"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/211 E., 2021/242 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı ... ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, sonrasında tahsis kararının iptal edilmesi üzerine ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek; arsanın rayiç değerinden belirsiz alacak olarak şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı birleşen davada; aynı maddi vakıalara dayanarak 56.866,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacı tarafından davalı kuruma yapılan başvuru üzerine ödenen arsa tahsis bedelinin davacının
talebi doğrultusunda değer artışıda ilave edilmek sureti ile iade edildiğini, bu yönde taraflar arasında ibraname düzenlendiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.11.2015 tarihli ve 2015/323 Esas, 2015/907 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında ibraname düzenlendiği, davacı tarafça ibra sözleşmesinin geçersizliği yönünde herhangi bir savunmada bulunulmadığı, irade fesadı yada aşırı yararlanma hallerinin varlığının ileri sürülmediği, bu durumda ibranamenin geçerli ve buna bağlı olarak borcun ifa yoluyla sona ermiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince 6745 sayılı Kanunun 12. maddesiyle 775 sayılı Gecekondu Kanununa eklenen geçici 10. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan mahkemece, 29.06.2020 tarihli ve 2018/450 Esas, 2020/131 Karar sayılı karar ile; asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairece; davacının Şahinbey Belediye Başkanlığına hitaben yazdığı dilekçesi ile ödemiş olduğu meblağın değer artış oranına göre hesaplanmasını ve belirlenen tutarın tarafına ödenmesini talep ettiği, buna göre de kendisine davalı ... tarafından ödeme yapıldığı, davacının yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, yapılan ödemenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 131. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu 113. madde) işaret edilen ve borcu sona erdiren hallerden biri olduğu, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamında belirtilen gerekçe ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dosyada bir ibranın olmadığını, buna rağmen talep yazısının ibra gibi yorumlandığını, ibra iradesinin açık ve net olması gerektiğini, gerçek zarar ile ibra edilen miktar gözetilerek kararın bozulması gerektiğini, irade fesadına dair tanıklarının da dinlenmediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan arsa tahsis sözleşmesi ve sonrasında belediye meclisinin
arsa tahsislerinin iptaline ilişkin kararı ile ifanın imkansız hale gelmesinden kaynaklı rayiç değerin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 131 inci maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu 113 üncü madde).
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararın bozulması 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları, bozma ilamı ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 üncü atfıyla 1086 sayılı HUMK'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar
düzeltme yolu açık olmak üzere, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.