"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/971 E., 2022/940 K
DAVA TARİHİ : 19.10.2016
KARAR : Davanın reddi, davanın husumetten reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/1137 E., 2019/508 K.
Taraflar arasındaki alacak (simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı Denge İnşaat Mimarlık Turizm Tic. Ltd. Şti. Yönünden davanın reddine, M. Ziya Denizoğlu yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında 30.09.2014 günü satış yetki anlaşması imzalandığını, müvekkilinin davalılara ait gayrımenkullerin satışına aracılık edeceği, tanıtımını yaptığı kişi ve kurumlara satış yapılması halinde, satış bedeli üzerinden %1 komisyon alacağı konusunda anlaştıklarını, ekte sunulan yazışmalar ve belgelerden de açıkça anlaşıldığı gibi müvekkilin tanıtımını yaptığı Bilge Adam Bilg. ve Eğitim Hizm. San. Tic. A.Ş.'ye Mühürdar Projesi'nde Caferağa Mah., 87 ada, 13 parseldeki binanın satışının yapıldığını ancak komisyon bedeli olan 121.000,00 TL'nin ödenmediğini beyan ederek; 121.000,00 TL komisyon ücretinin hak edildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, davacının fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı tutulmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu Mühürdar projesi olarak anılan Caferağa Mah., 87 ada, 13 parseldeki binanın satımının başka bir firma aracılığıyla gerçekleştirildiğini ve ona komisyon ödendiğini, taraflar arasında imzalanan 30.09.2014 tarihli sözleşmede, Denge İnşaat... Ltd. Şti.'nin uhdesinde bulunan tüm gayrimenkullerin satışlarıyla ilgili olarak Mutluol Proje Firması kanalından gelmesi, müvekkiline bildirilmesi ve bu kişilere satış yapılması şartıyla % 1 komisyon ödemesi yapılacağının kararlaştırıldığını, davaya konu taşınmazın Bilge Adam Bilg. Ve Eğitim Hizm. San. Tic. A.Ş. unvanlı şirkete satıldığını; davacı tarafından söz konusu taşınmazın alımına yönelik anılan firma yönünden herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, davacının tarafları bir araya getirmediğini, bahse konu taşınmazın satışının Soner Emlak aracılığıyla gerçekleştirildiğini, komisyon tutarının adı geçen firmaya ödendiğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Davanın TBK 520 maddesinden kaynaklanan simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağına ilişkin olduğu,tarafların tacir olması nedeni ile davaya bakma görevinin Mahkemelerinde olduğu, TBK 520 maddesindeki sözleşmenin şekle tabi olmadığı, ancak yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağının yasal düzenleme gereği olduğu, sözleşmenin kurulması ile birlikte TBK 521 maddesi gereğince ücretin hak edilmeyeceği, akdin kurulması ile birlikte sonuçlanması halinde ücretin ödeneceği, davacı ile davalılardan Denge İnş. Ltd. Şti. arasında 30.09.2014 tarihli Satış Yetkisi başlıklı belgenin imzalandığı ve satış bedeli üzerinden % 1 komisyon kararlaştırıldığı, somut olayda taraflar arasında sözleşme imzalanmış ise de ispat yükünün alıcının bulunması, satıcı ile bir araya getirilmesi, davalı satıcıya yönlendirilmesi ve satım aktinin kurulması gerektiği halde, dava konusu taşınmazın davalı tarafından dava dışı Bilge Adam A.Ş ye 16.02.2016 tarihinde satıldığı, davacı ile davalılardan Denge arasındaki mail yazışmasının satıştan 14 ay öncesine ait olduğu, dinlenen davacı tanağı Rıfat Yüzbaşıoğlunun beyanında taşınmazın satışından önce , satışa hazırlık ve satış aşamasında bilgi sahibi olmadığı, satış yapıldıktan sonra bir konuşmaya tanıklık ettiğini, bu nedenle beyanına itibar edilemeyeceği, diğer tanık Nebi Cebecinin de davalınn eski çalışanı olduğu, işyerinden çıkarılmış olması nedeni ile 2014 yılında davacı ile beraber gelen ve dava dışı Bilge Adam Bilg. Ve Eğitim Hizm. San. Tic. A.Ş. yetkilisi olduğu kişilerin binayı gezdiklerine ilişkin beyanına bu tanığın davalı çalışanı iken 11.05.2016 tarihinde işten ayrıldığı anlaşılmakla bu tanığın beyanına itibar edilmemesi gerektiği, davacının tanık beyanı ve satış tarihinden yaklaşık 14 ay öncesine ilişkin malinin hizmetin verildiğine ilişkin kesin delil niteliğinde bulunmadığı, davacının yemin deliline de dayanmadığı'' gerekçesiyle TBK 521 inci maddesi gereğince açılan davanın davalı Denge İnşaat Mimarlık Turizm Tic. Ltd. Şti., yönünden reddine, diğer davalı yönünden kurulmuş bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında dava konusu taşınmazın satımı konusunda özel yazılı anlaşma olduğu gibi davalıların diğer tüm taşınmazlarının satımı için dosyada mübrez genel bir sözleşme olduğunu, bu sözleşmelerin incelenmesinde herhangi bir süre tahdidinin bulunmadığının görüleceğini, diğer davalı hakkında davalının pasif husumetten reddinin yanlış olduğunu, zira bu davalının da sözleşmeyi bizzat