icra takibi yapılmasının, itiraz üzerine takip durmuş olsa dahi aynı alacak için eda davası açılmasına engel olmadığı, def'inin icra takibi sonrası yapılan her işlemde kesilmesi nedeniyle yerinde olmadığı, Edremit 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/152 Esas sayılı dosyasındaki usulden red kararının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği, asıl davanın kısmi dava, birleşen davanın ise ek dava olduğu, alacak kesimlerinin farklı olduğu, davalı şirketin türünün değiştirilmesinin pasif husumetini etkilemediği, kiralananın davacıya teslim edilmediğinden kiracının sözleşmeden dönerek ifa ettiği edimi geri isteme hakkı bulunduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; birleştirilen dava yönünden derdestlik itirazının dikkate alınmadığını, davacı tarafça açılan ve yargılaması Edremit 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/636 E. sayısında yürütülen davada verilecek olan karar bu davanın sonucunu etkileyecek mahiyette olduğunu, birleştirme kararının hatalı olduğunu, hak düşürücü süre, zamanaşımı, aktif husumet, pasif husumet, kesin hüküm, mükerrerlik itirazlarının dikkate alınmadığını, kötü niyet tazminatı hakkında karar verilmediğini, davacının tacir olup ihaleye katılırken tedbirli davranması gerektiğini, davacının tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih yetkisinin bulunmadığını, faiz talebinin yersiz olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, aynı alacak için daha öncesinde mükerrer icra takipleri yapılmış olmasının alacak davasının açılmasına engel olmadığı, taraflar arasında daha önceki tarihte görülen ve usulden reddedilen davanın kesin hüküm oluşturmayacağı, birleşen dava daha sonraki tarihte açıldığından birleştirme kararının doğru olduğu, birleşen dava yönünden asıl dava dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılması talebinin davalar hakkında birleştirme kararı verilmesi, çekilen ihtar, yapılan icra takipleri ve dava tarihine göre zamanaşımı itirazının, kira sözleşmesi taraflar arasında yapıldığından aktif ve pasif husumet itirazının yerinde olmadığı, sözleşmenin 5 inci maddesi uyarınca kiraya veren gerekli izinleri alıp kiralananı kiracının kullanımına hazır hale getirmediğinden, kiracının, kira sözleşmesini fesihte ve peşin alınan kira bedelinin iadesinde haklı olduğu, sözleşmenin 3. maddesinde yer verilen düzenlemenin iadeye engel olmadığı gerekçeleriyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarlayarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davada sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin tespiti ile peşin ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bilindiği üzere; madencilik sektöründe çoğu zaman arama veya işletme ruhsatı alan gerçek veya tüzel kişiler bu ruhsatlarına göre faaliyette bulunmayıp ruhsat gereğince sahip oldukları haklarının tamamını veya bir bölümünü geçici bir süre için üçüncü kişilere devretmektedirler. Ruhsat sahibi olan madenci bu ruhsattaki işletme hakkını devretme karşılığında elde edilen cevher üzerinden veya dönemsel olarak kararlaştırılan maktu bir ücreti üçüncü kişiden almaktadır. Ruhsat sahibi ile geçici olarak maden işletme hakkını elde eden bu üçüncü kişi arasında yapılan bu sözleşme Maden işletme ruhsatı kiralama sözleşmesi olup madencilik sektöründe ve hukuksal uygulamadaki ismi ise Rödevans sözleşmesidir.

2. Rödevans sözleşmesi; ruhsatı alınan maden sahasının bir kısmı veya tamamı üzerindeki işletme hakkının, hak sahibi tarafından gerçek veya tüzel üçüncü kişilere geçici bir süre için tahsisini konu alan iki taraflı ürün kira sözleşmesi niteliğine sahiptir.

3. Yargıtayın istikrar kazanan uygulamasında (HGK'nun 11.10.2006 tarihli ve 2006/11-617 E., 2006/642 K., Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 05.07.2017 tarihli ve 2017/6471 E., 2017/11091 K. sayılı kararlarında da belirtildiği gibi); Rödovans sözleşmesinin tarafları arasında çıkan uyuşmazlıklarda sözleşme hükümleriyle, 3213 sayılı Maden Kanunu'nun ilgili hükümleri ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 357 ve devamı maddelerinde düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümlerin bünyesine uygun düştüğü ölçüde uygulanacağı kabul edilmektedir.

4. Sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca taraflar sözleşme süresi ile bağlı olup kural olarak akdin süresinden önce feshi mümkün değildir. Aksi durumda haklı bir neden olmaksızın sözleşmeyi fesheden tarafın giderim yükümlülüğü doğar. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 305 inci maddesinde “Kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir. Ancak, zararın giderilmesi istemi diğer seçimlik hakların kullanılmasını önlemez. Önemli ayıp durumunda kiracının sözleşmeyi fesih hakkı saklıdır” düzenlenmesi bulunmaktadır.

3. Değerlendirme

Davacı kiracının; genel hükümlere göre zamanaşımı süresi içinde alacağını dava edebileceği, asıl olanın tahsilde tekerrür olmamasının sağlanması olduğu, davacının talebi sözleşmenin haklı olarak feshi nedeniyle peşin ödenen kira bedelinin iadesine ilişkin olduğu, dava dışı Orman Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda kiralanan alanı işletmek üzere davalıya izin verilmediğinin belirtildiği, buna göre sözleşmede kararlaştırıldığı halde kiraya veren tarafından gerekli izinler alınarak kiralananın davacıya teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği, bu durumda davacı kiracının kusurunun bulunmadığı, sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği tarih ile asıl ve birleşen davanın açılış tarihleri arasında on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, dolayısıyla derece mahkemelerinin gerekçelerinin yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı tarafın temyiz sebeplerinin reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.