"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/15 E., 2020/254 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın dahili davalılar ... ile ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; Mahkemece 03.10.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Ek karar dahili davalılar ... ile ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, ek karar yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre; Mahkemece temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiş ise de, Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre gerekçeli kararın dahili davalılara tebliğ edilmesine esas olan tebligatın usulsüz olduğu, dolayısıyla dahili davalılar vekilinin süresinde temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 03.10.2022 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Dahili davalıların gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mülkiyeti dava dışı...'ya ait olan davaya konu taşınmazı 46.000 GBP karşılığında satın aldıklarını, satıcı...'nın vekili diğer davalı ... tarafından hazırlanan 18.06.2005 tarihli satış sözleşmesini imzaladıklarını, satış bedeli ve depozito bedeli olarak toplam 48.230 GBP ödediklerini, bunun 40.500 GBP'sini 26.07.2005 tarihinde satıcı...'nın yasal mirasçısı olan eşi davalı ...'in hesabına gönderdiklerini, ancak çeşitli bahanelerle taşınmazın kendilerine devredilmediğini, taşınmaz üzerinde kamu haczi bulunduğunu, devrinin yasal olarak mümkün olmadığını öğrendiklerini, oysa davalı ...'in görüşmeler sırasında taşınmazın satışı için herhangi bir hukuki engel bulunmadığını belirttiğini, özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, ödedikleri bedelin iade edilmesi gerektiğini, mağdur olduklarını ileri sürerek; ödedikleri 48.230 GBP'nin ödeme tarihlerinden itibaren devlet bankalarınca GBP ile açılmış bir yıllık mevduat hesaplarına uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak yasal faiziyle; 10.000,00 TL manevi tazminatın ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
1-Davalı ...; tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, kendisine yapılan herhangi bir ödemenin bulunmadığını, resmi olarak vekillik sıfatından da bahsedilemeyeceğini, sözleşmenin tarafınca hazırlanmadığını, sadece davacılar için iş takibi ve tercümanlık yaptığını, bu işlemlerden ötürü almış olduğu ücretin ise 500 GBP olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
2-Davalı ...; davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında davacılar tarafından kendisine yapılan toplam ödemenin 41.500 GBP olduğunu, işbu parayı eşine teslim ettiğini beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; eldeki davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak istemiyle açıldığı, davaya konu taşınmaz satışı nedeniyle davalı ... tarafından eşi... adına vekaleten tahsil edilen toplam bedelin 46.000 GBP olduğu, ancak satıcı...'nın borcundan dolayı eşi davalı ...'in miras payı oranında sorumluluğuna gidilebileceği, işbu bedelin ise 11.500 GBP olduğu, öte yandan davalı ...'in haksız olarak uhdesine geçirdiği tutarın ise 1.730 GBP olduğu, paranın tahsil edildiği tarih itibariyle alacağın muaccel hale geldiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 1.730 GBP'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den tahsiline, 11.500 GBP'nin ise 26.07.2005 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca GBP üzerinden açılmış 1 yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, davalı ... vekili ile davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 26.02.2019 tarihli ve 2017/10769 E., 2019/1562 K. sayılı ilamla; (1) numaralı bentle davalı ... vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra,
"...2-...mahkemece; geçersiz olan sözleşmeye dayalı olarak satıcı... Kösem'e yapılan ödemenin tamamından, mirasçısı olan davalı ...'in davacılara karşı müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken, davalının miras payı oranında alacaktan sorumlu olduğuna dair yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1.Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama sırasında davalı ...'in 30.12.2017 tarihinde vefat etmesi üzerine mirasçılarının davaya dahil edildiği, dahili davalıların 16.09.2020 havale tarihli dilekçeleri ile mirası reddettiklerine dair beyanda bulundukları ve bu hususta ilgili mahkeme kararını dosyaya sundukları, Gülden'in mirasçıları olan dahili davalıların 46.000 GBP'yi davacılara iade etmekle yükümlü oldukları gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 1.730 GBP'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den tahsiline, 46.000 GBP'nin ise 26.07.2005 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca GBP üzerinden açılmış 1 yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek yasal faiziyle birlikte Gülden'in mirasçıları dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; karara karşı, davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 17.11.2021 tarihli ve 2021/7418 E., 2021/11543 K. sayılı ilamıyla; "...Somut olayda; mahkemece verilen ilk hükümde, davalı ... yönünden verilen kısmen kabul kararı ve reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretinin, davacılar ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz itirazlarının reddedilerek kesinleştiği, bozma sonrasında ise, mahkemece davalı ... hakkında aynı hüküm kurulmasına rağmen reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretinin değiştirilerek karar verildiği görülmektedir.