imzaladığını, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olması sebebi ile kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''davacının simsarlık sözleşmesi olarak dayandığı "satış yetki anlaşması" isimli belgede, aracılık faaliyetine konu taşınmaz ya da taşınmazların bilgilerine yer verilmemekle birlikte; "ekte listelenmiş olan gayrimenkullerin satışına aracılık edilmesi" şeklinde ibare bulunduğu, dava dilekçesinde, sözleşmeye ekli olarak Kadıköy Mühürdar'da 1.400m2 kapalı alan bodrum +5 kat kapalı alanda 12.100,00 TL komple bina ve yine Kadıköy Mühürdar'da 1.400m2 kapalı alan bodrum +5 Kat sıfır bina 6.000.00 USD bilgilerine yer verildiği, zaten davalı vekilinin de dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın taraflar arasındaki sözleşmeye konu edilmemiş olduğuna yönelik bir itirazı olmadığı, bu nedenle, bu belgenin yazılılık şartını yerine getirmeye elverişli olduğu, davalı vekilinin, taşınmazın satın alınmasına davacının aracılık etmediğini iddia ettiği, somut olayda; taşınmazın gezdirilmesi, gösterilmesi tellallık amacıyla ve buna bağlı hukuki sonuçların doğması iradesiyle yapıldığından, gezdirme ve yer göstermenin; hukuki işlemin içindeki maddi vakıa oldukları, hukuki fiil olmadıkları, Mahkemece bu hususta tanık dinlenmesinin hukuka aykırı olduğu, davacının, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı, dosya içerisindeki 11.10.2014 tarihli mail çıktısı mevcut olmakla; sözkonusu belgenin karşı tarafın elinden sadır olan bir belge niteliğinde bulunmadığından delil başlangıcı niteliği olmadığı, o halde her ne kadar ilk derece mahkemesince yargılama aşamasında davacının tanıkları dinlenilmiş olsa da; davacının dava konusu taşınmazı dava dışı şirkete gezdirip gösterdiği iddiasını ispat noktasında tanık dinlenilmesinin hiç bir şekilde mümkün olmadığı, dolayısıyla tanık beyanlarının sonuca etkili görülmediği, sonuç olarak; somut olayda davacının aracılık hizmeti verdiğini usulüne uygun delillerle ispat edemediği, kaldı ki dava konusu sözleşmede taşınmazın satımı konusunda belli bir süre kararlaştırılmadığından sözleşmenin niteliği gereği davacının makul kabul edilebilecek bir süre içerisinde taşınmaza ilişkin aracılık faaliyetini ifa etmesi gerektiği, dava konusu taşınmazın 16.02.2016 tarihinde satılmış olduğu hususu da göz önüne alındığında 30.09.2014 tarihli sözleşmeden kaynaklı olarak davacının simsarlık ücreti talep etmesinin mümkün kabul edilmediği, diğer davalı ..., simsarlık sözleşmesini kendi adına değil, şirket yetkilisi sıfatı ile imzaladığından ona karşı husumet yöneltilmesinin de mümkün olmadığı'' gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, simsarlık (tellallık) sözleşmesi kapsamında gayrimenkul alım satımına aracılık etmekten kaynaklı ücret alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi; ''Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.'' şeklindedir.
2. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520/1 inci maddesi; ''Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.'' ifadesiyle simsarlık sözleşmesini tanımlamıştır.
3. 6098 Sayılı Kanun'un 520/3 üncü maddesinde taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı hüküm altına alınmıştır.
4. 6098 Sayılı Kanun'un 521/1 inci maddesi gereği simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır.
5. "Somut olayda; taşınmazın gezdirilmesi, gösterilmesi tellallık amacıyla ve buna bağlı hukuki sonuçların doğması iradesiyle yapıldığından, hukuki işlemin içindeki maddi vakıa oldukları, hukuki fiil olmadıkları açıktır. Bu durumda, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davaya konu taşınmazın gezdirildiği, gösterildiği belirtilmesine karşın aksinin tanıkla ispatı kabul edilemez. '' (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.02.2020 tarihli, 2017/13-543 E., 2020/64 K., sayılı kararı.)
3.Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı ile davalı arasında 6098 Sayılı Kanun'un 520/3 üncü maddesi gereği geçerli bir simsarlık sözleşmesi bulunduğu, aynı Kanunun 521/1 inci maddesi gereği davacının, davalı ile dava dışı şirket arasında sözleşme kurulmasına aracılık ettiğini ispatlaması ile ücrete hak kazanacağı, ancak davacının aracılık faaliyetinde bulunduğu hususunu usul ve yukarıda bahsedilen kanun hükümlerine uygun şekilde ispatlayamadığı, bu hususta tanık dinlenmesinin de mümkün olmadığı, sözleşmenin Denge İnş. Mimarlık Tur. Tic. Ltd. Şti. adına şirket yetkilisi M. Ziya Denizoğlu tarafından imzalandığı, sözleşme altında tek bir imza olup, bunun da şirket adına atıldığının anlaşıldığı, davalı ...'nun sözleşmeyi kendi adına imzaladığı hususunun ispatlanmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine.
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.