Buna göre mahkemece; davalı ... hakkındaki davaya ilişkin hükmün bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleştiği, bu şekilde davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle, karar vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmıştır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Dairece verilen düzelterek onama kararından sonra, dahili davalılar vekilinin süresi içinde mahkeme kararına karşı temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.
B. Temyiz Sebepleri
Dahili davalılar vekili; davalı ...'in yargılama sırasında vefatı üzerine mirasçıları olan dahili davalıların tamamının mirası reddettiklerini, kesinleşen mirasın reddine ilişkin kararın dosyaya sunulmasına ve bu hususun kararın gerekçesinde de belirtilmiş olmasına rağmen Mahkemece, dahili davalılar aleyhine hüküm tesis edilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) "En yakın mirasçıların tamamı tarafından ret" başlıklı 612 nci maddesinde; "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.
Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
2. Mirasın Kanunda öngörülen koşullarının gerçekleşmesi üzerine mahkemece yapılan resmî tasfiye; Miras Hukukunda “kendiliğinden resmi tasfiye” ve “isteme bağlı resmi tasfiye” şeklinde düzenlenmiş olup mirasın en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddolunması kendiliğinden resmî tasfiye kapsamındadır.
3. O hâlde en yakın yasal mirasçıların mirası reddettikleri anlaşılıyorsa sulh hukuk hâkimi kendiliğinden resmî tasfiye yoluna gitmelidir. Başka bir deyişle en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin belirlenmesi durumunda miras sulh hukuk hâkimi tarafından herhangi bir başvuruya gerek bulunmadan iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.
4. Öte yandan; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
5.Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece verilen 17.11.2015 tarihli kararda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, anılan kararın davacılar ile davalı ...'in temyizi üzerine; Dairece verilen bozma ilamında, davalı ...'in tüm, davacıların sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, hükmün davacılar yararına davalı ... yönünden bozulduğu, eş söyleyişle davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olmasına rağmen Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı ... yönünden yeniden hüküm tesis edilmiş olması, usul ve kanuna aykırıdır.
2. Yargılama devam ederken davalı ...'in 30.12.2017 tarihinde vefat etmesi üzerine Mahkemece, mirasçılarının davaya dahil edildiği, dahili davalı mirasçıların annelerinin mirasını reddettiklerine dair kararı dosyaya sundukları, mirasın reddine dair kararın 27.06.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
3. Bu durumda Mahkemece; davalı ...'in mirasının en yakın mirasçılarının tamamı tarafından reddedildiği dikkate alınarak, taraf teşkilinin sağlanması amacıyla mahallin sulh hukuk mahkemesine durum bildirilerek iflas hükümlerine göre reddolunan mirasın tasfiyesinin sağlanması, davalı ... için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile yargılamaya devam edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesiside usul ve kanuna aykırıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Mahkemenin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 03.10.2022 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,
2. Dairece verilen 26.02.2019 tarihli ve 2017/10769 E. - 2019/1562 K. sayılı düzelterek onama ilamının yeniden yapılan temyiz incelemesi nedeniyle KALDIRILMASINA,
3. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davalı ve dahili davalılar yararına BOZULMASINA,
4. Aşağıda yazılı peşin alınan temyiz karar harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi geregince kararın tebliginden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.03.2023 tarihinde oy birligi ile karar verildi.